Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan Tatavla’da Bir Delirme Vakası adlı öykü kitabıyla tanıdığımız yazar Bade Osma Erbayav, çok katmanlı bir anlatımla ve ustalıklı bir dille kurguladığı ilk romanı Maruha’da kadınların uğradığı her türden saldırıya nitelikli bir yanıt veriyor.
Maruha ataerkil değerlere başkaldırarak özgür, cesaretli bir yaşam örneği sergileyerek yetmiş yıl öncesi Türkiye gerçeği göz önünde bulundurulduğunda adeta bugünün bireyleşmiş kadınını müjdeliyor.
Belgesel anlatımlarla kurgunun iç içe geçtiği Maruha’da, okyanusların kalbinde yolculuk eden iki asi ruhun, farklı yüzyıllardan iki yürekli kadının, ressam Maruha ve korsan Mary Anne’in rüyalarda kesişen büyülü öyküsüne şahit oluyoruz.
Kitaptan:
“Ayaklarıyla yeri dövebilen İspanyol kadınlar gördüm. Güçlü ciğerleriyle ağıtlar yakabilenleri. Tutkuyla havada döndürdükleri elleriyle karanlıktan aydınlık yaratabildiklerini gördüm, en alımlılarını ve en mahzunlarını izledim. O kadınlar hep benim içimdeler… Biliyorum oradalar. Bulacağım onları.”
edebiyathaber.net (22 Haziran 2016)