Mimarlık ve yapı sektörünün profesyonelleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı”nda buluştu. Ekoyapı Dergisi tarafından VitrA ana sponsorluğunda, ‘yeşil binalar konusunda farkındalığı artırmak’ amacıyla düzenlenen etkinlikte, sürdürülebilir mimari ve kentsel tasarımın dünyadaki en önemli örneklerine imza atan mimar ve planlamacılar, yeşil bina, kent ve mimarlıkta sürdürülebilirlik, yeşil altyapı planlamaları ve ekolojik yaşam alanları konularını tartıştı.
Yeşil binalar konusunda farkındalığı artırma hedefiyle düzenlenen konferansta, Studio Libeskind Başkanı Mimar Yama Karim sürdürülebilir kentsel tasarım pratikleri hakkında deneyimlerini aktardı. “Ortak Şehir: Mimari ve Sosyal Alanlar” başlığını taşıyan sunumunda halka açık alanlara, mimariye ve gelecek vadeden, sürdürülebilir şehir planlama yöntemlerine yoğunlaşan Yama Karim, Dünya Ticaret Merkezi’nin master planından, Milano’nun tarihi fuar alanlarının yeniden düzenlemesi ve Singapur’un tarihi limanlarının planlanmasına kadar önemli projelerinden kesitler sundu.
“Mimari tasarımın gelişimini belirleyen yönler ve kriterler…”
RIBA Ödülü başta olmak üzere çok sayıda ödüle layık görülen Behnisch Architekten kurucusu Mimar Stefan Behnisch sürdürülebilirlik merkezli mimari projeleriyle konferansın konuğu oldu. Behnisch, konferans izleyicileriyle, daha sürdürülebilir bir dilde inşa edilmiş yapılı çevre için başarılı tasarım çözümleri arayışını aktararak, bunun için kültürel, politik, coğrafi ve iklimsel yönlerin ele alınması gerektiğini savundu.
Konferansta “Geçtiğimiz yüzyılın politik, sanatsal, sosyal ve mimari ideolojileri bize çevremizi kontrol edebileceğimizi düşündürüyordu, durumu, çevresi ve kültüründen etkilenmeden heryerde aynı görüntüye ve teknik çözümlere sahip binalar yapabileceğimizi düşünüyorduk. Bunu yapabilmek içinde mimari konuda geri kaldığımız yönleri ucuz enerji kullanımını arttırarak kapatıyorduk” diyen Stefan Behnisch “Kendi yarattığımız bu problemleri çözebilmemiz için nasıl alternatifler üretebiliriz? Etkisini azaltıp inşaat sektöründe yarattığı sorunları nasıl yok edebiliriz?” sorularına cevap aradı.
Ekolojik yaşam alanı oluşturma ve restorasyonu ile yeşil altyapı planlaması, saha tasarımı ve yönetimi üzerine 30 yıllık bir deneyime sahip olan dünyaca ünlü Ekolojist Gary Grant ise yeşil çatılar ve yaşayan duvarlar ile ilgili güncel uygulamaları izleyicilerle paylaştı.
Sunumunda dünyanın her yerinden yeşil çatı, yaşayan duvar ve yetiştirilmiş bahçe örnekleri kullanarak, kent ısı adası, sel, hava ve su kalitesi problemleriyle başa çıkmaya yardımcı olmak için şehirlere nasıl daha fazla toprak, su ve bitki örtüsü getirileceğine ve şehirlerde nasıl yiyecek yetişebileceğine, doğal yaşamın nasıl korunacağı ve şehirlerin iklim değişimlerine karşı nasıl daha dayanıklı hale getirileceğine dair düşüncelerini aktaran Gary Grant “Öncelikle bütün bitkilerin yeşil olmadığını hatırlamakta fayda var. Kuraklık toleransını ve yerel bitki örtüsünü iyi yönde kullanabiliriz. İkinci olarak, farklı bir şekilde değerlendirilmesi mümkün olmayan atık sular toplanıp sulamada kullanılabilir. Yağmur suyu biriktirilip, depolanıp, tekrar kullanılabilir. Güvenilir bir kaynak olan gri-su (duş ve banyolarda kullanılan sular), kolayca temizlenip sulama için tekrar kullanılabilir. Bu nedenlerle de yeşil olmayan bir şehirde yeşil bir bina yapmak mümkündür ve ben bu konuda oldukça olumlu düşünüyorum” dedi.
edebiyathaber.net (8 Haziran 2015)