Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çok küçük yaşlardan beri çiziyorum. Kendi kendime hikâyeler oluşturup karakterler çiziyordum. Lise döneminde bütün ders kitaplarımın ve defterlerimin bazen de sınav kâğıtlarımın çizimle dolu olduğunu hatırlıyorum. O dönem sürekli yanımda taşıdığım bir çizim defterim vardı, kendi hayalimden karakterler çiziyordum.
Okul döneminde normal derslerden daha çok çizimle ilgileniyordum. Etrafımda gördüğüm kişileri, arkadaşlarımı, öğretmenleri komik bir şekilde çiziyordum. 2006 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nden mezun oldum. 2014 yılında ise Pictoplasma Academy’ye seçildim. Berlin’de karakter tasarımı için kısa bir eğitim aldım. Profesyonel olarak 2007 yılından beri bu işi yapıyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Yayınevinden proje bana geldiğinde ilk olarak hikayeyi okuyorum, kafamda karakterler canlanmaya başlıyor o anda. Genelde ilk olarak karakterin ya da karakterlerin eskizini yapıyorum. Aşama aşama ilerliyoruz.
Bazen çalışacağım proje için araştırma yapmam ve o konu hakkında bilgi sahibi olmam gerekiyor. Projeye hazırlanırken ve çalışırken mutlaka müzik dinlerim. Dijital çizim yapıyorum. Genelde sürekli masamda çalışsam da bazı günler tabletimi yanıma alıp nehir kenarında çizmek en sevdiğim şey oluyor.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Kitabın resimleme sürecinde sonuna kadar genelde sadece editörle iletişimim oluyor. Yazar ile iletişimim editör aracılığıyla oluyor. Projeye başladığımda ilk olarak eskiz çizimleri editöre gönderiyorum, üzerinden konuşuyoruz. Böylece kitabın bir taslağı ortaya çıkmış oluyor. Daha sonra da detaylar, renklendirme ile adım adım ilerlemiş oluyoruz.
Sanatınızı / çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Sürekli gözlem yapıyorum. Seyahat etmeyi, fotoğraf çekmeyi seviyorum. Gittiğim yerlerde kitapçılarda çocuk kitapları bölümünde uzun zaman geçiririm. Başka illüstratörlerin işlerini takip etmek, yenilerini keşfetmek ve kendi tarzımdan farklı tarzlarda illüstrasyonlara bakmak beni motive ediyor.
Her gün olmasa da genelde seyahatlerde kullandığım bir resimli günlüğüm var, beni o an mutlu eden şeyleri çiziyorum. Animasyon kısa filmler ve filmler izliyorum. Yarı İsviçre’de yarı Türkiye’de yaşıyorum. İstanbul’da şehir içinde doğanın farkına varmak biraz zor oluyor. Basel’de olduğum zamanlarda doğadaki renk paletinin değişimi, bitkilerin, çiçeklerin değişimi bana ilham veriyor, bazen projelerden sonra dinlenmek için onları çiziyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Bu süreç, hikâye metninin yayınevinden çizere gelmesiyle başlıyor. Bu aşamada hikâyenin çizim tarzımla uyuşabileceğini görmem ve hikâyeyi sevmem çok önemli. Daha sonrasında kitapla ilgili sayfa boyutu, çizimlerin boyutu, font büyüklüğü, yazıların nereye geleceği gibi bazı teknik konuları editör ile konuşuyoruz. Bu aşamadan sonra da benim araştırma, karakter çalışmalarım ve eskiz çizimlerimin olduğu süreç başlıyor. İlk olarak karakterleri belirliyorum, bazen kompozisyonları oluşturup minik storyboard yapıyorum. Daha sonra gerekli görülen yerlerde düzeltme yapıldıktan sonra renklendirme aşamasına geçiyorum. Kitabın çizimlerini tamamlamam projenin büyüklüğüne bağlı olarak yaklaşık 1-2 aylık bir zaman alıyor. Bütün bu aşamalardan sonra en heyecanlı kısım kitap basıldıktan sonra elime aldığım an oluyor. Sonrası ise yeni bir kitap başka bir heyecan.
edebiyathaber.net (26 Haziran 2021)