Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Hatırladığım en eski zamandan beri hayatımda çizim var. Çocukluk dönemimde bu konuyla ilgili bir bilinç yoktu henüz. İnsan geriye dönüp baktığında daha iyi görüyor. Küçük bir köyde büyüdüm. Ellerimle bir şeyler yapmaya çok ilgim vardı. Köyde, tarlalarda bulduğum kil çamurundan bir şeyler yapardım. Bazen ormanda gezerken bulduğum bir ağaç parçasını oyarak… Hatta ağaç oyarken gerçekleşen bir kazanın izi sol işaret parmağımda hala duruyor.
Bunların yanında hep çizimler karalardım. 12 veya 13 yaşımdayken çizim eğitimi almaya başladım. O dönemlerde öğretmenlerim açısından çok şanslıydım. Büyük destekleri oldu bana. Sonrasında güzel sanatlar fakültesinde lisans eğitimi aldım. Mezun olduğumdan beri profesyonel olarak çizim yapıyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Resimleyeceğim metni defalarca okuyarak, üzerinde uzun uzun düşünerek ve görsel dünyayı hayal ederek başlıyorum. Çoğu zaman bir kaç gün ara verip tekrar okuyorum. Çeşitli kaynaklardan görsel araştırmalar yapıyorum. Benzer kitaplar var mı ve kitabın yaş aralığına göre nasıl işler yapılmış diye inceliyorum. Kitaba hazırlık sürecimin en önemli bölümü bu diyebilirim. Görsel dünyayı kafamda yaratabildiysem sonrası çok kolay ilerliyor. Önce karakter tasarımlarını, sonrasında ise tüm kitabın eskizlerini yaparak, çizimlere başlıyorum.
Çizimlerinizi yaparken yazar ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çizer olarak her kitap projesinde yazar ile iletişime geçmiyoruz. Bu biraz yayıncının çalışma şekliyle alakalı. Bazı projelerde iletişimi kitabın editörü sağlıyor. Bazılarında ise yazarla tanışıp birlikte çalışıyoruz. Tanışma fırsatımız olduysa, çizimlere başlamadan önce yazarla görüşmek çok faydalı oluyor. Yazarken neler düşündüğünü, nasıl bir dünya hayal ettiğini anlamaya çalışıyorum. Bu aşamada karşılıklı olarak fikirler birbirini besliyor. Çizim sürecini biraz daha kendi dünyama kapanarak geçiyorum. Çizimler bittikten sonra değerlendirme için tekrar yazar ile iletişim halinde oluyorum. Birlikte çalıştığımız süre boyunca bazen güzel arkadaşlıklar da kuruluyor. Kitap projesi bitince de görüşüyoruz.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Sanatçıların işlerini paylaştığı platformlara kısa da olsa her gün biraz göz atıyorum. İllüstrasyon alanında başarılı bulduğum çizerlerin işlerini incelemek yeni bakış açıları ve olasılıkları gösteriyor. Bunun dışında okumak, izlemek ve dinlemek büyük yer tutuyor diyebilirim. Bir noktadan sonra kendinizi geliştirmek için yaptığınız şeyler rutin haline geliyor ve farkında olmadan yapıyorsunuz. Okuduğunuz bir cümleden, izlediğiniz bir sahneden, duyduğunuz bir melodiden veya hissettiğiniz bir duygudan yeni bir fikir oluşuveriyor. Hayatınızda veya çevrenizde bulunan, yaşanan her şeyden sanatınızı besleyecek bir şey çıkabiliyor.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Uzun bir süreç aslında. Bir kitap raftaki yerini alana kadar tüm aşamalarında çok büyük emek veriliyor. Çizer açısından mutfak sürecinde ilk olarak editör ve yazar ile yapılan görüşmeler var. Bu aşama bazen biraz daha uzun, ortak bakış açıları varsa daha kısa sürüyor. Sonrasında çizim aşaması geliyor. 32 sayfalık bir resimli çocuk kitabı için ortalama bir buçuk veya iki aylık süreye ihtiyacım oluyor. Eskiz aşaması iyi tamamlanmışsa bu süreçte çok problem yaşamıyorum. En zor kısımlardan biri devamlılık. Karakterlerin ve görsel atmosferin tutarlı olması ve devamlılık hissini sağlaması gerekiyor. Çizimler bitince, tüm kitabın dizgisini yapıyorum. Görsel ve metin ilişkisini çizimleri teslim etmeden önce görmek istiyorum. Renk kontrollerini de tamamlayınca çizimleri yayıncı ile paylaşıyorum. Sonrasında matbaadan gelen prova baskıyı inceliyorum. Prova baskıda gördüğüm bir hata veya içime sinmeyen kısımlar olursa son düzenlemeleri yapıp çizimleri teslim ediyorum.
edebiyathaber.net (19 Aralık 2020)