Deniz Yüce Başarır: “Yazmak ve okumak kurtarır bizi.”

Eylül 5, 2018

Deniz Yüce Başarır: “Yazmak ve okumak kurtarır bizi.”

Söyleşi: Osman Palabıyık

Yayıncılığa başladığı ilk günden bugüne okurları heyecanlandıran ve yayımladığı kitaplarla dikkatleri üzerine çeken hep kitap’tan Deniz Yüce Başarır ile yayınevinin hikayesini ve yeni sezon planlarını konuştuk.

hep kitap yayıncılığa katıldığı günden beri yayımladığı kitaplarla dikkatleri üzerine çekiyor. İkinci yılınızı doldururken bu süreci nasıl özetlersiniz?

Çok heyecanlı, bol telaşlı, fazlasıyla yoğun. Ve son derece doyurucu bir süreç oldu bu iki yıl. Biz hep kitap çalışanları büyük bir zevkle çalıştık ve sanırım karşılığını da aldık.

Kuruluşundan beri hep kitap’tasınız. Halihazırda bir yayıncıda yer almanın ötesinde kuruluşundan itibaren içinde yer almak sizin içinizde nasıl bir yer etti?

Bir yayınevini kurmak, ismini bulmak, çizgisini oluşturmak herhangi bir yayınevinin yayın yönetmenliğini yapmaktan gerçekten de çok farklıymış. Sıfırdan bir marka yaratmanın hazzı daha önce yaşadığım deneyimlerden hiçbirine benzemiyordu doğrusu. İşimi hep sevdim, hep heyecanlandım. Ama son iki yılda çok daha genç bir heyecanın içinde buldum kendimi.

Kısa sürede, uzun yıllardır sektördeymiş hissiyle iki yüzü aşkın kitap yayımladınız ve okurla sıkı bir bağ kurdunuz, nasıl bir tempo hâkim hep kitap’ta?

hep kitap’ta tempo çok yoğun. Ayda toplam 12 kitap civarında kitap yayımlıyoruz. Küçük bir ekiple çok iş yapıyoruz. Birbirimizle çok iyi bir iletişim halindeyiz, işimizi birlikte düşünüyoruz. Kitaplarımızı seçerken, üretirken, onları pazarlayıp, sosyal medyada tanıtırken hep birbirimizin beynini ve sınırlarını zorluyoruz. Zor bir sektör Türkiye yayıncılık sektörü. Son dönemlerde iyice zorlaştı. Artık daha da çok düşünmek, daha çok kenetlenmek gerekiyor.

Eylül ayı yayıncılık için bir nevi sezon başlangıcı demek. Yeni sezonda okurları hangi kitaplar bekliyor, gelecek sezondaki kitap ve projelerinizden bahsedebilir misiniz biraz?

Evet sonbaharla birlikte daha çok kitap çıkmaya başlar raflara. Bizim de çok sevdiğimiz yeni kitaplar geliyor. Gölet 13 bu sezonun ilk edebiyat ürünlerinden biri 2017 Costa Roman Ödülü sahibi bu romanın yazarı Jon McGregor. Geçen yılın Booker ödülünü alan Paul Beatty’den Sellout da bu sonbaharda raflarda olacak. Türk edebiyatının genç kuşak yazarlarından Ece Erdoğuş Levi’nin, Nermin Yıldırım’ın yeni romanlarıyla birlikte oyuncu Sevinç Erbulak’ın öyküleri de sevdiğimiz kitaplar arasında yerini alacak. Ayrıca Nermin Yıldırım’ın Saklı Bahçeler Haritası adlı kitabı da yeni bir kapakla hep kitap logosuyla buluşacak okurlarla. Türkçe polisiye dendi mi akla gelen önemli isimlerden biri, Elçin Poyrazlar da yeni romanıyla hep kitap’ta olacak. Genç bir kalem Semih Erelvanlı’nın romanı Külleri de sezonun dikkat çekici kitaplarından. Ayrıca yine çok güzel bir anı kitabı da geliyor: Temiz Aile Çocuğu. Zenne ve Çekmeceler adlı filmlerle dikkatleri üzerine çeken senarist, prodüktör ve yönetmen Caner Alper’in kitabı bence çok konuşulacak. Atölye serimiz de kült bir senaryo yazım kitabıyla sürüyor: O Kediyi Kurtar. Ayrıca sanat kitaplarımızda da hız kesmiyoruz. Yeni bir serinin ilk iki kitabı, Sanatın Kısa Öyküsü ile Fotoğrafın Kısa Öyküsü eylül ayında raflarda olacak. Ondan sonraki ay da Resim Sanatında At kitabı gelecek. Çocuk kitaplarına gelince, o alanda da çok güzel sürprizlerimiz var. Birkaç yazar ve çizer ismi sayayım, gerisini sürpriz olarak bırakayım: Aytül Akal, Huban Korman, Göknur Birincioğlu, Vaghar Aghaei, Deniz Üçbaşaran Sayman, Fuat Sevimay, Mustafa Delioğlu, Gökçe İrten

Yayıncılık zor bir yıl geçirdi ve kâğıt sıkıntısı, ekonomik sorunlar gibi unsurlarla da yeni bir sezon başlıyor. hep kitap için 2018 nasıl geçti ve ilerleyen süreçle ilgili öngörünüz nedir?

2018’in yaz aylarından itibaren sektörün klasik zorluklarının ötesine geçti durum. Ama yine de hep kitap olarak üretimi kesmedik biz. Zor günler geçiriyoruz ve kısa vadede de çok olumlu bir değişim beklemek fazla hayalperestlik olur herhalde. Doğrusu net bir öngörüm yok. Sezgilerim ve enerjim var. Bir de ne olursa olsun hiç kaybetmediğim bir umudum… Düşünerek, planlayarak, kenetlenerek aşacağız bugünleri. Yazmak ve okumak kurtarır bizi.

Mesela bu kriz ortamı sizce “ekitap” yayınına ilginin kaymasına sebep olur mu, ne dersiniz?

Mantıken kayması gerekir. Ekitap ve sesli kitabın şansı açılmalı aslında bu durumda. Ama bir yandan da tutucu bir yaklaşım hâkim bu alanlarda. Farklı vizyonlar koymak, ceptekileri değil, cepte olmayanları görmek ve ileriye bakmak gerekir. Belki bu krizin de böyle bir yararı olur. Ama doğrusu o anlamda da kısa vadede büyük bir gelişme beklemiyorum.

Mevcut durumda okurların davranışlarını nasıl görüyorsunuz?

Dürüst olacağım. Hiçbir şeyi net göremiyorum. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. Kitabevlerini daha sakin görüyorum. Rafları da daha sakin ve boşalmış görüyorum. Sadece okurları değil, kitabevlerini de biraz uzaklaşmış görüyorum kitaptan aslında. Ama sosyal medyaya baktığında, kahve ve kitap, şezlong ve kitap fotoğraflarında bir eksilme yok.

Farklı dizi ve temalarda kitaplar yayımlıyorsunuz, bu dizilerin kitaplarını seçerken özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?

Alanlarının iyisi olmalarına dikkat ediyoruz diyebilirim genel olarak. Söyleyecek sözleri olmasına…

Yayınlarınız arasında çocuk ve gençlik kitapları önemli bir yere sahip. İyi bir okur yetiştirebilmek tüm zamanlar için oldukça önemli bir durum. Bu da çocukluktan geçiyor en başta. Bu açıdan baktığımızda bir yayıncı olarak ebeveynlere neler önerirsiniz?

Ebeveynlere çocuklarına kitap almadan önce mutlaka kitapları okumalarını, yani en azından göz gezdirmelerini öneririm. Ders veren değil, hikâye anlatan, çocuklara edebiyatı sevdirecek eserleri seçmelerini… Çizimlerin, çevirinin, baskının kalitesine, hangi yayınevinden çıktığına da dikkat etmek gerekir.

İlk başlarda ağırlıklı olarak çeviri eserlere yer verirken son zamanlarda yerli edebiyattan isimleri görmeye başladık hep kitap’ta. Yakın zamanda yeni kitabıyla gelecek yerli yazarlarımız var mı?

Biraz önce yeni kitaplarımızdan söz ederken de belirttiğim gibi yazar kadrosu her gün genişliyor. Genişleyecek elbette.

Sosyal medya son dönemde oldukça öne çıkıyor. Bazen kriz yaratıyor, bazen de kriz ortamında kurtarıcı görevi üstleniyor. Siz yayıncılık-sosyal medya ilişkisini nasıl görüyorsunuz?

Sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Doğru kullanıldığında etkisi olumlu bence. Evet, bazen yapay bir hava veriyor hayatlarımıza ama biz hep kitap olarak orada da sahiciyiz. Samimi ve ölçülü davranmayı hedefliyoruz.

Okumaya, araştırmaya, incelemeye tutkuyla bağlı olan ve “hep” kitap diyenlere ne söylemek istersiniz?

Kötü günlerin üstesinden gelmek için sanattan daha iyi bir yol yok bence. Sanata, edebiyata, insana inanan kaç kişiysek şu ülkede, birlikte hareket edelim ve kitap gibi iyi alışkanlıklarımızdan vazgeçmeyelim, hatta daha fazla vakit ve bütçe ayıralım bu güzel alışkanlığımıza. Sadece kitaba da değil, sanata sahip çıkalım. Gereksiz tüm harcamalarımızı bırakıp sanatı ayakta tutabiliriz. En gereksiz gibi görünen oluyor böyle günlerde ama tam tersine nefes almamızı sağlayacak olan o.

edebiyathaber.net (5 Eylül 2018)

Yorum yapın