Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Kulağa klişe gelse de, kendimi bildim bileli hayatımda hep çizim vardı. İlkokulda olduğum dönem, cipslerden üzerlerinde çeşitli Looney Tunes karakterleri olan ‘taso’lar çıkardı. Mahalledeki tüm çocuklar birbirlerinin tasoları için kapışırken, ben onların üzerindeki karakterleri defterlerime çizer, kendimce fanzinler, dergiler çıkartırdım. Üniversiteye kadar hep bir köşede beni bekledi çizim.
Ardından Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, grafik sanatlar bölümüne girdim. Burada Türk illüstrasyonunun önemli isimlerinden Gürbüz Doğan Ekşioğlu’ndan illüstrasyon dersi alma fırsatı buldum. O zamanlar aklımda çizer ya da illüstratör olmak gibi bir düşünce yoktu. Tüm sınıf gibi sanat yönetmeni olarak hayatıma devam edeceğimi düşünüyordum ki bir süre öyle de oldu. 2006 yılında mezun olduktan sonra önce masaüstü yayıncılık ve sonra da reklam sektörlerinde 2014 yılına kadar çalıştım. Ama hep içimde bir arayış vardı, ara ara yaptığım serbest illüstrasyon çalışmaları beni daha mutlu ediyordu. Derken 2014 yılında bir proje çıktı karşıma; The Business Year dergisi her sene kapak illüstrasyonları için yeni sanatçılarla çalışıyordu. Benim daha önce yaptığım serbest çalışmalardan birini beğenmişler. Benden de bir örnek çalışma istediler. Sonrasında birkaç sanatçı arasından benim yaklaşımımı seçmişler. Böylelikle uzun soluklu bir illüstrasyon işi alarak çalıştığım reklam ajansından ve büyüdüğüm şehir İstanbul’dan ayrıldım.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
İllüstrasyon kariyerimde sadece tek bir çocuk kitabı resimledim. Bu yüzden kendi alanımdan cevap vermem daha sağlıklı olur. Öncelikle yazılı bir brif talep ediyorum. Bu brifte neden bu projede bir illüstrasyona ihtiyaç olduğunu, bu çizimle neye açıklık getirmek istendiğini anlamaya çalışıyorum.
Hakkında çok fikrim olmayan bir sektör ya da şehirse, projeyi daha iyi kavramak adına araştırmalar yapıyorum. İstanbul ya da İzmir’in önemli lokasyonlarını araştırmak kısa sürerken, mesela Los Angeles için bu süre daha fazla olabiliyor. Neyse ki Google Maps bir yere gitmeden fikir sahibi olma konusunda çok yardımcı. Ardından dört aşamada projeyi tamamlıyorum. Eskiz aşaması, stil sunumu (bu sunum renk paleti, birkaç ikon ve karakter illüstrasyonunu içeriyor), draft illüstrasyon ve final.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Az önce bahsettiğim her aşamada müşteri/ajans ile birlikte, çalışma üzerine konuşup, adım adım ilerliyorum. Gözümden kaçan noktalar ya da daha farklı şekilde ikonlaştırılmasını istedikleri figürler varsa bunları değerlendiriyorum. Tüm detaylarda mutabık kaldıktan sonra çalışmayı sonlandırıyorum.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Eskiden Communication Arts, Graphis, Novum, Print gibi basılı yayınları takip ederken, şimdilerde behance.net, dribbble.com, pinterest.com gibi dijital mecralardan besleniyorum. Tabii instagram’ı da unutmamak lazım. Elimin altında her an takip ettiğim birçok illüstratöre ve illüstrasyon seçkisine bir tıkla ulaşabiliyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
İşin akışından az çok bahsettim. İşin bir de duygusal tarafını paylaşmam gerekirse, yeni bir proje geldiğinde, en çok başlarken ve proje yayınlandığında yani hayata geçtiğinde heyecan duyuyorum.
Mesela Monroe İstanbul ile beraber Belbim için hazırladığım İstanbul Kart illüstrasyonlarını İstanbulluların elinde görmek oldukça heyecan verici.
edebiyathaber.net (29 Ekim 2022)