Küçük bir çocukla yarım saatten fazla tek başına vakit geçirmiş herkes çocuk bakmanın dünyanın en zor ve en çok sabır gerektiren işlerinden biri olduğunu kabul edecektir. Ele avuca sığmayan, sınır tanımayan, her an patlayabilecek gibi etrafta gezinen ve bazen gerçekten de hiç umulmadık anlarda patlayan çocuklar çoğu anne baba için gündelik hayatın bir parçasıdır. En değerli varlığımız olan çocukların hasta olmamaları ve fiziksel gelişimleri için elimizden geleni yaparken zihinsel ve davranışsal gelişimleriyle de o kadar ilgileniyor muyuz? Çocuklarımızın en değerli organı olan beyinleriyle ne kadar ilgiliyiz?
Dr. Daniel Siegel ve Dr. Tina Bryson, Dramsız Disiplin’de disiplin kelimesini yeniden tanımlıyor ve “öğretmek”le ilişkilendiriyor. Çocuğun disiplininden sorumlu anne ile babayı da bir “diktatör” konumundan bir “öğretmen” ve “yol gösterici” konumuna yükseltiyor. Kitabın en büyük iddiası çocuklarımıza en yaramaz oldukları zamanlarda bile “iyi davranışların” öğretilebileceği, bu iddiayı da örnekler ve çocuklara yaklaşma metotlarıyla destekliyor. Dramsız Disiplin çocuklarımızla bağ kurarak onları nasıl sakinleştirebileceğimizi, sağlıklı iletişim yöntemleriyle onlara nasıl ulaşabileceğimizi, kendilerine ve başkalarına zarar vermelerini engellemek için neler yapabileceğimizi anlatıyor. Çocukların yaşadığı veya yaşayabileceği öfke nöbetlerinin ne anlama geldiğini ve onları sağlıklı bir biçimde engellemek veya en aza indirgemek için yapabileceklerimizi açık bir dille anlatıyorlar.
Geleneksel disiplin yöntemlerini de inceleyen yazarlar, bu yöntemlerin sonucunda ebeveynlerin olmasını beklediği ile aslında çocuğun beyninde olan bitenlerin arasında çok büyük farklar olduğunu belirtiyor. Örneğin çocuğumuz yaramazlık yaptığında verdiğimiz düşünme (mola) zamanı, onların yaptıkları yanlışı değil, anne veya babalarının ne kadar kötü olduğunu düşünmelerine yol açar. Bu ve benzeri örneklerden yola çıkarak çocuk beynini tanımamızı, beynin değişen, değiştirebilir ve derinlikli yapısını anlamamızı sağlayan bilgiler içeriyor. Bu bilgileri kullanarak çocuğumuzun beynini sağlıklı bir şekilde yapılandırmamız için de bize öneriler sunuyor.
Kitabın anne babalara çocuklarına nasıl yaklaşmaları konusunda yardımcı olduğu önemli bir özellik de içindeki resimler. Özenli bir şekilde çizilen resimler, çocuğumuzla konuşurken söylediklerimiz kadar yüz ifademizin ve vücut dilimizin de önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Asık bir suratla ve öfkeyle konuşmaktansa daha sevecen bir yüz ifadesiyle konuşmanın çocuk gelişimi için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Evinizi bir savaş alanına çevirmeden çocuğunuzu disipline etmek ve zihinsel gelişimine yön vermek için bir rehber niteliğinde olan “buzdolabı notları” ise oldukça faydalı. Kitabın sonunda bulunan bu sayfaları buzdolabının üstüne yapıştırarak çocuğunuzla nasıl sağlıklı bir biçimde bağlantı kurup onu yönlendireceğinizi her gün kendinize hatırlatabilirsiniz.
Fakat bu kitap birçok çocuk gelişimi kitabının aksine sizi bir süper-ebeveyne dönüştürmeyi vadetmiyor. Çocuk gelişimi uzmanları Dr. Daniel Siegel ve Dr. Tina Bryson’ın en sevdiğim yanı da belki bu. Bir ebeveyn olarak hata yapabileceğinizi, öfkenize yenilebileceğinizi veya çaresiz hissedebileceğinizi kabul ediyorlar. Hatta dünya çapında ünlü uzmanlar olarak kendileri de çocuklarıyla olan iletişimlerinde bazen bocaladıklarını kabul ediyorlar ve bunun komik örneklerini de kitabın içinde anlatıyorlar.
Dramsız Disiplin, her ebeveynin bir insan olduğunu ve zaman zaman bocalayabileceğini kabul eden, çocuğumuzun ve kendi beynimizin sırlarını ifşa ederek ve basit yöntemler önererek bize yol göstermeye çalışan, çocuklarımızla sağlıklı iletişim kurmak ve onları yönlendirmek için mükemmel bir rehber kitap.
Bahar Çetiner – edebiyathaber.net (21 Mayıs 2018)