Coppola merakla beklenen filmine ilham olan yazarı paylaştı

Temmuz 31, 2023

Coppola merakla beklenen filmine ilham olan yazarı paylaştı

Ünlü yönetmen Coppola, yeni filmine ilham olan, David Graeber’ın Everest Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan “Debt” (“Borç“) adlı kitabını paylaştı.

Tanıtım bülteninden

The Godfather, Lost In Translation, The Outsiders gibi kült filmlerin Oscar ödüllü yönetmeni Francis Ford Coppola, bilimkurgu türündeki merakla beklenen yeni filmi Megalopolis‘e ilham veren dört kitabı paylaştı.

Coppola’nın “içinde yaşadığımız topluma dair düşüncelerini kuvvetli şekilde etkilediğini” söyleyerek paylaştığı kitapların üçü, yapıtlarını Türkçeye kazandırdığımız akademisyen, aktivist, antropolog ve düşünür David Graeber‘e ait.

London School of Echonomics‘te antropoloji dersleri de vermiş olan ve 2020’de aramızdan ayrılan David Graeberekonomik antropoloji alanındaki etkili çalışmaları, özellikle Debt: The First 5,000 Years (2011), Bullshit Jobs (2018) kitapları ile döneminin önde gelen antropologlarından ve anarşist düşünürlerinden biri olarak anılıyor.

Graeber’in bu iki kitabı Türkçede Everest Yayınları’ndan basılıyor:

  • Ünlü yönetmen Coppola’nın da paylaşımında geçen kitaplardan Borç – İlk 5,000 Yıl‘da tarıma dayalı ilk toplumlardan, yani  paranın icadından çok daha öncesinden bugüne toplumun parayla ilişkisini ve bunun üzerine kurulan sosyal düzeni anlatan Graeber, insanlığın ekonomik düzenine dair sorgulamadan kabul ettiğimiz fikirleri ustalıkla tersine çeviriyor. 
  • Graeber, Coppola’ya ilham veren diğer kitabı Tırışkadan İşler’de ise kimseye faydası dokunmayan, hiçbir anlamı olmayan, hatta belki varlığıyla topluma zarar veren işleri didik didik ediyor ve bunların kuşaklar boyunca nasıl katlanarak çoğaldığını, cesurca ve sağlam değerlendirmelerle ortaya koyuyor.

Borç

Para, borç, armağan ve din üzerine derin düşüncelerden oluşan benzersiz bir kitap bu. İncelikli, berrak, sade bir dille yazılmış ve insanı baştan çıkaran bağlantılarla, ifşaatlarla dolu. Bu kitap hayatınızı değiştirecek.”
– Peter Carey

“Graeber, kredinin, karşılıklı-taahhüt ağı üstüne kurulu toplumların yok edilip sınıflı toplumun yükselişiyle ortaya çıktığını, para üstüne kurulu sosyal ilişkilerin ardında ise, sürekli fiili şiddet tehdidi olduğunu vurguluyor.”  

-Paul Mason, Guardian

Bugüne kadar yazılmış tüm ekonomi kitapları bize aynı dersi anlatır: Para, zahmetli ve karmaşık takas sistemine çare olarak yaratılmış, böylece insanlar mallarını yüklenip durmak külfetinden kurtulmuştur. Gelgelelim bu tarih yorumunda küçük bir kusur vardır: Bugüne kadar bu teoriyi destekleyen herhangi bir veri bulunamamıştır.

David Graeber kitabı Borç’ta, sorgulamadan kabul ettiğimiz bu fikirleri ustalıkla tersine çeviriyor: Tarıma dayalı ilk toplumların ortaya çıkışına kadar, yani madeni ya da kâğıt paranın icadından çok daha önce, insanlar gelişkin bir kredi sistemiyle yaşayıp, mallarını bu yolla değiş tokuş ediyorlardı. Ne olduysa sonra oldu, toplumlar alacaklı ve borçlu olarak ikiye bölündü.

O dönemden beri, dünya genelinde borç ve borç affı politik tartışmaların ana konusunu teşkil etmiştir. Öyle ki, antik döneme ait hukuksal ve dini belli başlı eserlerin lisanını ve kavramlarını, kökü geçmişe uzanan bu borç tartışmaları şekillendirmiş, dahası, ahlaki ve felsefi temel değerlere de son biçimini vermiştir. Öte yandan sayısız halk hareketini de tetiklemiştir. Graeber, halklar olarak bugün hâlâ aynı savaşın pençesinde kıvrandığımızı gösteriyor…

Tırışkadan İşler

Dürüst olun, yapmakta olduğunuz iş aniden yok olsa, hayattan bir şey eksilir mi?

Graeber  Tırışkadan İşler’de, kimseye faydası dokunmayan, hiçbir anlamı olmayan, hatta belki varlığıyla topluma zarar veren işleri didik didik ediyor ve bunların kuşaklar boyunca nasıl katlanarak çoğaldığını, cesurca ve sağlam değerlendirmelerle ortaya koyuyor.

David Graeber’in, bu kitabın temelini oluşturan “Tırışkadan İşler Üzerine” başlıklı makalesi, 2013’te, yayınlandığı an milyonların dikkatini çekmişti. Bankacılardan avukatlara, iletişimcilerden sivil toplum çalışanlarına hemen her sektörden birçok insan, yazara içinde bulunduğu durumu anlatmak için e-postalar göndermişti. Makalenin bu denli büyük bir sarsıntı yaratmasının nedeni, yapmakta olduğu işin tırışkadan olduğunu aslında herkesin bilmesi, dile dökülemese de bunun içten içe hissedilmesiydi.

“Occupy Wall Street” hareketinin de öncülerinden olan David Graeber, açık ofislerin kuytularında, plazaların koridorlarında, etrafında olup bitenle biraz olsun ilgilenen çalışanların birbirlerine fısıldadıkları malumu, Tırışkadan İşler’de yüksek sesle ilan ediyor. Bununla da kalmayarak topluma, kamu kurumlarına, şirketlere ve bireylere, içine sıkıştıkları bu sistemden kurtulmanın şaşılacak kadar basit bir yolunu da anlatıyor… İnsanlık, tırışkadan işlere mahkûm değil…

Graeber’in Everest Yayınları’ndan çıkan diğer kitapları  da modern toplumu, ekonomiyi ve siyasi düzenleri farklı bir gözle okumak isteyenlerin kütüphanesinde önemli bir yer tutacak:

edebiyathaber.net (31 Temmuz 2023)

Yorum yapın