I
1999 depremini yaşayanlar hatırlayacaktır. Deprem bölgesinde olsun, olmasın hemen herkes yaşananları anlayabilmek adına televizyonlara kilitlenmiş ve büyük bir dikkatle dönemin Rasathane Müdürü, Jeofizik Mühendisi Ahmet Mete Işıkara’ya kulak verir olmuştu.
Fay, kırık, büyüklük, şiddet, Kuzey Anadolu Fay Hattı gibi onlarca yeni kavramı o günlerde duymuş, anlamaya çalışmış ve gelecekte neler olabileceği üstüne kafa yormuştuk.
2020 yılına geldiğimizde Covid-19 salgını nedeniyle benzer bir süreç yaşamaya başladığımızı söyleyebilirim. Zaman içinde bilgi edinme kaynaklarının artması, insanların büyük bir dikkatle dinlediği ve sözüne güvendiği tek bir figür ortaya çıkmasını engellemiş olsa da hemen herkes, yaşanan salgını anlamak adına güvenilir bulduğu kaynakları dikkatle takip etmeyi sürdürüyor.
Pandemi, epidemi, koronavirüs, Wuhan, entübe gibi sözcükler, bugünlerde hayatımıza giren kavramlar olarak yerlerini aldılar.
Covid-19’un insanlık tarihini nasıl etkileyeceği, yakın ve uzak gelecekte neler yaşanacağı, küreselleşmenin ve kapitalizmin bu süreçten ne gibi yaralar alacağı, ülkelerin ve Dünya ekonomisinin yaşayacağı küçülme miktarları ve diğer onlarca konu, şu an için bir bilinmez olsa da orta ve uzun vadede yaşanacaklarla ilgili, yetkin insanların derinlikli çözümlemeler yapacakları muhakkak. Bu çözümlemeler yapılana kadar içinde bulunduğumuz dönemi daha iyi değerlendirmek adına, geçmişe bakmanın yararlı olabileceği görüşündeyim.
Geçmiş örneklere bakarak, Covid-19’un tedavisinin hangi aşamalardan geçilerek bulunabileceğini, salgının büyük bir felakete dönüşmesi durumunda insanlığın bundan nasıl etkilenebileceğini ve en önemlisi yaşadığımız salgının ne ilk ne de son olduğunu anlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu çıkarımları yapabilmek adına okuyabileceğimiz kitaplardan biri, Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık adını taşıyor.
II
Kitabın yazarı Irwin W. Sherman 1933 doğumlu bir biyoloji profesörü. Sherman, mikrobiyoloji konusunda, başta sıtma olmak üzere, birçok makaleye ve kitaba imza atmış bir akademisyen. Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık, yazarın dilimize çevrilen tek kitabı.
Kitap, ABD’de 2007 yılında, Türkçe çevirisi ise 2016’da yayımlanmış. Kitabın sunuş yazısını, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı eski başkanlarından Prof. Dr. Özdem Anğ yazmış. Kitabın çevirmenleri ise, Prof. Dr. Emel Tümbay ve Prof. Dr. Mine Anğ Küçüker.
Bu veriler ışığında, bilimsel ilkelere sadık kalınarak hazırlanmış bir kitapla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
III
Sherman kitabını on bir bölüme ayırmış. Yazar bu on bir bölümde; adı geçen on iki hastalığın ortaya çıkışlarını, birey ve toplum üzerindeki etkilerini, geleneksel yollarla yapılan tedavi çabalarını, bilimsel yollarla bulunan tedavilerin nasıl ortaya çıktığını ve 2006 yılı itibariyle, dünya üzerindeki görülme sıklığını ve hastalıkların gelecekte ne gibi etkiler bırakabileceğini olabildiğince detaylı bir şekilde anlatıyor.
Kitabın ilk bölümü genetik hastalıklar olan, Porfiri ve Hemofili’ye ayrılmış. Sonraki bölümlerde ise sırasıyla; İrlanda Patates Mantarı, Kolera, Çiçek, Hıyarcık Vebası, Frengi, Verem, Sıtma, Sarıhumma, Grip ve AIDS anlatılıyor.
İrlanda Patates Mantarı, insanları dolaylı olarak etkilediği için, onun dışındaki tüm hastalıkların insan bedeni üzerindeki etkileri oldukça detaylı bir biçimde anlatılıyor. Sonrasında, hastalığı oluşturan bakteri ve virüslerin evrimi, hastalığın ortaya çıkışı, yayılışı, hastalık nedeniyle hayatını kaybedenlerle ilgili rakamlar, ilk dönemde yapılan tedaviler, ilerleyen zaman içinde yaşanan bilimsel gelişmeler sayesinde aşıların, ilaçların bulunuşu anlatılıyor ve hastalıkların insanlığın geleceği için oluşturdukları risklerin analizine geçiliyor.
Kitapta, bu bilgilerin yanında hastalıkların insanlık tarihini nasıl etkiledikleri de bilimsel veriler ışığında irdelenmiş.
Hastalıkların tedavileri için araştırma yapan bilim insanlarının, zaman zaman birbirlerinin bulguları üzerinde çalışarak tedaviye adım adım nasıl ulaştıkları zaman zaman da paralel giden çalışmaların getirdiği rekabet nedeniyle ne gibi küçük entrikalar çevirdiğini okumak beni en çok etkileyen kısımlar oldu. Paralel giden çalışmaların getirdiği rekabetin anlatıldığı bölümler, ince ince işlenmiş bir polisiye kitap tadındaydı.
Bunun dışında, bilimsel araştırmalarını yürüten bilim insanlarının arasından hayatını kaybedenlerin hikâyeleri, bu hastalıklar üzerinde araştırma yapılırken bazen bilinçli bazen de bilinçsiz olarak denek olan insanların yaşadıkları da bir o kadar ilgiye değer bölümleri oluşturuyor.
Kitabın çevirisi, sıradan okurlar için çok zorlayıcı değil. Mikrobiyoloji ya da tıp alanında kullanılan kavramlar olabildiğince anlaşılır hale getirilmeye çalışılmış. Kullanılması zorunlu olan terimler ise dipnotlarda açıklanmış. Kitabı akademik kuruluğa düşürmemek adına, yararlanılan kaynaklar bölüm içlerinde değil kitabın sonundaki Notlar bölümünde, sayfa numaralarıyla birlikte verilmiş. Dizin bölümü, ilerleyen zaman içinde kitaba yeniden dönüş yapmak isteyen okurların işlerini epeyce kolaylaştırmış.
IV
Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık, yazımının üstünden epeyce bir zaman geçtikten sonra okumama rağmen içinde bulunduğumuz dönemde aydınlanmamı sağlayan en önemli kaynaklardan biri oldu. Kitaptaki verilerin 2006 ve öncesini kapsaması, hastalıkların 2020 yılında ne durumda olduklarını bilmemize olanak sağlamıyor. Ancak, internet üzerinden yapacağımız çok basit birkaç tarama sayesinde güncel rakamlara ulaşabiliriz.
Kitap bittiğinde; insanlığın, ne denli büyük kayıplar verirse versin er geç bütün önemli hastalıkların tedavisini bulduğunu, bulamadıklarını ise kontrol altına almayı başardığını anlamak huzur verici bir deneyimdi.
Covid-19 pandemisinin, insanlık tarihindeki son salgın olmayacağını hatta yakın veya uzak gelecekte, virüslerin geçirecekleri mutasyonlar nedeniyle bugünleri mumla aratacak şeyler yaşanabileceğini öğrenmek ise tedirgin ediciydi.
Kaynak: Irwin W. Sherman, Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık, Çevirmen: Mine Anğ-Küçüker, Emel Tümbay, İş Bankası Kültür Yayınları, Tıp Tarihi, İnceleme, 320 s., 4. Baskı Ocak 2020.
Onur Uludoğan – edebiyathaber.net (6 Mayıs 2020)