Eğitimin hızla dinselleştirildiği bir dönemden geçiyoruz. Görünen o ki sonunda temel eğitim sistemimizden her hangi bir eser kalmayacak. Önce felsefe dersleri kaldırıldı programdan. Düşünmelerine ket vuruldu gençlerin. Sonrasında sanat dersleri azaltıldı. Öyle ya sanatı içselleştiren bir birey sorgulamayı da öğrenecekti. Bugünler içinse yorum yapmakta güçlük çekiyorum. Zira her yıl farklı bir program ve içerikle başlıyor eğitim-öğretim yılı.
Nick ve Tesla’nın Olağanüstü Heyecanlı Bilim Laboratuvarı
Kitap şenliğine çevirdiğimiz bu haftamızda bir de bilimi konu edinen kitaptan söz edelim istiyorum. Bugünlerde ikincisinin de raflarda yerini aldığını muştuladı yayınevi. Sözünü ettiğimiz kitap “Nİck ve Tesla’nın Olağanüstü Heyecanlı Bilim Laboratuvarı”. Kelime Yayınları tarafından çocuklarla buluşturuldu. Bilim delisi Bob Pflugfelder ve Steve Hockensmith’in yazdığı kitapta Nick ve Tesla bilime ve teknolojiye ilgi duyan, meraklı mı meraklı iki kardeştir. Bu kardeşler, bir tarım projesi için Özbekistan’a giden anne babaları tarafından amcaları Newt’un yanına gönderilirler. Newt Amca bir mucittir. Aynı zamanda kendine özgü huyları da olan, çılgın biridir. Çocuklar, Newt Amca’nın evine geldikten kısa bir süre sonra, mahallede bazı esrarengiz olayların meydana geldiğini fark ederler ve kendilerini heyecanlı bir serüvenin içinde bulurlar. Bu gizemli olayların neyin nesi olduğunu çözmek ve hatta kendilerini kurtarabilmek için birbirinden yaratıcı fikirler geliştirmek ve evde bulunabilecek malzemelerden türlü türlü teknolojik cihaz yaratmak zorunda kalırlar. Bunu yaparken okuyucuyu da bu eğlenceli dünyaya davet ediyorlar / eğlenceli dünyanın içine alıyorlar. Yapılacak deneylerin malzemeleri ve yapım aşamaları kitapta okuyucu ile paylaşılıyor.
Bilimsever çocuklar için “Nİck ve Tesla’nın Olağanüstü Heyecanlı Bilim Laboratuvarı” keyifle okunacak bir kitap.
En İyi Arkadaşım
Kelime Yayınları’ndan söz ediyorken yakınlarda yayımlanan bir diğer kitaptan da söz edelim isterim. Ute Wegmann’ın “En İyi Arkadaşım” adlı kitabı adından da anlaşılacağı üzere sıkı bir arkadaşlık hikâyesi. Ben, bebekken ağır bir hastalık geçirmiştir. Artık tamamen iyileşmiş olsa da, ailesi, özellikle de annesi hâlâ onu korumak istemektedir. Ben’e çoğu şey yasaktır; futbol oynamak, şeker yemek, yüzmek… Bu yüzden Ben, beden eğitimi derslerine giremez, şekerleme yiyemez, çok istese de arkadaşlarıyla birlikte yüzme yarışmalarına katılamaz. Üstelik Ben, yüzmeyi de bilmemektedir. Ama arkadaşı Fritz, ona yardım etmeye karar vermiştir ve birlikte, tüm engellere rağmen, bu durumun üstüne giderler. Çünkü Fritz, Ben’in en iyi arkadaşıdır. Ben de Fritz’in en iyi arkadaşı.
Peki, sizin en iyi arkadaşınız kim?
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (13 Kasım 2014)