Chris Peers’in “Cengiz Han ve Moğol Savaş Makinesi” adlı kitabı, Harun Tuncer çevirisiyle Ketebe Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Savaş tarihi alanında önde gelen uzmanlardan biri olan Chris Peers’in kaleme aldığı “Cengiz Han ve Moğol Savaş Makinesi”, Ketebe Yayınları’ndan çıktı. Kitap, dünya tarihinin en efsanevi ve tartışmalı figürlerinden biri olan Cengiz Han’la ilgili mevcut algıları bir kenara koyarak onun içinde yaşadığı topluma ve askerî dehasına odaklanıyor. Okuru, Orta Asya steplerinden Karadeniz kıyılarına uzanan çok geniş bir coğrafyada sürükleyici bir yolculuğa davet eden yazar, Moğolların askerî ve kültürel geçmişi ile bozkır toplumları ve ordularının doğasını bir arada değerlendiriyor. Peers, önsözde 1970’lerin sonunda yaptığı Türkiye yolculuğunun kitabın yazılış sürecini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde anlatıyor.
Chris Peers, antik ordular ve savaş tarihi konusunda önde gelen uzmanlardan biridir. Askerî tarih, savaş oyunları ve soygeçmiş dergilerine birçok makaleyle katkıda bulunan yazarın, bu alanlarda kitapları da bulunmaktadır. Chris Peers’in yazdığı “Cengiz Han ve Moğol Savaş Makinesi”, Ketebe Yayınları’ndan çıkarak okurla buluştu.
Bir general, devlet adamı ve imparatorluk kurucusu olarak Cengiz Han, dünya tarihinin en efsanevi ve tartışmalı figürlerinden biri olageldi. Olağanüstü askerî başarılarının yanında, kullanmakta tereddüt etmediği acımasız yöntemleri de ona “uğursuz bir ün” getirdi. Peki, Cengiz Han bir imparatorluk mimarı mıydı gerçekten, yoksa şansı da yaver gitmiş başarılı bir eşkıya mı? Dünya tarihinin seyrini tek başına değiştiren bir dâhi miydi, yoksa sıradan bir insan iradesinden daha güçlü kuvvetlere sırtını vermiş bir orduyla zafere at mı sürmüştü? Moğollar, bilinen dünyanın büyük bir bölümünü nasıl ele geçirmişlerdi? Cengiz ve ordusu gerçekten milyonları öldürmüş ve şöhret buldukları şekilde aldıkları toprakları çöle mi çevirmişlerdi? Tüm bu olan bitenin arkasında nasıl bir motivasyon, disiplin ve strateji yatıyordu?
İşte bu sorular Chris Peers’in kaleme aldığı “Cengiz Han ve Moğol Savaş Makinesi”nde cevap buluyor. Cengiz Han’ı içine doğduğu Moğol toplumu ve gelenekleriyle birlikte ele alıp inceleyen yazar, Moğol askerlerinin becerilerini, savaş taktiklerini, ahlak anlayışlarını, nispeten daha yerleşik toplumların askerleriyle savaşırken sahip oldukları avantaj ve dezavantajları ayrıntılı olarak inceliyor.
Bir Cengiz Han biyografisi yazmadığını ifade eden Chris Peers’in kitabın girişinde yazdığı önsöz ise hikâyenin içindeki hikâyeyi gösteriyor. Yazar, 1970’lerin sonunda tarih bölümünden yeni mezun olmuşken Türkiye’ye yaptığı yolculuk sırasında Türk toplumunun Cengiz Han’a bakışının Batı’dan hayli farklı olduğunu görür. Ramazan ayında kartpostallarda Türk ve Müslüman kahramanların yanında Cengiz sureti taşıyan kartpostalları fark edince Türklerle Cengiz Han üzerine sohbet eder. Böylelikle Cengiz Han’ı kadrajına alan ve onun hakkında çalışma yapmak isteyen Chris Peers, Cengiz Han’ın o günlerden sonra gündeminden nasıl çıkıp yeniden nasıl girdiğini ise şöyle anlatıyor:
“…Dahası o, bir din düşmanı değil; politikaları İslam’ın yayılışını teşvik eden bir dinî müsamaha taraftarıydı. Türklerin nezdinde, yapılan seferler yüzünden yaşanan hayat kayıpları Haçlılarınkiyle kıyas edilebilirdi; nitekim Haçlı liderler de Avrupalılar gözünde hâlâ birer kahramandırlar. Bu görüş alışverişi bende Moğol İmparatorluğu ve onun kurucusuna dair hayli zaman devam eden bir ilgi doğurdu; ama elimdeki diğer projeler dikkatimi ve vaktimi alıyordu. Ta ki 2014’te Pen and Sword’un yayıncıları benden Cengiz hakkında bir kitap yazmamı isteyinceye dek… O dakikada Cengiz’e geri döndüm. Türkiye’de yaptığım o eski sohbetleri hatırladım ve bu işi son derece tarafsız bir şekilde yapmaya azmettim.”
Okuru Orta Asya steplerinden Karadeniz kıyılarına uzanan çok geniş bir coğrafyada macera dolu bir yolculuğa davet eden “Cengiz Han ve Moğol Savaş Makinesi”, akıcı dili ve sürükleyici üslubuyla tarihî bir metnin ötesine geçerek edebî lezzeti de olan bir metne dönüşüyor.
edebiyathaber.net (10 Temmuz 2023)