Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Kalemi elime ilk aldığımda çizmeye başladım bende her çocuk gibi. O zamanlar çizim yapmak sokakta top oynamak kadar eğlenceli gelirdi bana. Hatta çoğu zaman top oynamaya tercih ederdim çizim yapmayı. İlkokuldaki defterlerimde hep çizimler vardı. İngilizce dersinde yeni öğrendiğimiz kelimeleri not alırken yanına hep çizimini de yaptığımı hatırlıyorum. Ya da Türkçe dersinde defterime bir şiir yazdıysam yanına konuyla alakalı çizimler de yapardım.
İlkokuldan sonra Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi’nde Resim bölümü okudum. Lise, çizimle ve sanatla olan ilişkimin aslında tam olarak şekillenmeye başladığı zamanlardı. Liseden sonra Anadolu Üniversitesi Resim-Baskı bölümünde lisans eğitimi aldım. Üniversitede illüstrasyon ve çocuk kitaplarıyla ilgilenmeye başladım ve o zamandan beri bu alanda üretmeye devam ediyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Projeye göre değişen bir durum oluyor. Genellikle kitabı okumaya başladığımda kafamda çizimler belirmeye başlar, bir nevi eskiz gibi. Ardından kitabın içeriğine yönelik yazılı ve görsel kaynak araştırması yaparım. Örneğin Alp Gökalp’in yazdığı, benim resimlediğim “de/da Ailesi: Tuhaf bir yazım kuralı, daha da tuhaf bir aile” adlı kitaba hazırlanırken, kitabın geçtiği 70-80li yılları (kıyafetleri, arabaları, evleri, eşyaları vb.) araştırmıştım.
Çizime geçmeden önce çalışma ortamımı hazırlarım. Masa başına oturduğumda her şeyin elimin altında olmasına özen gösteririm, özellikle suluboya çalışırken. Genelde sessiz bir ortamda çalışırım. Bazense arkada bir müzik açık olur.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
İletişimin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Proje mutfaktan çıktıktan sonra, okuyucu kitlesinin çok hassas olduğu bir mecraya ulaşıyor; demem o ki sadece tüketilmiyor, çocukların gelişimine katkı sağlayacak, belki de ileride çok önemli hatıraları saklayacakları kitaplara dönüşüyor bu projeler. Böylesi bir sonuca ulaşacak mutfak sürecinde bazı insanların olay resmiyete dökülmeden sanatçıları birtakım vaatlerle, yarıştırmaya varabilecek bir sömürüye soktuklarını gördüm.
Bunların söylenmesi gerekiyor; sanatçıların kimlerle ne tür bir iletişim kurdukları onların kendi etik beklentileriyle alakalı. Çocuk kitabı resimlemeye başladığımdan beri çok güzel insanlarla tanıştım. Çocuk kitabında resmedilen konu sadece konuyla kısıtlı kalmamalı; aynı zamanda çocuğun düşünmesine imkân verecek, onun ilgisini çekecek farklı detaylar barındırmalı. Bu konuda gerçekten seçici yayınevleri var. Çocuklar için üretmekten keyif alanlarla birlikte aynı duyguları paylaşıyor olmam da gerçekten motive ediyor beni. Bunları görmek umut veriyor bana.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Aslında yaşamın kendisinden besliyorum. Etrafımda olup bitenleri gözlemlemeye çalışıyorum. İnsanlarla sohbet ediyorum, çocukları dinliyorum. Doğayı izliyorum, bitkileri, mantarları, hayvanları. Özellikle rüzgârın oluşturduğu hareketlerden beslenerek çizimlerimde bu atmosferi yansıtmaya çalışıyorum.
Kitap okuyorum, müzik dinliyorum, bilgisayar oyun oynuyorum. Yeni şeyler keşfetmeye çalışıyorum. Kendi çizimlerime bakıyorum, eksikliklerimden beslenip daha iyisi yapmaya çalışıyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Kitap geldiğinde öncelikle her şeyi netleştirmeye ve resmiyete dökmeye gayret ediyorum. Sonrasında karşılıklı olarak fikirlerimizi paylaşabileceğimiz bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Çizimlerin tekniği, boyutu, metindeki karakterler gibi konuları netleştirdikten sonra eskizlere başlıyorum. Karakter eskizlerini ve sayfa eskizlerini çizdikten sonra iletişimde olduğum ilgili insanlara ulaştırıyorum. Karakter seçimi tamamlandıktan ve eskizlere onay verildikten sonra artık asıl çizimlere geçiyorum.
Çizimlerimi -teknik dijital değilse- ne tür bir kâğıda, hangi boyaları kullanarak yapacağıma denemeler yaparak karar veriyorum. Kararlaştırılan teslim süresine kadar çalışmaları bitirip tekrar gönderiyorum. Son rötuşlar yapıldıktan sonra kitabın basılacağı günü sabırsızlıkla beklemek kalıyor geriye bir tek.
edebiyathaber.net (15 Temmuz 2022)