Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizimle olan ilişkimin çocukken başladığına inanıyorum. Daha çok küçükken dedemin mutfaktaki eski radyosuna bakarak onu çizmeye çalışırdım. Aslında o zamanlar bile gördüğüm şeyleri resmetmeye çalışmak bana farklı geliyordu. Ama çizime ilgim olduğunu ilk anladığımda ortaokuldaydım. Yeteneğimi keşfeden öğretmenimdi. İlgimin ve yeteneğimin olduğu bir bölümü okumanın benim için güzel olabileceğini söylerdi. Ben de dediklerini dinledim ve Konya Güzel Sanatlar Lisesi Yetenek Sınavı’na hazırlandım. Sınavı kazandım ve o liseden de mezun oldum. Ayrıca 8 yıl boyunca Konya’daki bir resim kursunda eğitim aldım. 2020 yılında da Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’ne başladım. Eğitimlerim sırasında resmin bir çok alanını tatma fırsatım oldu. Resim, heykel, grafik, seramik… Yaşamımın çoğunluğunu sanat kapsıyordu diyebilirim.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Ben bir kitabı resimlemeye hazırlanırken genelde hayal etmeye çalışıyorum. Kendimi karakterin yerine koyuyorum da diyebilirim. Karakterin o an yapacağı hareketleri, vereceği tepkileri tek tek zihnimde kurguluyorum ve hepsinin birer taslağını çıkartıyorum. Eğer ki bir ilham kaynağı arıyorsam genelde çevreme bakıyorum. Etrafımda bulunan bir kaç şey bile bana ilham olabiliyor. Örneğin çeşit çeşit kedilerin olduğu kitabım için, kendi kedilerimden ilham aldım diyebilirim. Hatta en çok onlardan ilham aldım.
Ben gece insanıyımdır. İnsanların derin uykuda olduğu saatler benim zihnimin aktif olduğu saatler oluyor. Ben de bir kupa kahve ve tabletim eşliğinde çalışmalarıma başlıyorum.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çoğunlukla bu süreçte editör ile iletişimde oluyorum. Yazar ve çizerin aralarındaki iletişimi editörün sağlaması bana daha sağlıklı geliyor. Genel olarak editör, çizime başlamadan önce yazarın herhangi bir isteği varsa onları bana iletir daha sonra o istekleri de ele alarak çalışmaya başlarım. Bu zamana kadar bu süreçte yaşadığım güzel durumlar olduğu kadar, doğal olarak zorlu durumlar da oldu diyebilirim. Ama benim için en heyecanlı süreç, tüm zorluğuna rağmen bu kısım. Çünkü yeni bir çalışmaya başlıyoruz… Editörün ilettiği dosyayı okumaya başladığımda hemen aklımdan sahneler akmaya başlıyor… Kendimin bile neler çıkaracağımı merak ettiğim, her şeyin bir kapta toplandığı bir zaman dilimi..
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Çokça çizim yapıp çokça incelemeye çalışıyorum. Ne kadar çok çizer ve incelersem o kadar gelişiyorum. Bence en önemli nokta da bu. Eğer bir çizer kendini geliştirmek istiyorsa normalinden biraz daha fazla çizim yapması lazım. Çizimlerim içinde genel olarak Instagram, Pinterest gibi yararlanabileceğim sosyal mecralarda geziniyorum. Beni etkileyen çalışmaları kaydediyor onların üzerine yeni yorumlar eklemeye çalışıyorum. Özellikle yapmayı sevdiğim şeylerden biri de beğendiğim fotoğrafları kendi tarzımda onları karaktere çevirmek. Sanatımı besleyen şeylerden biri ise, saatlerce kitapçıda çocuk kitaplarını incelemek. Gerçekten bir kitapçıya girdiğimde çıkmayı bilmiyorum ve bir bakmışım saatlerdir oradayım. Bence çocuk kitapları birer labirent, asla onlardan kendimi alamıyor, yolun sonuna çıkamıyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Yayınevi bir kitabı basmaya karar verdiği zaman, kitabın tarzına uygun çizer arayışına girer.
Yayınevleri daha önce gönderilmiş çizer portfolyolarına veya sosyal medyadan çizerlere bakarlar. İstedikleri tarzda çizeri bulduktan sonra editör çizerle iletişime geçer. Belli anlaşmalar sonucunda sözleşme imzalanır. Ve çizer kitabı resimlemeye başlar. Ben bu süreçte kitabı okurken sahneler zaten zihnimde belirmeye başlıyor bile, bunun üzerine de çok beklemeden tabletimde tasarlamaya başlıyorum. Her tasarımın sonunda taslakları editöre iletiyorum. Eğer ki yazarın veya editörün İstekleri olursa bu istekleri revizeye alıyorum ve tekrar düzenlenmiş hâlini editöre iletiyorum. Taslaklarda onay aldığım zaman bu çalışmada kullanmak istediğim renklerin paletini oluşturuyorum ve renklendirmeyi bitirip tekrar editöre iletiyorum. Bu aşamadan sonra revize almak pek mümkün olmuyor. Bütün sayfaları ve kapağı bitirdikten sonra çalışmanın son halini de editöre iletiyorum. Bundan sonraki aşama yayınevinin grafikerine kalıyor. Grafiker de belirli aşamaları bitirdikten sonra kitap basım sürecine giriyor ve basılıyor. Ve kitap raflarda yerini almış oluyor. Basım süreci benim heyecanla beklediğim, içimi kıpır kıpır eden bir aşama, basılıp elime aldıktan sonra da doyasıya kitabımı kokluyorum ve kitaplığımın en güzel köşesine koyuyorum. En önemlisi de çocukların emek kokan kitaplarımızı severek okuduklarını görmek… Her şeye değiyor.