Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çocukluğumdan itibaren dersem yalan olur. Çünkü çocukken hiç kalem oynatan biri değildim. Ama üretmeyi seviyordum. Hayal gücümü kullanmayı, bununla bir şeyler yaratmayı seviyordum. İlk kitabım çıktıktan sonra çizime yöneldim. Önce basit çizimler ve grafik tasarımlar yapmaya başladım.
Kapak tasarımı ile ismimi yavaş yavaş duyurmaya çalıştım, belirli bir vakit geçince zaten artık alışmıştım. Sanat Tarihi okumam bilinenin aksine çizime hiçbir faydası dokunmuyor. Bu da müfredat yüzünden olmalı.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Ben kişisel hayatımda bir şirkette grafik tasarımcı olarak çalışıyorum. Evde geçen vaktimin çoğunda çizimle ve öykülerle uğraşıyorum. Öykü-çizimleri şu sıra yaptığım en eğlenceli işlerden bir tanesi.
Bana önce dosyanın özeti geliyor. Ona göre yapıp yapamayacağımı söylüyorum. Ben hem bir grafiker hem de bir çizer olarak, mutfağın içinde olduğumdan kısıtlanmayı sevmiyorum. Çünkü kısıtlandığım zaman çizime kendimi veremiyor ve doğal olarak ortaya güzel bir şey çıkartamıyorum. Zamanla oturacak fikirler vardır, çizimde bunu gerektirir. Ne hızlı ne de çok yavaş olmalı.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Yayınevlerinde çalışmaya başladım başlayalı hep yazarlarla muhatap içinde oldum. Bu tahmin edeceğinizden daha zorlu bir süreç. Çünkü yazar işin mutfağını bilmiyor. Ona her şey kolay veya başarılabilir geliyor. En basit örneği kesim payı, renk oranı gibi kavramlar onlar için bir anlam ifade etmiyor. Bende bu durumu geç anlamış grafik tasarımcılardanım. O yüzden yavaş yavaş editörle muhatap olmaya çalışıyorum.
Yazar genellikle isteğini söylüyor veya ona gönderdiğim formu dolduruyor. Daha sonra onlar üzerine eskizler çalışıp, sunum yapıyorum. Onay geldiği takdirde son halini hazırlıyorum.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Sık sık sosyal medyayı takip ediyorum. Çok başarılı bulduğum arkadaşlarım var. Onların çalışmalarına, yabancı sanatçıların çalışmalarına bakıyorum. Hıristiyan ikonografisi oldukça ilgi çekici. İlhamlarımın çoğunu İncil’den veya Tevrat’tan alıyorum. Dini metaforları kendi bakış açımla sunmak hoşuma gidiyor. Örneğin beyaz yakalı Mesih çizimimde ‘’İsa’yı’’ kapital sistemde bir beyaz yakalı olarak temsil etmek istedim. O da en beğenilen çalışmalarımdan biri oldu.
www.behance.net bir çizer için oldukça önemli. Birçok sanatçı orayı kullanıyor ve farklı teknikler görmenize olanak sunuyor. Maalesef ülkemizde illüstrasyon temelli dergi sayısı yok denecek kadar az. Büyük dergiler çizer kadrosunu hep aynı tuttuğundan yeni sanatçılar kendini tanıtmakta güçlük çekebiliyor.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Tabii. Önce dosya gelir, kuruldan geçer sonra özeti bana gelir ve yapıp yapamayacağım sorulur. Benimde onayımdan geçerse iş sözleşme kısmına gelir. Sözleşmeler yapılır ve işin zorlu süreci başlar. Yazarla saatlerce görüşülen telefonlar, mailler, eskizler derken insan kendini kargaşanın içinde bulur ve akla o soru gelir; ‘’Yetiştirebilecek miyim?’’ Ama ilk çizimini bitirir, yazara sunarsın ve o beğendiği vakit tüm neşen yerine gelir ve eskizlere devam edersin.
Bu süreç hemen hemen böyle işliyor. Yazar-Çizer görüşmesi ve empatisi bir o kadar önemli. Yazar, çizeri anlamalı, çizer, yazarı anlamalı.