Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Aslında net bir tarih veremem. Çocukluğumdan itibaren çizime, renklere, geometriye, sanata ilgiliydim ama üniversiteye kadar çizimle ilgili bir eğitim almadım. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’nde lisans hayatıma başlamamla birlikte ilgi duyduğum alanlarda eğitimlere katılmaya, merak ettiğim konuları araştırmaya başladım. Sanat ve psikoloji ile derinlikli tanışmam bu döneme denk geliyor.
Sanat üzerine temelden başlayan eğitimler aldım ve aslında çizebilmeyi, çizerek ifade edebilmeyi, ‘öğrendim’. İlk eğitimlerimden birinde hocam çizmenin bir matematiği olduğunu anlatmıştı ve bize o matematiği öğretti. Süreçte yine aynı hocam görebilmeyi, başka bir hocamsa herkesin kendi öz üslubu olduğunu ve ham halini ortaya çıkarmamızı… Çok şükür ki bu üç öğreti de benim kariyerimde önemli gelişimlere katkı sağladı.
Psikoloji merakım da sanatla eşzamanlı devam etti. Kendimi keşfetmek için aldığım eğitimler, denediğim çeşitli öğretiler bir noktada sanata ilgimi besledi. Sanat ve psikoloji benim için bir keşif yolculuğu oldu belki de.
Ben de bu iki disiplinlini meslek hayatımda çoğunlukla birleştirdim. Çizdiğim ya da yazdığım karakterlerde bu öğretileri kullanıyorum. Ya da insana iyi gelen ‘şeyleri’ sanat ile birleştiriyorum. Sanat atölyelerimde de insan- sanat ilişkisini elimden geldiğince edindiğim öğretilerle ve deneyimlerle harmanlıyorum, eğlenceli bir zeminde sunmaya çalışıyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Ben aslında çeşitli işler yapan bir çizerim. Çocuk kitapları ve dergileri için çizimler yapıyorum, Line Art tekniği ile sanatsal üretimlerim oluyor, çeşitli markalarla ve farklı disiplinlerden sanatçılarla çalışıyorum, sanat ve insan odağında atölyeler veriyorum. Aynı zamanda metin yazarıyım. Çocuk kitapları yazıyorum, gelen işe göre projeler yazıp, içerik hazırlıyorum.
Bu soruda asıl, genel olarak üretmeye nasıl hazırlanıyorum onu cevaplamak isterim.
Aklıma gelen tüm fikirleri kaydederim. Bazen bir çizim detayı bazen bir proje hiç fark etmez, durduk yere aklıma geliyorsa bir sebebi vardır diye düşünür, hepsini not alırım. Özellikle dijital ortamlarda not tutmak bu noktada kolaylık sağlayabiliyor. (Aynı fikir ile ilgili başka yeni bir fikri direkt devam ettirebiliyoruz.) Bazen üretime başlamadan bu fikirlere şöyle bir göz gezdiririm içlerinden uyumlu olanları kullanırım.
Başka sanatçılardan beğendiğim sevdiğim işleri incelerim. Bu eski çağlardan kalan bir mozaik de olabilir, modern bir sanatçının işi de. Neden bu kadar etkilendim, hangi doku hangi renk bana ne hissettirdi, neyi, ne için beğendim, sorgularım. Bu sorgulamalar kendi işlerimde o hisleri aktive edebilmemi ve kendi işlerimi inceleyebilmemi sağlar.
Yine aynı prensiple izlediğim filmleri, oyunları düşünür etkilendiğim diyalogları, görüntüyü, açıyı, renkleri, kıyafetleri, mekanları incelerim. Yani sorgulamak, detayları incelemek işlerime yatırımımdır diyebilirim.
Boş bir masa ve sandalye varsa, bir de çalıştığım alanın kapısı kapanabiliyorsa ya da alanıma girilmiyorsa benim için her yer çalışma alanı olabilir. Ekip çalışması gerektirmeyen bütün işlerde yalnız çalışmayı tercih ederim. Üretimi planlama aşamasında sessiz bir yere çekilirim. Boyama aşamasında ise müzikle çalışırım. 🙂
Çalıştığım alanı, masayı öncesinde temizler ve boşaltırım. Çalışırken çokça dağıtabilirim. Genellikle işim bitip kalktığımda değil de işe başlarken temizlerim. Bu rutin bir tür kafamdakileri tasnifleme, işe hazırlanma hissi verir bana. Tavsiye de ediyorum.
Genellikle önce planlarım. Mesela bir çocuk kitabı için, birçok kez okuyup hayalimde otomatik aklıma gelenleri, metnin yanına not ederim. Sonrasında tüm sayfaları kuşbakışı planlarım. Genelde planda yazılar, şekiller iç içe sadece benim anlayacağım bir halde olur. Sonrasında da plan aklıma yatınca, illüstrasyon kısmına geçerim. İşin tam olarak bitmemiş, birazı boyalı yarım halini, genellikle alıcıya göstermem. Bence bu önemli. Çünkü aklımdakini, alıcının tam olarak deneyimlemesi için vermek istediklerimi yansıttığım hâli görmesi gerekir. Boşlukları kendi hayal gücüyle doldurursa, beklenti kayabilir. Bu bence soyut kavramların olduğu mesleklerde çok önemli.
Bir de fikirlerin bedensel bir hazırlığı olduğunu düşünüyorum. Çalıştığım konuda tıkanma hissettiysem bedensel olarak esnerim. Yoga bu anlamda en çok katkısını gördüğüm öğreti. Bedensel olarak rahatladığımızda fikir de iş de akabiliyor.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Kitap resimlemek, bütününde aynı iş için benzer ama farklı disiplinlerin bir arada çalışması demek. Bu da aynı heyecanı paylaşmak demek. Bu sebeple herkes ortak bir amaç için kendi üzerine düşeni yapıyor. Anlayış ve nezaket korunduğu sürece güzel bir diyalog hep sürüyor.
Şu ana kadarki çoğu işimde alanıma saygılı oldular. Bu da benim yaratıcı sürecimi destekledi. İyi bir takım olursak editör-çizer ilişkisi ve editör-yazar ilişkisi, işi ileriye taşıyor.
Günün sonunda bir çocuğun rafında her bir detayı ilgiyle incelenecek, okunacak bir esere dönüşecek bu. Ben hala çocukken okuduğum kitaplardan detaylar hatırlıyorum, bazı kelimeler okuduğum kitapta olduğu için bazı şekillere dönüştü. Dolayısıyla böyle ömürlük bakabilmek hoş oluyor.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Çeşitliliği çok seviyorum. En büyük motivasyonum bu olabilir. Her konuda çeşitlilik beni besler. Farklı kültürden insanlarla tanışmayı severim, faklı farklı mekanları denerim, farklı teknikleri denerim, farklı üretimden insanları izlerim, okuduğum kitapları dinlediğim müzikleri çeşitlendiririm. Ardında kalan bu çeşitlilik beni besler.
Keşfetmeyi severim, meraklı olduğum konuları araştırırım. Çocukken de çok soru sorarmışım, hala da sorarım. Aklıma gelen soruların cevaplarını ararım. Gözlemlerim. Özellikle insanların hareketlerini, cümlelerini, mimiklerini, kıyafet seçimlerini gözlemler, ardındaki sebebi fark etmeye çalıştırım. Hatta bazen kibarca onlara da sorabilirim. 🙂
İşlerini çok beğendiğim insanlarla, benden deneyimce büyük olan insanlarla tanışmaya gayret ederim. Sosyal medya bu anlamda iletişim kurmak için güzel bir araç. Hatta farklı ülkelerden bilinen isimler bile gerçekten ne sorduysam cevapladılar. Ulaşılmaz gördüklerimiz bazen sadece bizim yargımız olabiliyor. Sorarken açık ve nazik olmak önemli tabii.
Film ve performans sanatları özellikle müzikal kategorisi, ilham konusunda oldukça yardımcı olur. 🙂
Bir de canlı renkler… Hayatın içinde gördüğüm, dahil olduğum renkleri izlerim. Bu bir müzede de olabilir, ağaçta da, bir kıyafette de olabilir.
Antik döneme dair herhangi bir iz, obje, buluntu beni üzerine düşündürür. Hayat ve illüzyon dualitesini hatırlatır. Bu da uzun vadede beni besler.
Bence insanın hevesi olursa, beslenecek çok şey bulabilir. Niyet önemli, bir niyet dahilinde bir yola çıkıyorsak destekleyiciler hep yolumuzda olacaktır inşallah, buna inanıyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Yaratıcı işlerde mutfak süreci, işin biraz duygusal arka planı gibi geliyor bana:) Biraz bunlardan bahsedeyim.
Diyelim ki sözleşmemizi imzaladık… Vira Bismillah yola çıktık.
Önce bir sevinç. Sonra heyecan. Metni okuma, okuma, okuma ve daha çok okuma. Bu sürede hayal etme, hayal ederken o evrene kapılma, sonra hop gerçekliğe geçip not alma ve kaydetme, kalıcılaştırma isteği, sonra tekrar okuma. Plan yapma, düşünme, neler hissetim, neler hissettireceğim, sorgulama, hareket etme, üzerine çokça düşünme. Sonra renkler dokular, çizimler, karakterler hepsini teker teker gerçekliğe işleme.
Ve bu süreçte “Acaba olmaz mı? Bu sefer sanki olmayacak mı? Hiç olmadı sanki…” serzenişleri ve ‘doğum’.
Tüm yaratıcı işlerde olduğu gibi bu işlerde doğum sürecimiz oluyor. Doğurma aşamasına kadar sürekli bu tür iç sesler, heyecan ve gayret direksiyonda oluyor. O fikri, çizimi, işi… artık bu ‘o’ her şey olabilir. “Onu” doğurduktan sonra gerçekten güzel bir ferahlık var inşallah.
Davetiniz için teşekkür ederim. Umarım okuyucuların içlerinde bazı kapılar aralanır. Cesaret, ilham ya da bu yazıyı okumalarından ki motivasyon, arayış ne ise onunla buluşurlar. Benim gibi merak eden, direkt iletişim kurmak isteyenler bana sormak istedikleri konuları @zbgart instagram hesabım üzerinden yazabilirler. Elimden geldiğince, vakit buldukça dönüş sağlarım inşallah. Ayrıca atölyelerimde de buluşabilir, bahsettiğim çoğu konuda daha da derinleşebiliriz.
edebiyathaber.net (29 Nisan 2023)