“Nefret, insanı ağırlaştırır.”
Küsurat Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan ve henüz 24 yaşındaki yazarın ilk kitabı olan Büyük Duygular Küçük Mucizeler, okuyucuya temposu hiç düşmeyen hikâyelerle denemeleri bir arada sunuyor. Normalde türlerin bir aradalığı zordur, akışı bölebilir. Ancak Akpınar zoru başarmış, okuyucusunun kafasını karıştırmıyor aksine her düşünceye kollarını açıyor. Aşk, dostluk, hırs, kıskançlık, güven, kaygı, korku, ego üzerine düşündürüyor. Kişiyi kendiyle yüzleştiriyor. Kitabın yalın dili ve içten anlatımına, kurgu ve kurgu dışının uyumunu da eklediğimizde keyifli bir okuma serüveni yaşadığımı söylemek yanlış olmaz.
“Aşkın zamanı olmadığı apaçık ortada, peki sizin aşka zamanınız var mı?”
Büyük Duygular Küçük Mucizeler’de karşımıza çıkan Sümbül ve Can oldukça gerçekçi karakterler. Gençliğin getirdiği heyecanı, üzüntüleri ve hırsları onlarla tekrar tekrar yaşamak mümkün. Plaza çalışanı Sümbül ve polis Can, yollarının kesişmesinin ardından kendilerini daha önce hiç tatmadıkları duyguların içinde buluyorlar. E tabii okuyucu da bu akışın enerjisiyle sarıp sarmalanıyor. Öte yandan hikâyeyle bir ilerleyen denemeler, zihin açıcı sorular soruyor ve bu soruları bazen aydınlatıyor bazen okuyucuya ayna tutularak cevapsız bırakıyor. Kitabın bu tarzı muhakkak ki her okuyucuya kendiyle ilgili yeni bir şeyler öğrenme fırsatı sunuyor.
“Emin olun ki bir gün kendinizi bulacaksınız. Hayattan ne istediğinizi, nerede mutlu olduğunuzu, bir ömrü kimlerle geçirmek istediğinizi… Hatta başkalarını boşverin, değerlerinizi ve fikirlerinizi keşfedeceksiniz.”
Yağmur Akpınar’ın içten bir üslupla kaleme aldığı bu kitabı okurken birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Yüksek sesle söylemeye çekinilen duygular bir bir açığa çıktığında derin bir nefes alıyor insan. Yeni bir kalemle tanışmak bu denli keyif verince gençlerin ürettikleri hiç son bulmasın, hep okuyalım istiyorum. Büyük duygular her daim küçük mucizeler yaratsın!
edebiyathaber.net (26 Ağustos 2020)