Deniz Erbulak’ın Saksağan Yokuşu adlı romanı Xlibris Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Deniz Erbulak’ın kıvrak kalemi ve olay zincirleri inşa etmedeki ustalığı polisiye-korku türünde ele aldığı Sırlar serisinde kendini iyice gösteriyor. Üç kitap olarak kurgulanan sırlar serisinin ilk kitabı Mezarlığın Sırrı‘nda tuttuğumuz soluğumuzu serinin ikinci kitabı olan Saksağan Yokuşu‘nda da bırakamıyoruz.
“Siluet giderek yaklaşıyordu. Yürüyüşü de giderek daha çarpık hale geliyordu. Bir zombi gibi yürüyordu aslında. Ozan’ın nefesi kesilir gibi oldu. Bir zombi? Gerçek olabilir miydi bu?”
Ozan, İlker ve Öykü yeryüzündeki en belalı mahallede oturduklarından neredeyse emindi. Şu hortlak olayının ardından çok geçmemişti ki şimdi de insanlar kaybolmaya başlamıştı. Hepsi de tarihi su kemerinin altında yok olan insanlar…
Şimdi daha da şaşkındı. Çünkü mesaj İlker’dendi. Bu dünyada telefonda mesaj yazmaya kalkışacak en son kişi (tabii kendisinden sonra) İlker olmalıydı. Tarzı değildi mesaj yazmak. İlker’e bu saatte mesaj yazdıran ne olabilirdi ki? Kız mesajı çözmeye çalıştı.
Ne? Doğru mu anlıyordu? Saksağan Yokuşu’ndaki şu eski yıkık kemerin altında birileri ansızın ortadan mı kaybolmuştu gerçekten?
edebiyathaber.net (15 Temmuz 2023)