‘Ankara Öykü Günleri’ organizasyonuna dair tartışma gündem oldu

Nisan 25, 2024

‘Ankara Öykü Günleri’ organizasyonuna dair tartışma gündem oldu

Gazete Duvar’dan Ezgi Sivrikaya’nın haberine göre, Ankara Öykü Günleri’nin organizasyonuna ilişkin yazar Pelin Buzluk ve TYS Ankara Temsilcisi Süreyya Köle arasında yaşanan tartışma gündem oldu.  

Türkiye’nin her yerinden öykücülerin katıldığı Ankara Öykü Günleri, 1997’den -bazı yıllar ara vermek zorunda kalınsa da- 2015’e kadar tam 16 kez düzenlendi. Organizasyona ilişkin Pelin Buzluk ve Süreyya Köle arasında yaşanan tartışma gündem oldu.  

Yazar Pelin Buzluk, 2019 yılında devraldıkları Ankara Öykü Günleri’nin Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara Temsilcisi yazar Süreyya Köle tarafından aynı adla düzenlendiğini ve bir emek gaspına uğradıklarını öne sürdü. İddiaları reddeden Süreyya Köle “Buradaki bütün mesele asla ve asla sanat aşkı falan değil” dedi.  

BUZLUK: KORSAN ETKİNLİK KOYDU

Pelin Buzluk, Süreyya Köle ile geçtiğimiz yıl prensipte anlaşamadıklarını, seneye yapmama kararı aldıklarını belirterek, “Süreyya Köle, Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara temsilciliğine geçen sene geldi. ‘Ankara Öykü Günleri’ni biz yapmak istiyoruz’ dedi, biz de ‘biz yapıyoruz’ dedik. Sonra ‘birlikte yapalım’a evrildi iş. Ama yaparken prensipte anlaşamadık. Yani belli kurallara uymadı, en hafif tabirle esnek davrandı. Biz de ‘Bu sene denedik olmadı, seneye yapmayalım. Siz başka bir şey yaparsınız’ dedik. Geçen sene 3 gün onların etkinlikleri vardı. Hatta bizim etkinliklerimiz olduğu güne korsan etkinlik koydu. Bu sene mart ayında haber aldık ki Ankara Öykü Günleri’ni düzenleyecekmiş kendi kendine” ifadelerini kullandı.

‘ADINA BAŞKA BİR ŞEY DEYİN’ DEDİK’

Buzluk sözlerine şöyle devam etti:

“Biz 21’incisini yapıyoruz bunun ve son 6 yıldır biz yapıyoruz. Kendilerine ‘Başka bir şey yapın, mesela Ankara Edebiyat Günleri yapın, Ankara Öykü Şenliği deyin, adına başka bir şey deyin, biz size destek olalım dedik; proje yazmasında, lojistikte destek olalım, bilgimizi paylaşalım, destek olalım bir şekilde. Ama ‘Hayır, Ankara Öykü Günleri’ni ben yapacağım’ dedi. Etrafındaki insanlarla da konuştuk ve vazgeçtiğini umuyorduk aslında. Ama bir programla çıktı. İçerikte de iki başlık benziyor. Füruzan Öykücülüğü ve Tek Kitaplı Öykücüler gibi içerikte de aynı şeyleri kullanmış. Durum bu.”

Buzluk kendilerinin Ankara Öykü Günleri’ni devraldığında 3-4 yıldır yapılamadığını ifade ederek, “Biz 2019’da Ankara Öykü Günleri’ni ekibimiz devraldığında Ankara Öykü Günleri 3 ya da 4 yıldır yapılamıyordu. Biz ona emek verenlerden izin aldık, izin aldığımızın videoları da var. Devir töreni gibi bir şey yaptık, onlara emek ödülleri verdik” dedi.

‘BURADA KÜLTÜREL ALANIN GASPI VAR’

Buzluk sözlerini, “Burada yeniden kazanılmış bir kültürel alanın gaspı var aslında. Biz buna emek verdik, hatta proje yazmayı bilmiyorduk başta. Cebimizden para koyarak yaptık Ankara Öykü Günleri’ni. Ankara’ya taşınıp, Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara temsilcisi olup yeni bir kültürel alan yaratılabilirdi ama bu tercih edilmedi. Bizim orada kaybedilmiş bir alanı yeni kazandığımız bir yer var, bir kültürel alan. Burada bir emek gaspı var” diyerek noktaladı.

KÖLE: SIKINTI DUYACAKLARI HİÇBİR ŞEY YOK

İddialara yanıt veren Süreyya Köle ise “Bize yaşatılan bu durumdan sonra çok daha net bir karar aldık TYS olarak. O da şudur, biz Türkiye Yazarlar Sendikası Birinci Ankara Öykü Günleri diye bir başlık açtık. Bu şekilde devam edeceğiz. Sıfırdan bir etkinlik koyuyoruz artık ortaya. Sıkıntı duyacakları hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.

‘KAMUYA MAL OLMUŞ BİR ETKİNLİK BİÇİMİ’

Süreyya Köle şunları kaydetti:

“Özcan Karabulut bu işin başındaki insan. Pelinler’in de gidip zamanında onların tabiriyle ‘icazet aldığı’ isim. Aslında bizim jargonumuzda geçerli bir sözcük değil. Özcan da yadırgamıştı bunu. İcazet alıp, izin alıp, ondan sonra ‘Ankara’ya Öykü Günleri’ni biz sürdürebilir miyiz?’ dediler. Özcan Karabulut’un bir açıklaması var, bugün sabah yaptı. Kendisi de tüm bu olanlara çok şaşkın. ‘Böyle bir şey beklemiyordum ben de’ dedi.

Karabulut’un sosyal medya ortamında verdiği bir yanıt var. Diyor ki ‘Elbet yapabilirsiniz, hatta isteyen başkaları da yapabilir. Bizim tekelimizde değil, mutluluk duyarız bundan’ diyor. Yani kamuya mal olmuş bir etkinlik biçimi.”

‘ARININ KOVANINA ÇOMAK SOKMUŞ DURUMA GELDİK’

Köle, işin ucunda para meselesi olduğunu öne sürerek, “Yalnız burada ciddi bir sorun var. Biz amatör usullerle iş yapmaya çalışırken Pelin Buzluk grubu bu işte ciddi şekilde fonlanıyorlar. Bu işin ucunda para pul meselesi var. Biz arının kovanına çomak sokmuş duruma geldik” dedi.

Köle sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben şu an karşınızda Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara temsilcisi olarak yer alıyorum. Şu an yaptığım görüşmelerden genel merkezin haberi var. Kurduğum her cümle genel merkezi bağlayacak şeyler. Biz arkadaşlarımızın yaptığı etkinlikten hiçbir rahatsızlık duymuyoruz. Başkaları da yapabilir, onlardan da rahatsızlık duymayız. Tam tersi Ankara’da aynı tarihlerde keşke çok daha fazla sayıda yerde etkinlik yapılabilse.

Bize yaşatılan bu durumdan sonra çok daha net bir karar aldık TYS olarak. O da şudur, biz Türkiye Yazarlar Sendikası Birinci Ankara Öykü Günleri diye bir başlık açtık. Bu şekilde devam edeceğiz. Sıfırdan bir etkinlik koyuyoruz artık ortaya. Sıkıntı duyacakları hiçbir şey yok. Arkadaşlar tüm kurumlara ulaşarak ‘Etkinliğin hakları bizde’ diyorlar.”

‘İSİM HAKKINI ÜSTLENMEK İÇİN BAŞVURUDA BULUNDULAR’

Yapacakları tek şeyin TYS Birinci Ankara Öykü Günleri’ni devam ettirmek olacağını beliren Köle, şu ifadeleri kullandı:

“Araştırdık, 8 Mart’ta Ankara Öykü Günleri’nin isim hakkını üstlenmek için başvuruda bulunmuşlar. Şimdi işin benzerlik var mı araştırma kısmındalar. ‘Siz şimdi Ankara Öykü Günleri’nin adını almak istiyorsunuz ama bakalım bunu kullanan başka birileri var mı?’ diye. Dolayısıyla şu an bile aslında Ankara Öykü Günleri ismine ‘bizim’ de diyecek pozisyonda değiller. Yalnızca başvurmuşlar.

Diyelim ki başvuru kabul oldu. Ankara Öykü Günleri’ni üstlerine aldılar. Tekrar söylüyorum. Bizim şu dakika itibariyle yapacağımız tek şey Türkiye Yazarları Sendikası Birinci Ankara Öykü Günleri’ni devam ettirmek olacaktır. Geçen yıl ortak bir iş yaptık. Bir kuruş para pul almadık. Biz yine amatör koşullarda TYS olarak etkinliğimizi koyduk. Onlardan gelen tek şeyi söylüyorum. Genel başkanımız Adnan Özyalçıner tren garından alındı. Bir otele yerleştirildi. Ertesi gün tren garında bindirilip yolcu edildi. Tren bileti ve bir gece konaklamasını o arkadaşlarımız sağladılar. Onun dışında çok sayıda yazarla etkinlik yaptık. Hiçbir şekilde tek kuruşlarıyla muhatap olmadık.

Tekrar özetle, şu an biz ekonomik bir çarka çomak soktuğumuz için bir sıkıntı yaşıyoruz. Aslında buna hiç gerek yok. Biz hiçbir yerde arkadaşların aleyhine bir şey sergilemedik, yine de öyle görmüyoruz.”

‘BİZİ TARAF HALİNE GETİRDİLER’

Adnan Özyalçıner’in bir bildiri kaleme aldığını belirten Köle, “Adnan Özyalçıner az önce bildiri yazdı. Orada durumu izah ediyor. Bizi bu duruma soktular. Ve tekrar söylüyorum, işin odağındaki Özcan Karabulut, çok şaşkın. Dediği şeyi söylüyorum; ‘Süreyya sen benim kadim dostumsun, ben örgütlenmeyi önemserim, sen TYS gibi bir grup kurumu temsil ediyorsun, elbette yanındayım.’ Bizi istemeden böyle bir taraf haline getirdiler, böyle bir şey olabilir mi ya?” dedi.

‘ELİTİST BİR İŞ İNŞA ETMEYE ÇALIŞTILAR’

Köle sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Onların en büyük hatası bu. Yok sayın bizi, biz çok güzel bir şeye imza atacağız. Biz Özcan Karabulut’un bıraktığı Ankara Öykü Günleri etkinliğini TYS olarak devralıyoruz. Fabrika ayarlarına dönüyoruz. Eskiden Ankara öykü günleri, öncelikle Ankara’da yaşayan yazarları kapsayan, dışarıdan da konuk kabul eden bir etkinlik biçimiydi. Pelin Buzluk ve grubu bu etkinliği aldılar, sponsorlu hale getirdiler, paraşütle yazar çizerleri taşıdılar, etkinliği Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne hapsettiler, elitist bir iş inşa etmeye çalıştılar.

Bütün fabrika ayarlarımız Ankara Öykü Günleri üzerine kurulu, mütevazı, öncelikle Ankara’daki yazarları kapsıyor. Bizim programımız hazır mesela. Çok sayıda Ankara’dan yazarımız var konuşacak olan. Dolayısıyla boşu boşuna bir bardak suda fırtına koparttılar. Buradaki bütün mesele asla ve asla sanat aşkı falan değil.”

Kaynak: GazeteDuvaR (25 Nisan 2024)

Yorum yapın