Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocuk edebiyatının sadece çocuklara yönelik bir tür olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle sorunuzu “Neden çocuk edebiyatı alanında yazıyorsunuz?” olarak değerlendirip yanıtlıyorum: Edebiyatı seviyorum. Çocuk edebiyatı yazara, çizere ve tabii ki de okura hayat ile hayalin bir arada olduğu eşsiz bir pencere açıyor. O kısacık, yalın cümlelerin birbiri peşi sıra gelerek insanı etkileyen öykülere dönüşmesi yazarken de okurken de beni heyecanlandırıyor. Hayat, hayal ve heyecana bir de merak eklenince yolunuz kaçınılmaz olarak çocuk edebiyatına çıkıyor.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Okuduğum ilk değil belki ama beni çok etkileyen ilk çocuk kitabı Ferenc Molnar’ın Pál Sokağının Çocukları’ydı. Henüz ilkokuldaydım, üçüncü ya da dördüncü sınıfta olabilirim. Firuzköy’de oturuyoruz. Köyün çocukları iki gruba bölünmüş. Kimse diğer mahallenin çocuğunu kendi mahallesine sokmuyor. Sürekli bir çatışma ve çarpışma hali. Hatta karşı gruba ajanlar sokularak ne kadar silahları (tahta kılıç, kalkan, düdük, bayrak vs.) var, nerede saklıyorlar öğrenmek için istihbarat çalışmaları yapılıyor. Romanda okuduklarımı o günlerde sokakta ben de yaşıyorum. Hayat ve kurgunun benzerliği ile kitabın kahramanı Nemeçek’in hazin sonu beni çok etkiledi. Çocukların da ölebileceğini bu romandan öğrendim.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Hayır. Ben yazılmış her güzel kitabın çocuk edebiyatı hanesine kaydedilmiş önemli bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Ama iyi ki yazılmış dediğim birçok kitap var: Italo Calvino’nun Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler’i, Julia Donaldson’ın Tostoraman’ı (Yıldırım Türker çevirisi), Werner Holzwarth- Wolf Erlbruch’ın Kafasına Edeni Bulmaya Çalışan Küçük Köstebeğin Hikayesi, John David Anderson’un Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün’ü ilk aklıma gelenler.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Şu sıralar Rıfat Ilgaz’ın çocuk romanlarının ilk baskılarını okuyorum. Bacaksız serisini yeni bitirdim. Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Sigara Kaçakçısı, Bacaksız Okulda, Bacaksız Paralı Atlet ve Bacaksız Tatil Köyünde olmak üzere beş kitap var seride. İlk kitap 1977’de yayımlanmış. Karadeniz’in bir köyünden ekmek parası derdiyle İstanbul’a göçen bir ailenin, henüz okula gitmeyen çocuğu Bacaksız. Büyük kentin yabancısı, mahallede yeni tanıştığı çocuklarla arkadaşlık kurmaya, etrafında olup bitenleri çocuk saflığıyla anlamaya çalışıyor. Bugünlerde birçok anne babanın çocuklarına “Biz sokaklarda oynuyorduk” diye özlemle anlattığı dönemin sokaklarını, mahalle kültürünü bir çocuğun bakışıyla aktarması açısından da önemli bir seri bu.
edebiyathaber.net (28 Ağustos 2019)