Dino Buzzati’nin “Bir Aşk” adlı romanı, Eren Cendey çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Yıllarını unutmak mı istedin? Hayatına baskın yapan küçük bir kızın kötülüklerine sadece kendi gücünle meydan mı okudun? Sana uygun olmayan yabancı bir oyunda inat mı ettin? Yeniden çocukluğuna dönebileceğini mi sandın? Seninkinden bambaşka bir surat lazımdı bunun için. Maç bitti, hesap döndü. Kapılar kapanıyor, yalnızlık, boşluk, çöl, kimsenin duymayacağı sessiz çığlıklar. İşte limandasın aptal adam, ne sandın kendini?”
Kurguladığı gerçeküstü, büyülü, kimi zaman tekinsiz dünyalarda kendine özgü mizah anlayışıyla çağımız insanının huzursuzluğunun çok katmanlı izlerini süren Dino Buzzati, Bir Aşk romanıyla aynı izleğe farklı bir rota üzerinden yöneliyor. Yazar, modern insanın içsel karmaşasını ve çaresizliğini bu kez aşk boyutunda, orta yaşlı bir kentsoylunun genç bir fahişeye saplantı derecesinde duyduğu tutku ekseninde öykülüyor.
Milano, sene 1960. Kırk dokuz yaşındaki Antonio Dorigo, toplumda saygın bir konumu olan bir mimardır. Kadınlarla ilişki kurma konusunda özgüven yoksunluğu yaşayan Antonio’nun bildiği tek ilişki kurma biçimi, düzenli aralıklarla ziyaret ettiği seçkin genelevlerdeki deneyimleriyle şekillenmiştir. Kendinden bir hayli genç olan Laide’yle de bu ziyaretler sırasında tanışır. İkisi arasında bir ilişki başlar: Laide türlü yalan ve kaprisle Antonio’yu parmağında oynatır, Antonio ise giderek daha fazla kapılır genç kadının büyüsüne.
Buzzati’nin usta bir anlatımla “kahraman”ının karmaşık iç dünyasına odaklandığı Bir Aşk’ta, Antonio’nun kıskançlık, tutku, sahiplenme dürtüleri ile parçası olduğu burjuva toplumunun çelişkilerle yüklü ahlak anlayışı arasında çaresizce bocalayışına tanıklık ederiz.
Dino Buzzati
1906’da İtalya’nın Belluno kentinde doğdu. Gazeteciliğe Corriere della sera gazetesinde başladı ve yaşamı boyunca bu gazetede çalıştı. 1930’larda yayımlanan Dağlı Barnabus ve Eski Korunun Gizi gibi ilk romanlarında, Kafka’yı anımsatan bir gerçeküstücülük, bir uyumsuzluk görülüyordu. Genellikle en başarılı romanı sayılan Tatar Çölü (1940), sınırdaki bir kışlada hiç gelmeyen düşmanı bekleyen askerleri anlatan etkileyici ve alaycı bir yapıttı. Öykülerini Altmış Öykü (1958) adlı kitapta toplayan Buzzati, bilimkurgu türündeki ikinci romanı Büyük Geri Çekiliş’le (1960) edebiyat çevrelerinde büyük üne erişti. İkiyüzlü, huysuz bir kıza tutulan orta yaşlı bir adamın öyküsünün anlatıldığı Bir Aşk ise 1963’te yayımlandı. Buzzati’nin çok tutulan oyunlarının en önemlisi Klinik Bir Vaka (1953), Albert Camus’nün yaptığı Fransızca uyarlamayla Paris’te de sahnelendi. Kafka’dan esinlenmiş olmasına karşın kendine özgü olağanüstü bir taşlama ve mizah anlayışı geliştiren Buzzati, 1972’de Roma’da öldü.
edebiyathaber.net (22 Eylül 2016)