Gunther Stuhlmann’ın derlediği Edebi Bir Tutku: Anais Nin ve Henry Miller’ın Mektupları 1932-1953, Yağız Ali Diri çevirisiyle İthaki Yayınları tarafından Türkçede ilk kez yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Anais Nin ve Henry Miller arasında geçen, içten, duygusal ve tutku dolu bir aşk öyküsü mektuplarla dile geliyor…
Anais Nin ve Henry Miller’I bir araya getiren yegâne tutkunun edebiyat olduğunu söyleyebiliriz. İthaki Yayınları olarak edebiyat tarihinin en tanıdık ikilisinin yıllara yayılan mektuplarını Türkçede ilk kez sizlerle paylaşmanın gururunu yaşıyoruz.
“Edebi Bir Tutk Anais Nin ve Henry Miller’ın Mektupları 1932 – 1953” fırtınalı bir aşkın tutkudan dostluğa dönüşünün biraz da hüzünlü bir öyküsü gibi. İlk olarak Anais Nin’in Henry ve June ismiyle yayımlanan sansürlenmemiş güncesinde gün ışığına çıkan Nin ile Miller arasındaki yakınlığı, duygu yüklü bu mektuplarda tüm çıplaklığıyla görmek mümkün. Mektuplar İsviçre’de Nin’in, Miller’ın eşi June’a karşı hissettiği aşkın pençesinden kurtulmaya başladığı 1932’den, ikili yirmi sene sonra Kaliforniya’ya yerleşene kadar sürüyor.
Her ne kadar farklı bir mizaç ve tarza sahip olsalar ve farklı sosyal çevrelerden gelseler de, Nin ve Miller yazma sevgisi ile birbirlerinin eserlerine duydukları sadakat sayesinde bir araya geldiler. Bu mektuplar tutkudan arkadaşlığa, yakınlıktan yabancılaşmaya evrilen bir ilişkinin haritasını çıkarıyor. İki yazar on yıldan fazla Amerika’da yaşadıktan sonra, 1950’lerin gözüyle geçmişe baktıklarında, altın yıllarının hâlâ Paris yılları olduğunu görüyor. “Muhtemelen ben o zamanlar bugünkü mizah anlayışıma sahip olsam, sen de o zamanlar bugün sahip olduğun özelliklere sahip olsan, hiçbir şey kötüye gitmezdi,” diye yazıyor Nin, Miller’a.
Edebiyat tarihinin en eşsiz birlikteliklerinden biri olan bu ilişki aşk, sanat, edebiyat, kıskançlık ve tutku dolu yüzlerce mektupla okurları günümüzde de sarsmaya devam ediyor.
edebiyathaber.net (16 Aralık 2016)