Aydınlıktan Sonra (A.S.) 100 yılındayız, COVİTOPİA’nın 100. Kuruluş Yılı’nda. Dünyanın kabustan uyanıp, tek bir devlet haline gelişinin 100. yılında.
Büyük bir coşkuyla devam etmekte olan kutlamalara katılmak üzere başkent İstanbul’a, Covitopia’nın dört bir yanından davet edilen öğrenciler arasında bulunan Avustralyalı Venüs, etkinlikler sırasında tanıştığı Türkiyeli Alkan’la yakın bir arkadaşlık kurar. Tarih bölümü öğrencisi Venüs, ‘Covitopia Nasıl Kuruldu?’ konulu tezi için “Karanlık Dönem” hakkında bilgi toplamaktadır. Sıradan tarih kitaplarında anlatıldığı gibi bir tez yazmak istemediğinden bir türlü istediği kaynakları bulamamaktan yakınır. Alkan, elinden bir şey gelmemesinin üzüntüsünü yaşarken dönüş günü kuzeni Müge arayarak büyük dedelerinin tuttuğu ve uzun süredir kayıp olan, Karanlık Dönem’den Aydınlık Dönem’e geçiş sürecine ait notları annesinin nihayet bulduğunu söyler. Alkan, bu haberi Venüs’le paylaşarak Ankara’ya gelmesi için ısrar edince havabayla yola koyulurlar. Büyük dedenin notlarıyla salgın hakkında bilinmeyenler ortaya çıkacaktır.
A.Ö. (Aydınlıktan Önce) 20 Ekim 2
“Aslında bunları yazmanın hiçbir anlamı yok, umut tükendi! Tüm insanlık bîçare. Onca çaba, onca uğraş boşa çıktı ve bugün itibariyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından çalışmalara son verildiği anlaşıldı. Geçen yıl bugün Covid/ Afrasya mutasyonunun artık hava ile de yayılır ve bulaşır hale geldiği anlaşılmıştı. Aşıların etkisi geçmiş, ilaçlar çare olmamış, dünya nüfusunun dörtte üçü bu salgında kaybedilmiş, insan nesli tükenme tehdidiyle hiç olmadığı kadar yüz yüze kalmıştır.” Dünya Sağlık Örgütü, aşı ve ilaç geliştirme faaliyetlerine son verildiğini ve insanlığın devamının tek yolunun vücutları tarafından geliştirilen antikorlarla hayatta kalan güçlü bünyelere sahip insanlar olduğunu açıkladığında insanlık, çaresiz kalmış, kaosa sürüklenmiştir.”
Bütün dünyayı etkisi altına alan Covid salgınında kâbusu yaşadık, sevdiklerimizi kaybettik, hastalığı atlatsak bile etkisini uzun süre hissettik. Yazar, Covitopia adını verdiği romanı ile pandemi sürecini farklı bir boyutta ele alıyor. Kitap, Afrasya mutasyonu ile salgını iyice yaygınlaştırıp, dünya nüfusunun dörtte üçünün ölümüne sebebiyet verdirerek, olayları olabildiğince distopik bir hale dönüştürmüş. Artık insanların önünde tek seçenek vardır: Ölümün kendilerini yoklayacağı zamanı beklemek. Bu musibetten dünya kurtulamayacak mıydı, tam bitti demişken Etiyopya ve Hindistan’da aynı anda ortaya çıkan yeni bir mutasyon insanlığın sonunu mu getirecekti? İnsanlık gökyüzünde havaksilere, havabalara binerek mesafeleri kısaltmış, Satürn’e geziler düzenliyor, bor ve kripton gazını birleştirerek elektrik enerjisi üretmek için kaynak ihtiyacını ortadan kaldırmış, yeni iletişim aracı duybakgörle kadim dillerden Covitopia diline çeviriler yapıyorken gözle görülemeyen bir virüse teslim mi olacaktı? Bu kaotik dönemde ülkelerin yaklaşımı nasıl olacak, zengin ülkeler, güçlü ülkeler, bu kez de mi kârlı çıkacak, yine yoksullar mı can verecekti?
Hakan Karcı, şiirle başladığı yazın serüvenini hikaye, roman ve şiir kitapları ile sürdürmektedir. 2023 yılı içerisinde, tekdüze hayatın insanlığı getirdiği son noktayı ironik bir dille anlattığı “Umutsuzlar Kaavesi” adlı hikaye kitabı ve 6 Şubat 2023 Depremi’nden derin izler taşıyan, “Bizi Affet Çocuğum!” adlı şiir kitabı Kaptan Kitap etiketiyle yayımlanmıştır. Atatürk’ün hayatını, kendi sözleriyle kaynakçalı ve dipnotlu olarak anlattığı “Atatürk’ün Otobiyografisi” adlı bir araştırması da bulunmaktadır.
edebiyathaber.net (25 Ağustos 2023)