Hülya Karaibrahimoğlu bir şair ve öykücü. Ancak son dönemde çocuklar için yazdığı öyküler ve şiirlerle tanınıyor. Doğan Egmont Yayınlarından 2017 yılında çıkan “Kendin Ol” öykü-şiir kitabı ile “Doğa ve Çocuk” şiir kitabını biraz nazlansam da elime aldığımda hızla ve severek okudum. Felsefeci olmama rağmen, ki kitaplarda çocuklar için felsefe de yapılmış, buradaki tavrım kişisel bir kapristen öte çocuk kitapları yorumlayacak kişin pedagojik anlamda güçlü bir eğitim alması gerektiği yönündeydi. Ancak ilk okuduğum andan itibaren doğanın sırlarını içine katan şiirlere hayran kaldım ve büyüklerinde(anneler, babalar ve öğretmenlerin) okuyunca etkileneceğini düşündüm. Bu çerçevede kolektif bir çalışma başlattık. Ekibimizde üçü de 11 yaşında olan ikizler Deniz-Derya ve Ela ile çocuk öyküleri yazan Nuran Eraslan ve ilk öğretimde resim öğretmenliği yapan Melike Coşkun yer aldı.
Ortak kanaat şiirlerin oldukça iyi olduğu ancak çocukların buradaki betimlemeler ve metaforları (göndermeleri) nasıl çözümleyeceği ve eğer büyüklerden yardım alırsa nasıl bir yöntem önerebileceğimiz şeklindeydi? Yine ortak kanaatimiz bizlerinde şiir okurken zorlandığımız, şiirin edebiyat üstü bir dil olduğu, dolayısıyla iyi şiir yazmanın birinci koşul olduğu ve Hülya Karaibrahimoğlu’nun iyi şiirler yazdığı hatta özellikle sürekli şiir yazması gerektiği yönündeydi.
Kitaplar ressam Başak Eralp Gür’ün çizgileriyle şenlenmiş. Öykünün ve şiirin içinde yer alan arkadaşlık, dostluk, aile, doğa, hayvanlar, çiçekler ve hayata dair her şey resimlerle birlikte neşeli bir anlam kazanmış. Daha önceden belirttiğim gibi şiirleri okumak ve anlamakta zorlanan çocuklar için resimlerin çok önemli olduğu öykü, şiir ve resim harmanlamasının çocukların zihinlerini hızla uyaracağı konusunda da mutabık kaldık. Ayrıca kitapların, yazarı Hülya Karaibrahimoğlu tarafından Milli Kütüphane etkinlikleri çerçevesinde görmeyen çocuklar için seslendirildiği ve uzun süre dinleme programlarında liste başı olduğunu da öğrendik.
Her iki kitapta yer alan şiirlerin, eski bin yıllarda doğa ve insan ilişkisini anlatan ve içinde keder, kasvet ve üzüntü olmayan, o anki durumu, ilişkileri ve ihtiyaçları tasvir eden şiir düzenine benzettim. Hatta dünyanın en kısa şiir türü sayılan ve tüm dünyada oldukça meşhur olan geleneksel Japon şiir türü olan haiku ruhundan esinlendiğini, klasik haiku hece düzeni 5-7-5 hece düzenine uymasa bile doğa betimli ve neşe saçan bu şiirlerin haiku ruhundan el aldığını düşünüyorum. Türkiye’nin ilk Kültür Bakanlarından Talat Halman’ın 1970 baskılı “Dünya Şiir Antolojisi”nde de bu türden şiirler okuduğumu ve her toplumun haiku kültürünü barındıran ve o an ki durumu olduğu gibi resmeden, anın arkasındaki derinliği bize yansıtan bu sanatın yaygın ve eskiden beri her toplumun anlatısında yer aldığını düşünüyorum. Özellikle halk şiirlerinin bu düzende yani haiku düzeninde, insanın doğa karşısında büyülenişi seslendiren şiirler olduğunu ayrıca meraklıları için bu konuda epey makale olduğunu da belirtmek isterim.
Hülya Karaibrahimoğlu’nun her iki kitap için hazırladığı ve öğretmenlere kılavuz niteliğindeki çizelgede çocuk kitapları yazma niyetini şöyle açıklıyor: Bu kitapları hazırlarken çocukların düş kurmalarını ve geleceği düşünmelerini istediğini, kendisiyle barışık, kendisini seven, özgüven duygusu gelişmiş, bireysel farklılığına inan, yeteneklerinin farkına varan, yaşama sevinciyle dolu, mutlu çocuklar yetiştirmenin önemini anlatmak ve öğretmenlerin sevgi dolu ve öğrencileriyle sağlıklı iletişimine katkı sağlamak olduğunu belirtiyor.
Yine Hülya Karaibrahimoğlu doğa ve çevre hakkında farkındalık kazandırmayı istediğini, bu nedenle doğaya kulak veren ve topraktan başlayan yaşamın, ilk tohumun içindeki filizin mucizesini çocukların görmesini istediğini, hem doğaya hem de üretime karşı çocukların dostluk, kardeşlik, bağlılık ve hoşgörülerinin gelişmesi için doğa temelli şiirler yazdığını anlatıyor. Hatta ilk yaprağın filizlenişini anlattığı şiiri bizim çocuklardan Deniz’in dikkatini çekti ve “burada anne karnında büyüyen çocuğa bir gönderme yapılıyor,” diye müthiş bir tespitte bulundu. Deniz’in harika tespitini içeren şiir ile Hülya Karaibrahimoğlu’na başarılar diliyorum. O çok şiir yazsın, okuyanı da bol olsun…
İLK YAPRAK
İlk yaprak
Merhaba tohumun içindeki
İlk yaprak!
Henüz çıkmadın günyüzüne
Yeşermeden sana merhaba!
Uyu
Uyu da büyü ilk yaprak
Toprağın ılıklığında
Sen uyurken
Soluk alışını dinliyorum
Ve
Bekliyorum burada
Günyüzüne çıkmanı
(Bir not; Ekibimizin küçük kahramanlarından Derya ev kazası sonucu omuzunu kırdı. Deryamızın hızla iyileşerek tatlı sözcükleri ve gülücükleriyle bizi yeniden aydınlatmasını dileriz.)
Perihan Tunçbilek – edebiyathaber.net (11 Temmuz 2018)