I
Dar Zamanlar, Adalet Ağaoğlu’nun 1973’te “Ölmeye Yatmak” ile başlayıp 1979’da “Bir Düğün Gecesi” ile devam ettirdiği ve son olarak da 1979’da yayımlanan “Hayır…” ile noktaladığı bir üçlemeydi. Üçlemenin son kitabı olan Hayır…’ın muğlak bir sona sahip olmasının da etkisiyle biz okurlar acaba yeni bir kitap gelecek mi, sorusuyla bekleyip duruyorduk. Bu bekleme sürecinde, Ağaoğlu’nun (kendi deyişiyle) uğradığı “trafik saldırısı” sonucunda yaşadığı “yazamama” sorunu, pek çok okurun umutlarının tükenmesine yol açmıştı ki Nisan ayında Dar Zamanlar’ın dördüncü kitabı “Dert Dinleme Uzmanı” yayımlandı.
II
Dert Dinleme Uzmanı’nı incelemeye geçmeden önce, serinin ilk üç kitabını hatırlamakta yarar olabilir.
Dar Zamanlar I-II ve III, en kısa şekliyle ifade etmek gerekirse, 1930’lu yıllardan başlayarak 1980’lerin ortalarına kadar geçen bir zamanda Cumhuriyet’in elitist ve kimi zaman da dayatmacı “aydınlanma” projesinin eleştirisidir. Bu süreç, aydınlanma projesi sayesinde var olabilmiş aydın bir akademisyen Aysel Dereli karakteri merkeze alınarak anlatılır.
İlk kitap olan, Ölmeye Yatmak’ta Aysel, intihar etmeye karar vermiş ve kendisini bir otel odasına kapatmıştır. Romanda Aysel’in otel odasında geçirdiği sınırlı bir zaman dilimi anlatılıyor gibi görünse de roman boyunca Aysel’in zihni devamlı olarak geçmişe kayar ve onun yaşadığı iç hesaplaşmalar sayesinde biz okurlar Cumhuriyet’in kuruluşundan sonraki otuz-kırk yıllık bir sürenin değerlendirmesini, roman kahramanının gözünden okuma şansına sahip oluruz.
İkinci kitap, Bir Düğün Gecesi ise Aysel’in yeğeni Ayşen’in evlendiği geceyi merkeze alır. Bu kitaptaki olaylar Aysel’in eşi Ömer ve kız kardeşi Tezel’in bakış açılarından anlatılır. Anlatıcı olarak Aysel kitapta yer almasa da (Aysel düğüne de katılmamıştır) roman yine de Aysel’i merkeze alır.
Son kitap olan Hayır…’da ise anlatıcı olarak yeniden Aysel’i buluruz. Aysel, yaptığı bir bilimsel çalışması sayesinde “Özerk Milli Kültür Kurumu” tarafından “Bilim Hizmet Dalı Onur Plaketi” ödülüne layık bulunmuştur ve roman boyunca Aysel’in ödülünü almaya gideceği günün sabahında yaşananlardan yola çıkılarak on yıllara yayılan bir dönem anlatılır.
Dar Zamanlar’ın ilk üç kitabında, yazara anlatı zemini sağlayan olaylar yalnızca birkaç saatlik bir zaman diliminde gerçekleşse de, romanlar boyunca karakterlerin zihinleri bir an için bile durmaz ve sürekli olarak zamanda sıçramalar yaparak düşünür. Ağaoğlu, yarattığı karakterlerin sürekli düşünen ve hesaplaşma içinde olan zihinlerini biz okurlara aktarabilmek adına pek çok farklı anlatım biçimini kullanır. Bilinç akışı, çoklu anlatıcı, tanrı bakışı, mektup, makale ve kimi notların metne dâhil edilmesi gibi farklı yöntemler üç kitap boyunca birbiriyle sarmal oluşturacak biçimde başarıyla kullanılır.
Dar Zamanlar, biçimsel özgünlükleriyle birlikte aslında sahip olduğu muhalif bakış açısıyla da anılmaya değer bir niteliğe sahiptir. Ağaoğlu, yazmış olduğu üç kitap boyunca sözünü sakınmadan, küçük burjuva aydınlarına, işadamlarına, askerlere, toplum mühendisliğine soyunmuş bürokratlara, öğrencilere, işçilere ve köylülere kadar hemen tüm toplum kesiminden insanlara ciddi eleştiriler yöneltir.
Bu eleştirilerini yöneltirken merkeze aldığı aydın kesim ise ciddi bir mutsuzluk içindedir ve intihar düşüncesi hemen yanı başlarındadır. İlk kitap başlı başına intiharı merkeze alırken, ikinci kitabın ilk cümlesinin “intihar etmeyeceksek içelim bari” olması yine tüm roman boyunca anlatılan karakterlerin akıllarındaki intihar kavramına yapılmış bir göndermedir. Hayır… ise yine intiharı merkezine alan bir romandır. Aysel, her ne kadar “Hayatı Savunma Biçimleri ve Hayatı Savunma Bilinci” isimli çalışmasıyla ödüle layık görülse de romanın merkezini oluşturan çalışmasının adı Aydın İntiharları ve Geleceğin Başkaldırısı’dır.
III
Dert Dinleme Uzmanı, yukarıda kısaca değinmeye çalıştığım üç kitapla bir yanıyla organik bağlara sahipken diğer yanıyla da ayrı bir yerde durmakta.
Önceliği ayrışan yönlerine verebiliriz:
Dert Dinleme Uzmanı’nda Aysel Dereli ve Dar Zamanlar’ın diğer kitaplarında bahsi geçen hiçbir karakter yer almıyor. Hatta Dert Dinleme Uzmanı’nda adı açıkça yazılan herhangi bir karakter ya da yer adı da yok.
Kitap, Dert Dinleme Uzmanı diye anılan bir editörün, intihar etmesinden önce, kahvede karşılaştığı bir yazara emanet ettiği defterden ve defterin emanet edildiği yazarın yazdığı “Takdim” ve “Takdimci” adı verilen iki kısa notundan oluşuyor.
Yazara emanet edilen defter, editörün ömrü boyunca tuttuğu notlardan oluşmaktadır. Bu notlar bütünlüklü olarak okunduğunda, Dert Dinleme Uzmanı’nın yaşamına tanıklık edilmektedir.
Bu bilgi ışığında baktığımızda Dert Dinleme Uzmanı’nda anlatıya temel oluşturacak bir “dar zaman” kullanımı olmadığını görebiliriz. Bu noktada, bu kitabı daha önce üçleme olarak anılan serinin dördüncü kitabı olarak kabul edebilmek için emanet edilen defterin, sınırları çizilmiş ve tamamlanmış bir yapıya sahip olmasıyla açıklamaktan başka bir çıkış yolu düşünemiyorum.
Ortak karakterlerin olmayışını ve Ağaoğlu’nun, romanını, “dar zaman” çerçevesine oturtmamış olmasını ayırdığımızda, Dert Dinleme Uzmanı, Dar Zamanlar serisiyle tam bir uyum içindedir diyebiliriz.
Romanın ismi verilmeyen kahramanı, okumuş ve aydın bir kişidir. İçinde bulunduğu topluma uyum sağlayamamaktadır. Eşi tarafından aldatılmış ve terk edilmiştir. Naif bir mizacı vardır, insanlara kolaylıkla güvenir ve çokça kandırılır.
Yazının önceki kısımlarında intihar kavramının “Dar Zamanlar” içinde önemli bir yere sahip olduğuna değinmiştik. Adalet Ağaoğlu, daha önceki üç kitap boyunca kahramanlarını intiharın eşiğine kadar getirmiş fakat o son adımı attırmamıştı. Bu durumu, Ağaoğlu’nun tüm zorluklara rağmen, aydınların umutlu olmaları gerektiğine dair inancının göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Son kitap ise, aydın intiharını peşin peşin okurlarına veriyor. Bu tercih, bir yandan üçlemenin son ayağı “Hayır…” ile birlikte ortaya çıkan yarım kalmışlık duygusunu ortadan kaldırıyor diğer yandan da ülke olarak içinden geçtiğimiz süreçle beraber değerlendirdiğimizde, Adalet Ağaoğlu’nun bu tercihi bambaşka anlamları doğuruyor.
IV
Yazıyı toparlayacak olursak.
Dert Dinleme Uzmanı’nı, Adalet Ağaoğlu’nun, roman yaz(a)madan geçen yıllarını geride bıraktığı kitap olarak değerlendirirsek, bu durum edebiyatımız açısından bariz bir kazançtır.
Ayrıca, Dert Dinleme Uzmanı, tek başına ele alındığı zaman da başarılı bir roman. Fakat kişisel düşüncem, bu romanın, “Dar Zamanlar” serisinden bağımsız olarak değerlendirilmesi yönünde. Bu tutum, bir yandan Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi ve Hayır…’ı okumamış olanları rahatlatacak diğer yandan da, bu tercih sayesinde önceki üç kitabı okuyanlar dört kitabın ortak noktalarını kendileri keşfedebilecek ve araya serpiştirilen küçük sürprizleri gördükleri zaman farklı okuma hazları yaşayabileceklerdir.
Onur Uludoğan – edebiyathaber.net (22 Mayıs 2014)