Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Bu konuda çoğu çizerle çok benzer bir hikayem var: Çocukluğumdan beri çiziyorum. 🙂 Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde resim bölümü okuduktan sonra Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film/Animasyon Bölümünden mezun oldum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Kitaplara hazırlanırken öncelikle öyküyü okuyup birkaç gün üzerine düşünüyorum. Sonra, kitapta öne çıkan karakterler ve mekanlarla ilgili konsept çalışmaları yapıp editörle paylaşıyorum. Bu aşamadan sonra kitabın tüm sayfalarının akışı ve birbiriyle ilişkisini görebilmek için storyboard çalışıyorum, yine editörün yorumlarını alıp, renklendirme aşamasına geçiyorum.
Rutinim aslında laptopım ve tabletime açabildiğim alanlarda çalışabilmekle şekilleniyor. Her projenin ihtiyacına göre önceliklerimi belirlemeye çalışıyorum. Dönem kitabıysa; döneme dair araştırmalar yapıyorum önden, film, kitap vs. gibi kaynaklardan. Vakıf olmadığım bir teması veya içeriği varsa, bu içeriğe dair bir araştırma sürecine giriyorum. Bazen çizmem gereken coğrafya tanıdık olmuyor, o zaman da mekâna dair bir araştırma yapıyorum.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çoğu kitapta aslında yazar ve çizer iletişim halinde olmuyor, arada editör oluyor. Bunu açıkçası sağlıklı buluyorum. Editör, yazarın yorumları ve geri dönüşlerini, kendi düzenlemeleriyle birlikte bana yolluyor, böylece hem projede iki farklı kaynaktan geri dönüş almamış oluyoruz, hem süreç hızlı ilerliyor. Hem de teknik konularda, editör yazarla konuşup geri dönüşlerin filtrelenmiş halini bana iletiyor.
Proje sonunda genelde yazarlarla konuşmuş oluyoruz, ortaya çıkardığımız kitaptan her iki taraf da memnun olursa keyifli diyaloglar oluyor tabii. Ben şimdiye kadar hep bana ilham olan ve uyumlu yazarlarla çalıştım, bu konuda şanslıyım. 🙂
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Hayatta ilham almanın ve vermenin bir dengesi olduğunu düşünüyorum. Etrafımdaki her şeyden ve herkesten entelektüel anlamda beslenmeye çalışıyorum. Ben de kendi hayatımı, mümkün olduğunca ilham verici hale getirmeye çalışıyorum. Dengeli bir alma verme ilişkisi kurabiliyoruz böylece. Baktığım, gördüğüm her şeyden beslenmeye çalışırım. Bunun bir ayrımı yok. Özellikle doğanın kendi içerisindeki döngüleri çok ilham verici buluyorum. Bunun dışında, sinema benim için her anlamda çok önemli bir kaynak. Metinsel olarak, anlatımsal, görsel ve işitsel olarak izlediğim filmleri hep okumaya, o filmlerde ne iyi çözümlenmişse bunu anlayıp, kendime katmaya çalışıyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Benim için süreç, editörden gelen e-mail ile başlıyor. Ardından, eğer çalışma takvimleri ve diğer koşullar uygunsa öyküyü inceliyor ve üzerine birkaç konsept tasarım yapıyorum. Karakterlerde hemfikir olduğumuz zaman, kitabın tüm sayfalarını görebildiğimiz bir storyboard yapıyorum. Bu storyboard sayesinde, sayfaların birbiriyle bağlantısını, art arda gelen sayfalardaki kadrajların uyumunu ve hikâyenin akışıyla resimlerin birbiriyle olan ilişkisini ekip olarak gözden geçiriyoruz.
Sonrasında bu sayfalar için varsa gereken düzenlemeleri yapıp, renklendirme kısmına geçiyorum. Renklendirme kısmı da bittiğinde, sayfaları, yayınevinin baskıya hazırlamak üzere çalışacağı formatta yollayıp, benim tarafımdaki iş kolunu sonlandırmış oluyorum.
edebiyathaber.net (18 Haziran 2022)