Hazırlayan: Can Öktemer
En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Birkaç yıldır fasılalarla devam eden Kayıp Zamanın İzinde maceramda, dördüncü kitap olan Sodom ve Gomorra’yı okudum. Tüm serinin benzersiz, tuhaf, yer yer muazzam bir ışıltısı var. Fazladan bu kitapta Proust hem daha netameli konulara giriyor, hem de sayfalar boyu fotoğrafını çektiği sosyeteyle dalgasını geçerken daha bir rahat, muzip, kaygısız davranıyor.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“Bu Balbec yolları, ardından koşulan, unutulan, bazen bir tek görüşme uğruna ve derhal kaçıveren, gerçekdışı bir hayata dokunmak üzere tekrar peşine düşülen bu hayaletlerle doluydu. Bu yollardaki ağaçların, armut, elma, ılgın ağaçlarının ben öldükten sonra da var olacağını düşündükçe, bana ebedi uyku saati henüz çalmamışken, artık çalışmaya koyulmamı öğütledikleri hissine kapılıyordum.”
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Hepsinden biraz var. Eş dostun tavsiyeleri, gazete ve dergilerde okuduklarım, sevip güvendiğim yazar ve eleştirmenlerin listelerinde gördüklerim. Ama en çok kitapçı ya da kütüphane gezerken yaptığım içgüdüsel keşifleri seviyorum.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Çok var elbette. Ama en güncel örneklerden biri Macar yazar László Krasznahorkai’nin Şeytan Tangosu adlı baş döndürücü romanıydı. Bizim taraftan da Sait Faik’in yazdığı her şeyi ben yazmış olsaydım gam yemezdim.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Ortaokul ve lise yıllarında komik olmaya çalışan, piyesi andıran metinler yazdığımı ve bunları okutmakla kalmayıp canlandırarak da arkadaşlarımı zora soktuğumu hatırlıyorum. Kısa öykü formundaki ilk ürünlerimi ise okuduğum üniversitenin edebiyat dergisine sunmuştum.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Belirli bir rutinim yok. Ama gittiğim bazı kahvelerde, ortam gürültüsü eşliğinde çalışmaktan özellikle hoşlanıyorum. İlk kitabım Rehavet Havası’nın hatırı sayılır bir bölümünü hâlen müdavimi olduğum böyle bir kahvede yazmıştım.
edebiyathaber.net (1 Haziran 2018)