Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı
Yaklaşık 7 yaşında çizmeye olan yoğun ilgimi fark ettim. İlk olarak bahçede bulduğum kömürlerle duvarları karaladığımı hatırlıyorum. Hatta annem terlikle çok kovalamıştır, yeter duvarları mahvettiğin diye. Ben Kadirli’liyim. Bulunduğum yerde çok az ama öz kalitede ressam, resim öğretmenleri vardı, şanslıyım ki erken yaşlarda onlarla yollarımız kesişti.
Liseyi Adana Güzel Sanatlar Lisesinde resim bölümünde okudum. Sonra Yeditepe Üniversitesi Grafik Tasarımını bitirdim ardından Atlanta’da Savannah College of Art And Design’da İllüstrasyon masteri yapıp çizgi film animasyon sektörüne giriş yaptım.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Çocuk kitaplarına ayrıca bir ilgim var, hayal gücünün olabildiğince sınırsızlığı mıdır, renklerin coşkunluğu mudur bir yana, dünyayı değiştirmenin en etkili yönteminin çocuklarımızı nasıl eğitip şekillendirdiğimizle alakalı olduğuna inanıyorum, o nedenle gelecekte yaşamak istediğim ya da geriye bırakmak istediğim dünyayı inşa edebilecek alışkanlıklara bilince yönelik konuları işlemek gibi bir takıntım var. Çizim yaparken bedensel kadar ruhsal beslenmek de çok önemli, bu sebepten yaşam tarzımı bunun etrafında şekillendirdim. Kendi yaptığım karavan ile seyahat ederken bir yandan profesyonel anlamda çalışıyorum bir yandan da bana ilham verebilecek bir yolculuğa çıkıyorum. Sabahları uyanmak için iki motivasyonum var, birisi yeni güne doğan güneş, diğeri ise tadından çok kokusuna âşık olduğum kahvem. Biraz internette gezinip yeni şeyler yaratmak üzere bilgisayarıma ya da iPad’ime yapışıyorum.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çocuk kitapları resimlemeyi çok seviyorum. Yaptığım ana işim çizgi film animasyon olduğu için şu ana kadar çizimlediğim kitapların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ama edindiğim tecrübeler doğrultusunda süreci kabaca şöyle özetleyebilirim.
Hali hazırda netleşmiş bir hikâyeyi okuyup inceledikten sonra, ilk iş onu Storyboard şeklinde kabaca karalamak. İlk taslaklar paylaşıldıktan sonra gelen yorumlar doğrultusunda ikinci taslaklar ya da revizeleri paylaşırım. Genelde yazar ya da editör ile olan belli tarihlere bölünmüş toplantı ve teslimat tarihlerinin belirlenmesi çok önemli. Taslak çizimlerinden sonra çizim tarzına bağlı olarak temize geçerim. Veya renkli taslaklar aşamasına geçilir. Bu şekilde geri dönüşler doğrultusunda bitmiş işe ulaşılır. Bazı yazarlar beni seçerken tarzıma ve işime güvendiği için hikâyeyi teslim ettikten sonra iş bitimine kadar yaratıcı sürece hiç karışmıyor. Görselleri oluştururken hikâyede ne geçtiğini çizmekten daha önemlisi hikayedeki duyguyu görsele dökmek, esasında çok daha zor bir şey bu.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Seyahat etmek, yeni insanlarla tanışmak, yerel, yöresel dokuların yanı sıra uluslararası anlamda farklı kültürlerdeki insanların yaşam biçimlerinden kesitler bana çok ilham veriyor. Bunların yanı sıra günlük düşünce meditasyonları, yine günlük hayattaki sıradan şeyler sanatsal anlamda da beslenme kaynağı olabilir. Ben sanatta “pişmek” “olmak” tanımlamalarına karşıyım. İçimde bitmeyen bir açlık ve resim çizmek bunu doyurmama yardımcı olan en büyük araç olarak görüyorum. Öte yandan, kişisel sorunlarım olsun, aklıma takılan bir problem ya da çözemediğim bir şeyi çoğu zaman farkında dahi olmadan resim çizerek çözebiliyorum. Bir anlamda terapi niteliği taşıyor çizmek benim için.
Kişisel anlamda keyif aldığım şeyler, seyahat ederken özellikle, arabayı kenara çekip tabletimi çıkarıp ufuktaki manzarayı resmetmek hızlıca. Günde bir ya da iki kez bunu yapmaya çalışıyorum hem pratik hem beni zinde tutan bir aktivite, küçük kazanılmış zaferler gibi hem pasımı atmış hem de içimdeki doğurmayı bekleyen o açlığı biraz pekiştirmiş oluyorum .
Belki Anadolu’da bir çiftçi çocuğu olmaktan kaynaklanıyor bilmiyorum, fakat üretemediğim günlerde canım sıkılıyor.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Gerek bir illüstrasyon olsun gerek bir kitap projesi, yoğun bir araştırma, antrenman ve heyecanın harmanlanma sürecini içinde taşıyor. Her bir işe yeni bir mücadele ya da kendimi bir sonraki aşamaya taşıyacak bir basamak olarak bakıyorum. Kazanılması gereken bir meydan savaşı gibi diğer tabirle. Sanki imkansızı başarmak gibi beni ürküten bu yüzdende ona karşı daha disiplinli olmam gerektiğini hissediyorum. Ve her yeni işte farklı bir tarzı denemeye çalışıyorum, sevip sevmediğim şeylerin farkına varmak için bir araç oluyor. İnternette saatlerce gezinip Pinterest’te dosyalar dolusu ilham kaynağı işler araştırdığım oluyor. Ne kadar farklı kaynaktan beslenirsem o kadar orijinal bir şey çıkarabildiğimi düşünüyorum. Henüz yayınlanmamış çizimlerini yaptığım bir çocuk kitabında, konu İtalya’da bir kasabada geçiyordu.
Şartların da uygun olmasıyla Portofino’da sırt çantamla dolaşıp fotoğraflar çekerek ve de çizimler yaparak kitap için canlı, yerinde araştırmalar yapmış bulundum. Animasyon çizgi film islerde de field trip dedikleri bu seyahatler çok olur. Tabi ki keşke her proje sahada ilham alınabilecek şartları içinde barındırmayabiliyor.
edebiyathaber.net (12 Şubat 2022)