Daniel Kehlmann’ın Dünyanın Ölçümü ve Gitmeliydin adlı romanları, Ayça Sabuncuoğlu çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Daniel Kehlmann, romanlarında varoluş ile görünen arasındaki uyuşmazlıkla oyun oynamayı seven bir yazar. Yayımlanmasını izleyen kısa süre içinde kırk dile çevrilen Dünyanın Ölçümü, iki dâhinin arzularına ve zaaflarına mercek tutarken bilimin gerçeklik tasarımını da sorgulayan bir roman; katıksız hırslara nüktedan bir cevap.
18. yüzyıl sona ererken iki genç Alman birbirinden habersiz aynı hayali kurar: Bilimin ışığında dünyayı ölçmenin peşindedirler. Coğrafyacı Alexander von Humboldt bu uğurda Güney Amerika’nın balta girmemiş ormanlarında, sarp dağlarda, ilkel kabileler arasında mücadele eder, zehir tadar, obruklara, mağaralara, maden ocaklarına girer, volkanlara tırmanır. Bulduğu her gölü, her ırmağı, her dağı, her çukuru ölçer. Matematikçi ve astronom Carl Friedrich Gauss ise yaşadığı şehirden hiç çıkmaz; yaşamı formüllerden, hesaplamalardan ibarettir. Yıldızların tüm hareketlerini tek satırlık kısa bir formülde toplamayı düşler, zamanın bükülebileceğini müjdeler.
Çünkü dünyayı ölçmek onun sırlarını çözmek, dahası ona hükmetmek demektir. Nitekim insan aklı bunu başarabilir. Bu iki biliminsanının çabaları dünyayı değiştirir. Gelgelelim 1828’de Berlin’de bir bilim kongresinde karşılaştıklarında dünyanın onlara bir sürprizi olacaktır.
Gitmeliydin ise Daniel Kehlmann’dan tekinsizi deneyimlemek üzerine küçük bir kurgu; aşk ve evlilik, kimlik buhranları ve psikozlar üzerinden kolayca kâbusa evrilen derin bir öykü. Sonsuz evrende zamanı ve mekânı kırıp gerçekliği bir labirente hapseden öyküsüyle Gitmeliydin, okurunu karışık, şaşırtmacalı bir döngünün içine çekiyor.
“Burada, bu tepede yeni bir not defterine başlamam isabet oldu. Yeni çevre, yeni fikirler, yeni bir başlangıç. Temiz hava.”
Ötede buz mavisi dağların yükseldiği ücra bir tepede, puslu ormanlar arasındaki kiralık bir evde, Gitmeliydin’in anlatıcısının not ettiği ilk satırlar bunlardır.
Aralık ayı, Noel yakın. Çocuklu genç bir çift, bu tatil evini kiralar. Amaçları, hayatları üzerindeki baskıdan uzaklaşıp tazelenmektir. Adam senaryosunu yazacaktır; kadın ile çocuk ise onunla daha fazla vakit geçirmeyi arzu etmektedir. Fakat işler bekledikleri gibi gitmez; istemelerine rağmen dünyadan bir türlü kopamazlar. Nihayet koptuklarında ise geri dönmek için çok geçtir. Adam ile kadının evliliklerindeki kriz derinleşmiş, çocuk tuhaf hikâyeler anlatmaya başlamıştır; evde bazı eşyalar kaybolmaktadır ve sanki tüm odalar birbirinin aynıdır.
“En sevdiğim Alman romancı.”
Ian McEwan, The Sunday Times
“Kehlmann günümüzün en parlak, okuması en zevkli yazarlarından biri.”
Jeffrey Eugenides
Daniel Kehlmann’ın Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:
Ben Kaminski, 2007
En Uzak Yer, 2008
Sesler, 2010
F, 2015
DANIEL KEHLMANN, 1975’te Münih’te doğdu. Felsefe ve edebiyat bilimi öğrenimi gördükten sonra, Kant’ın “yüce” kavramı üzerine doktora yaptı. Yazıları ve denemeleri Der Spiegel, The Guardian, Frankfurter Allgemeine Zeitung gibi pek çok dergi ve gazetede yayımlandı. Öykü, roman, deneme ve eleştiri alanlarında ürün veren Kehlmann’ın yapıtları bugüne kadar pek çok ödüle değer görüldü. Yazar, 2001’den bu yana Almanya’daki çeşitli üniversitelerde konuk öğretim üyesi olarak ders veriyor. Mainz Bilimler ve Edebiyat Akademisi üyesi olan Kehlmann, Viyana ve Berlin’de yaşıyor.
edebiyathaber.net (25 Ocak 2019)