Türkiyeli sanatçıları başka dillerle ve kültürlerle buluşturan sanatçı inisiyatifi mezopArt, kültür sanat hayatına başlıyor.
Kültür ve sanatın, toplumlararası birleştirici etkisini kuvvetlendirmek, Türkiye ve yakın coğrafyasındaki bölgenin sahip olduğu değerlerden ortaya çıkan sanatsal üretimlerin uluslararası görünürlüğünü attırmak, birlikte üretimi ve dayanışmayı sağlamak isteğiyle 2017 senesinde kurulan mezopArt, farklı disiplinlerden bir araya gelen ekibiyle yola çıktı.
Sanatın kültürlerarası iletişimdeki eksikliği giderme potansiyeline sahip olduğu inancıyla ve sanatsal üretimlerin uluslararası görünürlüğüne destek vermek isteğiyle hazırlamakta olduğu projeleri hayata geçirmeye başladı. mezopArt tiyatro, sinema, müzik, resim v.b gibi sanatın birçok farklı disiplininde üretim yapan sanatçılarla bir araya gelmeyi hedefliyor.
mezopArt’ın kurucusu İlkay Bilgiç mezopArt’ı hangi süreçte, neden kurduğunu, “Kimi zaman en yakınımızdaki coğrafyalara, kendi hikayelerimize yabancılaşıyoruz. Köklerimizle barışmaya ihtiyacımız var. Ancak ondan sonra kendimizi ifade edebildiğimiz üretimleri sağlayabiliriz. Geçen sene bir dönem İran’da yaşadım ve bir tiyatroyla çalıştım. Ekipteki tek yabancı bendim ve anadilimde değil, Farsça konuştum sahnede. Unutulmaz bir tecrübeydi. İran’da yaşadığım süre boyunca, orada Türkiyeli sanatçıların pek tanınmadığını, Türkiye’den ise Doğu’ya bir merak olmakla birlikte aslında gerçekten orada sanatçılar ne yapıyor, ne üretiyor bilinmediğini daha iyi gördüm. Bu kadar yakınız ancak birbirimizi tanımıyoruz. Birlikte üretmenin, birbirimizden öğrenmenin bir yolu olmalıydı. İşte bu durumu dönüştürme ve bu coğrafyanın bize sunduğu, kimi zaman bildiğimiz ve bazen hissettiğimiz hikayeleri birlikte anlatmanın motivasyonuyla mezopArt’ı kurmaya karar verdik. mezopArt’a, hikayelerimizi beraber anlatmanın bir yolunu arayan ve aramak isteyen herkese açık bir sanatçı topluluğu olarak bakabiliriz” şeklinde ifade ediyor.
Türkiyeli sanatçıları farklı kültürlerle buluşturmayı isteyen mezopArt, ilk ortaklığını ise İran ile kuruyor. Önümüzdeki projelerinden bazıları ise, bu coğrafyada doğmuş iki şair ve iki mitolojik kadın karakterin yer aldığı “Ah’lar Senfonisi” tiyatro oyunu, insanlığın bilinen en eski oyunlarından biri olan “sek sek”in bir yaşam döngüsü olarak ele alındığı “Sekmeler” performansı ve Salt Galata ev sahipliğinde yapılacak olan “İran’da Tiyatro” başlıklı söyleşi.
edebiyathaber.net (21 Mart 2018)