Duvar dergisinin Mayıs-Haziran 2013 tarihli 8. sayısı çıktı.
Derginin bu sayısı Orhan Koçak’ın “Bloch ve Lukàcs’ta ‘Sanatçı Romanı’: Aylak Adam ve Ayhan Geçgin’in romanlarına giriş” başlıklı yazısıyla açılıyor. Koçak yazısında Ernst Bloch’un esas olarak Romantizm döneminde (dolayısıyla Fransız Devrimiyle birlikte) ortaya çıktığını ileri sürdüğü “sanatçı romanı” kavramı aracılığıyla Yusuf Atılgan’ın romanı Aylak Adam’ı ve Ayhan Geçgin’in romanlarını ele alıyor. Koçak’ın hazırladığı yeni kitabının bir bölümünü oluşturan yazı Bloch, Lukàcs ve Jameson aracılığıyla “sanatçı romanı” türünü kendi biçim sorunları ve çelişkileriyle birlikte belirgin hale getirmeye çalışıyor.
Duvar’ın 8. sayısında iki yeni bölüm dikkati çekiyor: “DUVAR yazıları” adını taşıyan ve güncel meseleler üstüne kısa değini ve yorumlardan oluşacak ilk bölümü Akif Kurtuluş yazdı. Kurtuluş, DUVAR yazılarında, sansür tartışmaları, Orhan Pamuk’un bazı edebiyatçı ve entelektüellerle birlikte Beşar Esad’a karşı kaleme aldıkları mektubu ve hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik’in “Sanatkâr, içinden çıktığı toplumun değerlerine saygılı olan insandır” sözünü tartışıyor. Duvar’daki ikinci yeni bölümde ise bundan böyle Simavlı Bernard düzenli olarak gündelik hayat, sanat ve siyaset konusundaki düşüncelerini ironik bir uslupla okurla paylaşacak.
Kolay beğenmeyen ve sivri dilli Bernard’ın ilk yazısı, özgürce ve düşünmeyi mümkün kılacak biçimde yürümenin güçlüğünü tartıştığı “Boğaz’da yürümek” başlığını taşıyor.
Emre Zeytinoğlu, “Duvarlar, izler ve ressamlar” başlıklı yazısında duvar imgesini ve bir meydan okuma ifadesi olarak duvar resimlerini tartışıyor. Duvar resminin bizatihi kendisinin bir meydan okuma olduğu düşüncesini eleştiren Zeytinoğlu, güvenli ve garantili duvar resmi örnekleri üzerinden bir duvar resmini eleştirel ve cesur kılan iki temel özelliği öne çıkarıyor: “Can havliyle” ve tümüyle “garantisiz” bir sanat eylemi olarak gerçekleştirilmek. Bir duvar resmini garantili ve güvenli bir sipariş olmaktan çıkaran ve onu somut bir “yıkım eylemi”ne dönüştüren bu iki temel niteliktir.
Duvar’ın bu sayısında yer alan bir diğer yazı Zeynep Gönen’in “Neoliberal asayiş berkemal: yoksulluk ve ceza-adalet sistemi” başlıklı yazısı. Gönen önceki sayılarda kentsel dönüşüm sürecinin çeşitli yönlerinin tartışıldığı Duvar’a meselenin güvenlik politikaları açısından yaklaşarak ve yoksulları suçlulaştıran, suçu ırksallaştıran dinamikleri tartışarak katkıda bulunuyor.
Derginin bu sayısında yer alan bir başka yazıda ise Sibel Dağ, yıllarca Erivan radyosundan yükselen ve Kürtler için bir efsaneye dönüşen Kürtçe şarkıların bu halkın hafızasında neleri temsil ettiğini araştırırken Özge Ünkap Romanya’da bir köy orkestrası olarak çalan bir grubun, “Taraf de Haidouks”u, “dünya müziği” çerçevesinde müzik endüstrisinin bir parçası olarak şöhrete kavuşturan süreci tartışıyor.
Duvar’ın bu sayısında yer alan diğer yazılar ise şunlar: Ömer F. Oyal, “Niçin önüme geleni öldüremem?”; Abdullah Çelik, “Yük ve kalabalığın uğultusu”; E. Ahmet Tonak, “Cehennemî makine: Kapitalizm”; Amin Alsaden, “Bağdat: İlüzyonlar ve melankoli”; Veysi Erdoğan, “Aruz vezninden Baudelaire”; Zeynep Köylü, “Yalnızlık’ta bir ‘yapıt’: Fernando Pessoa”; Seval Şahin, “Delilik mi? Tarih mi?”; Feryal Saygılıgil, “Kadınca bilmeyişlerin adı: Tante Rosa”.
Hakan Yılmaz ve Nihan Taştekin’in hikâyeleriyle yer aldığı bu sayının şairleri ise Ahmet Telli, Mahmut Temizyürek, Suat Başar Çağlan, Onur Çeğil, Usame Söylemez, Osman Mehmed, Rıdvan Gecü, Monica Papi, Sidar Kurt, Wislawa Syzmborska ve Binali Duman’dan oluşuyor.
edebiyathaber.net (9 Mayıs 2013)