Çocuk edebiyatına dair sorunları konuşurken, çocuklar için şiir yazmayı ve onlar için şiir yayımlamayı başa almalıyız sanırım. Durum vahim görünüyor çünkü. Şiir üzerine yazmayı pek de istemiyordum aslında. Şiir dünyasında olumsuz sözler pek istenmiyor çünkü. Şiir baronları, şiir tekelleri, şiirden en iyi anlayanlar, şiiri en çok bilenler ayağa kalkıyorlar hemen. “Sen ne biliyorsun”cularla karşı karşıya gelmekten çekindiğim için değil, gereksiz tartışmaların içine çekilip zaman kaybetmektir bütün kaygım. Sadece şiirde de değil aslında sorun. Diğer türler için de durum benzer bir bakıma. Bir hocadır, abidir, babadır koşup geliyorlar işte. Hem de söylediklerime yanıt olmayacak ne kadar alakasız yanıtları varsa. Sonra dönüp edebiyat tarihine bakıyorum. Benzer tartışmalar hep yaşanmış. Düzey açısından kıyaslanır mı? Belki. Bu satırlara da kızanlar olacaktır şimdi ama söylenecek olan sözler de söylenmeli mutlaka. Bunların hiç biri uydurma değil sonuçta. Şimdi gelelim çocuklar için şiir sorununa.
Süreç, Orhan Veli şiirlerinin çocuklar için yayımlanmış örnekleriyle başladı benim için. Kırmızı Kedi Çocuk ve Parmak Çocuk Yayınları’nın yayımladığı kitapları peşpeşe okudum ki bir kıyaslama şansım da olsun istedim. Kırmızı Kedi Çocuk’un “Seçme Şiirler” adıyla yayımladığı kitap “Rüya” başlıklı şiirle başlayıp “İnsanlar”, “Bayram”, “Gölgem” şiirleriyle devam ediyor. Sadi Tekin’in çizimleri de uygun bir şekilde eşlik ediyordu dizelere. “Anlatamıyorum” şiirinde durakladım önce. “Ağlasam sesimi duyar mısınız/ Mısralarımda/ Dokunabilir misiniz/ Gözyaşlarıma ellerinizle/ Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel olduğunu/ Bu derde düşmeden önce…” diye devam eden dizelerin hangi yaş grubu için uygun olabileceğini düşündüm. İlk olarak kaç yaşında bir çocuk anlayabilir bu dizeleri, diye sorguladım. “Festival” şiirinde “Ekmek karnesi tamam ya/ Kömür beyannamesi de verilmiş/ Düşünme artık parasızlığı/ Düşünme yapacağı yapıyı/ El tutar, ömür yeter/ Yarına Allah kerim/ Dayan hovarda gönlüm” dizelerini okuyan bir çocuğun zihninde ve gönlünde canlanacakları hayal etmeye çalıştım. “İstanbul Türküsü”, “Değil”, “Giderayak”, “Cımbızlı Şiir” ve kitapta yer alan daha da sayabileceğim diğer birkaç şiir çocuklarda neler uyandırır?
Orhan Veli şiirleri ve çocuk kitabı için bir diğer örnek Parmak Çocuk Yayınları’na ait. Şiir seçimini M. Turgut Gülpınar’ın yaptığı kitaptaki çizimler Ferit Avcı’ya ait. Kitapta yer alan yirmi sekiz şiirin de çocuklar için uygunluğu, tercihin özeni mutluluk vericiydi. Parmak Çocuk Yayınları’nı kutlarım diyerek bu çerçeveden çıkıp başka bir çerçeveye geçelim.
Zeynep Özatalay’ın rengarenk, cıvıl cıvıl çizimleriyle elime almaktan heyecan duyduğum Bahar Ulukan imzalı “Evimizde Şiirler” adlı kitap “yine mi” dedirtti bana. Yıllar yıllar önceydi, adının önünde mizahçı (!) sıfatını taşıyan birinin yazdığı şiirlerin (!) üzerine söylemiştim, sevimli sözcükleri kullanmak o yazılanı şiir yapmaz diye. Okurken keyif verebilir çocuğa, eğlendirebilir de ama adı şiir olur mu? “Kediciğin bıyığına/ Tombul ayıcığın karnına/ Annemin at kuyruğuna/ Her yere baktım, bulamadım/ Nereye saklandın atlıkarınca?” Okurken keyif almadım demek hakszılık olur. Eğlenceli metinler bunlar. Ama kafamda o soru işte. Bunlar şiir mi? “Ay’ın annesi var mı?/ Yarasalar nerede oynar?/ Yıldızlar gümüşten mi?/ Gökkuşağı nasıl uykuya dalar?/ Fısıltısı geliyor kulağıma uzaklardan/ Rüzgar geceleri daha mı hızlı koşar?”
Çocuk şiirlerinde karşılaştığımız en büyük sorun da bu işte. Eğlenceli bir şeyler yazalım, sevimli sözcükler kullanalım işte çocuk şiiri. Çocuklar için yazmak türlerin en zoruyken onlar için şiir yazmak daha da zor olmalı. “Sabah olur/ Gözlerim uyanır/ Gökyüzüyle aramda/ Canım ister/ Bir şarkı söylerim/ Serçeyle aramda.”
Şimdi dönüyorum en başa. Yayıncılık dünyası birçok sıkıntıyla boğuşuyorken ticari kaygıları bir kenara bırakıp yayınların niteliği üzerine biraz daha kafa yormalı. Çocukların buna hakkı var. Ya da iyi şiir herkesin hakkı. Ha bir de her iyi şiir her yaş grubuna uygun olmayabilir.
Hadi şimdi iyi şiirler!
edebiyathaber.net (14 Kasım 2022)