Ülkemiz sınırlarında tarihin aktarımı hep sıkıntılı olmuştur. Anlatıcı/ aktarıcı kendi ideolojisine uygun bir şekilde dile getirir ya da yazar. Bu –izm hastalığından kurtulamadığımız müddetçe de bu böyle olacak. Peki, kime inanacağız? Burada teraziyi iyi ayarlamak, mantığa uygun davranmak gerekiyor. Tarihi aktaran kişinin düşüncesinden ziyade vicdanına bakmak gerekiyor. Benzer olaylar karşısında aynı tutumu sergilemiş mi yoksa mahalle ayrımı yapmış mı buna bakmak gerekiyor. Derseniz ki böyle bir tarihçi tanıyor musun, biliyor musun; ona da yanıtım yok derim. Tarihin dehlizinde kaybolmadan, sözü de uzatmadan gelelim kitabımıza. Çocuklara tarihi aktarırken somutlaştırmadan yararlanmalıyız diye düşünüyorum. Bunun için de kitap biçimi doğru bir tercih olabilir. Sadece biçim değil hikâyeleştirme de en az o kadar önemlidir, diyorum ve kitaba geçiyorum.
“Liman Kentleri-Çanakkale/Mercan’ın Yelkenlisi”ni Arzu Tülümen yazmış, Dilara Polat resimlemiş. Beta Kids de “buyurun çocuklar” demiş. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere bir Çanakkale kitabı bu kitap. Çanakkale deyince de hemen hatırımıza düşen, gözümüzün önüne gelen o “Dur Yolcu” çizimi dağın yamacında yer alan. Kitap da bu şekilde karşılıyor bizi. Mercan’ın yelkenlisinden bu manzarayı görüyoruz. “Mercan, Kaptan dedesinin anlattığı efsaneleri dinleyerek büyümüş, maceraperest ve deniz tutkunu bir kız. Bir süre önce seyahate çıkan dedesinden kimse haber alamayınca onu aramaya koyuluyor. Dede kaptan olunca istikamet de belli tabii. Denizci dede denizde aranacak ve liman kentinde. Yani Çanakkale’de. Kentin tarihi öyle sonsuza, öyle derine ve uzağa uzanıyor ki, 1915 çok yakında kalıyor. Kitapta rehberin şu anlattıkları daha açıklayıcı olacaktır: “Yapılan kazılarda, birbiri üzerine kurulmuş dokuz şehir tabakası bulunmuş. Resimler bu katmanları gösteriyor. En eskisi M.Ö. 3000 yılına kadar gidiyor, en yenisi M.S. 500 yılında sona eriyor. Yani burada 3500 yıl boyunca değişik medeniyetler varlığını sürdürmüş. Yangın, deprem gibi sebeplerden yıkılan şehirler aynı yerde tekrar tekrar kurulmuş.” Bu da demek oluyor ki tekrar tekrar medeniyetler doğmuş, gelişmiş, yok olmuş. Mitolojik kahramanlardan ulusal mücadelenin kahramanlarına uzanan bir tarih. Bu da kitabı renklendiren, tarih şeridinde gezdiren bir ayrıntı olmuş okur için.
Arka kapakta da yazdığı gibi: “Uçsuz bucaksız bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olan bu liman kentinde Mercan, asla unutamayacağı bir maceranın içinde buluverir kendini…”
“Liman Kentleri/Çanakkale” biçim olarak resimli kitap kategorisinde yer alsa da ve okul öncesi ya da ilk okuma dönemine sesleniyor diye düşünülse de değil. Metnin hacmi ve kurgusu bu döneme uygun değil. İlkokul döneminin son süreci içinse iyi bir tarihi kaynak olarak sayılabilir. Tarihi daha keyifli öğrenmek, işlemek isteyenler için.
Kitap bitince aklıma düşen soruyu buradan da dillendireyim o halde. Çanakkale tamam ya diğerleri?
edebiyathaber.net (13 Aralık 2021)