Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Küçüklüğümde kendimi dergilerden ya da okul kitaplarındaki resimleri bakarak çizerken buluyordum. Her çocuk gibi resim yapmaktan keyif alıyordum. Aslında çizimle olan ilişkim ilkokulda ‘’ATİK ALİ’’ kitaplarındaki resimleri önce babama çizdirip daha sonra onun çizerkenki hallerini taklit ederek başladı diyebilirim. Daha sonra yapabilirliğimi keşfettikçe, evde ve okulda bu durum takdir edilmeye başladığı andan itibaren yolculuğumun ne kadar keyifli olduğunu anladım. Ve günümüzde geldiğim noktaya kadar tutkum git gide büyüdü ve hala kendimi iyi ya da kötü her anımda çizerken buluyorum.
Yeteneğimi, tutkularımı çok erken keşfetmem eğitim hayatıma da yansıdı tabii ki. Lise hayatıma hazırlanırken nasıl oldu ben de bilmiyorum güzel sanatlar lisesi sınavlarını kaçırdım. O yüzden kız meslek lisesinde grafik tasarım eğitimi aldım. Çok verimli lise hayatım, yaptığım stajlar aslında beni bugünüme hazırlayan en önemli etkenmiş bunu şimdi anlıyorum. Hiç ara vermeden üniversite hayatıma geçiş yaptım ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Anasanat Dalı’nı kazandım. Eğitim hayatımın çeşitliliği için mutluyum. Sanatın birçok dalını öğrenmek ve deneyimlemek çok keyifliydi. Günümüzde hala birçok eğitime katılmaya, öğrenmeye özen gösteriyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Ben kendime seyyar çizer diyorum. Bir rutine, bir mekâna bağlı kalmadan üretiyorum. Çizdiğim ortamda güzel bir ışık, güzel bir koku varsa ben orda keyifleniyorum. Çalışma alanım bazen tekli koltuk, bazen salıncak ya da çalışma odam olabiliyor. Genelde tüm kitaplarımı hayat tempomun çok yüksek olduğu zamanlarda resimlediğim için bankada sıra beklerken bile çizdiğim oldu. Her boşluğu değerlendiriyorum anlayacağınız. Ama en büyük keyfim bir şeyler izlerken çizmek. Genelde animasyon filmleri çok izlerim.
Benim sürecimi geliştiren bir etmen olduğunu düşünüyorum. Çünkü sayfa tasarımı oluştururken resme sinematografik bir yaklaşımda bulunmamı sağlıyor. Hem çocuk ruhumu besliyorum hem gözümü geliştiriyorum haliyle kitaba hazırlanma fikir bulma süreçlerimi de hızlandırıyor.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Kitap resimlemenin en önemli noktası bence yazarın hikayesiyle benim çizim üslubumun örtüşmesi. Bu durumda editörlerin yönlendirmeleri işi kaliteli bir hale getiriyor. Genelde editörlerin tavsiyelerine ve yazarların isteklerine kulak veriyorum. Bir tasarımı oluştururken çok fazla resmin içerisinde yer aldığımız için bazı küçük doneleri atlayabiliyoruz. Başka bir gözün tavsiyesi ve bakış açısı her zaman önemlidir. Tasarıma zenginlik verir. Ben de bunu önemsiyorum. Ben sanırım çok şanslı bir çizerim çalıştığım tüm yazarlar, editörler çok tatlı ve nazikti.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Çok fazla gözlemliyorum. Özellikle kendimce güzel ve estetik bulduğum her şeyi dibine kadar inceliyorum. Sanırım aklıma kazıyorum ve bir yerde de onu kullanabileceğim anları bekliyorum.
Bu bir şekil, bir doku olabilir. Gözlemlerimi fotoğraflıyorum. Hatta o kadar çok fotoğraf çekiyorum ki bazen görselleri arşivleyecek yer bulamıyorum. Çocuk kitaplarını çok inceliyorum, başka çizerlerin hikâyeyi nasıl çözümlediğine mutlaka bakarım. Ve çok hayal kurarım. Dinlediğim her hikâyede “acaba bu bir kitap olsa ben bu karakteri nasıl resimlerim?” diye düşünüyorum. Ufkumu geliştiren noktalar bunlar benim için.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Hikâye ilk bana geldiğinde nasıl bir karakterle yolculuğa çıkıyorum acaba diye heyecanlanıyorum.
Zaten hikâyeyi okur okumaz aklımda tüm sahneler ve karakterler şekilleniyor. Sonra kendimi o karakterin yerine koyuyorum ve defalarca okuyorum. Sonra renkler beliriyor kafamda.
İşin en keyif aldığım noktasına geliyor sıra. Karakter tasarlamak. Bayılıyorum yeni bir arkadaş edinmeye ve onunla yolculuğa çıkmaya. Tüm eskizlerimi bitirdikten sonra editör ve yazarın onay süreci için bekliyorum. Renklendirme sürecim başlıyor. Bazen çizdikçe aklıma yeni fikirler geliyorsa mutlaka ekliyorum. İlk sayfadan kapak tasarımına kadar tüm heyecanınızı ve sabrınızı korumanız gerekiyor çünkü bazen revizelerle karşılaşabilirsiniz 🙂 . Teslim edip kitabı elinize aldığınız zaman dilimi bile çok keyifli. Bir de kitabı eline aldığınız ve kokusunu içinize çektiğiniz anı hayal edin. İşte o zaman tüm zahmetlere değiyor.
edebiyathaber.net (20 Mayıs 2023)