Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
İlkokulda öğretmenim özet yazmanın daha fazla emek gerektirdiğini anlatmak için bir hikâye anlatmıştı. Sonradan bu ünlü hikâyenin Ahmet Rasim’le ilgili olduğunu öğrendim: Üstattan bir gazetede fıkra yazması istenir, o da uzun yazarsam yazı başına yarım altın, kısa yazarsam bir altın isterim, der. Çocuklar da istediklerini lafı dolandırmadan söyler. Ben de lafı dolandırmadan, görsel tasvirleri de planlayarak yazmayı tercih ettiğim için yazdıklarım çocuklara göre oluyor.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Bizim dönemimizde okuma yazma öğrenirken Cin Ali kitapları okutulurdu. Öğretmeninim masasında okuma yazmayı söktüğümü ilan ettiği an okuduğum kitap Cin Ali’ydi. O zamanlar kıymetini anlamamıştım ama daha sonraki yıllarda çocuk kitaplarıyla ilgili okumalar yaparken Cin Ali kitaplarının yazarı Rasim Kaygusuz’un aslında işin sistematiğini hesaplayarak bu işi yaptığını anladığımda ona duyduğum hayranlık arttı. Çocukken pek çok Jules Verne okudum. İlk olarak hangi Jules Verne’i okuduğumu hatırlayamıyorum ama aklımda en çok Kip Kardeşler yer etmiş, bu kitaba bağlılığımı sürdürüyorum. Galiba polisiye kitaplara merakım da Kip Kardeşler’le başladı.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Bu soruyu çocuk kitapları için sorulduğunu varsayarak yanıtlayacağım. Çocuk kitabı sadece yazarın ürünü değildir. Yazarın oluşturduğu iskelet üzerine bir kitap inşa edilir. Çizimleri, kapak resmi, varsa şömizi, kitabın tasarımı, tipografisi, puntosu, yan kâğıdı, sayfa düzeni derken kitap olur. Tüm bunları düşünecek olursak Japon sanatçı Katsumi Komagata’nın Little Tree kitabını ben “yapmış” olmak isterdim. Metnin duruluğu, görselle uyumu, kitabın tasarımı düşünüldüğünde Little Tree başka bir örneği olmayan eşsiz bir kitap.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
İşim ve ilgi alanım gereği çok sayıda çocuk kitabı okuyor, inceliyor ve değerlendiriyorum. Bazen günde birkaç kitap okuduğum oluyor. Bu sebeple çok az sayıda kitap, bende heyecan uyandırıp okuma birikimimde iz bırakıyor. Son okumalarımda Germano Zullo ve Albertine ortak çalışması İncelikli Şeyler bende iz bırakan kitaplardan biri oldu. Adı gibi incelikle işlenmiş bir resimli kitap. Gülten Akın’ın, “Ah, kimselerin vakti yok/Durup ince şeyleri anlamaya” dizelerini anlayanlar için birebir…
edebiyathaber.net (20 Mart 2019)