Çağımızda insanların çoğu değişik araçlarla verilen haberlerin etkisi altında. Haberlerin veriliş biçimi ve nelerin haber yapıldığı da tartışılır elbette. Ancak Fransız Filozof J. Derrida’nın edebiyatı “edim” olarak tanımlaması, edebiyatın hem bir eylem hem de etki olduğunu vurgulaması dikkate alındığında; haberin “eylem”, okunması, yayılması, haber yapılması da edebiyatın “etki” tarafı olduğu düşünüldüğünde “edebiyatın haber yapılıp yapılmaması” konusunda birçok şey söylenebilir.
Örneğin gazetelere, TV kanallarına bakıyorsunuz eski zamanları gerçekten özletiyorlar. Bizim yaştakiler iyi hatırlayacaklardır. Siyasi curcunaların, çekişmelerin çıkmazları toplum hayatını kapladığı yetmiş ve seksenlerde bile televizyonda -haftada bir de olsa- edebiyat saatleri, gazetelerin kültür sanat edebiyat sayfaları olurdu. Bu sayfalarda sadece yeni yayınlanan kitaplar tanıtılmakla, haber yapılmakla kalmazdı. Meraklıları için köşeler ayrılır onların gönderdikleri şiirlere, yazılara yer verilirdi. Hatta bazı gazeteler tam bir sayfasını kültür sanat edebiyata ayırmakla kalmaz haftada bir olsun ilgi çekici edebiyat ekleri de verirlerdi. Gerek gazete sayfalarında gerekse bu kültür-sanat eklerinde edebiyat yorumlarına, edebiyat haberlerine de rastlamak mümkündü. Hangi yazar veya yazarlar etkinliklerde falan konuda neler demişler, hangi kitapları çıkmış, hangi dergilerde neler yazmışlar bütün bunlar haber konusu olurdu. Fazla edebiyata sanata ilgi duymayanlar bile gazeteyi spor haberlerini okumak, siyasi gelişmelerden haberdar olmak için alsalar bile hiç değilse bazıları edebiyat sayfalarına göz atarlardı. Bu şekilde kendini fazla hissettirmeyen ama toplumda içten içe yayılan okumalardan, okunanların tartışılmasından doğan edebiyat atmosferi oluşurdu. Böylelikle edebiyat yalnızca haber olarak kalmaz bireylerin toplumsallaşma davranış ve süreçlerine de katkı sağlardı.
Bunları yazmakla eskiye bir özlem hareketi başlatmak gibi bir niyetim yok elbette. Ancak gerek televizyonlarda, gerek yazılı basında veya sosyal medyada aktarılanlar da gösteriyor ki bunlarda da edebiyatı dikkate alan haberlere yeteri kadar rastlanmıyor. Ancak internet ağları içinde çok sınırlı bazı siteler edebiyat adına, edebiyat haberleri vermek adına yayınlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Herkesin kitap okumadığı ama çoğunluğun haber izlediği düşünülürse konuya belirli bir sistem ve başlıklar içerisinde yaklaşılabilir. Edebiyatın, edebiyat etkinliklerinin, yazarların yazılı ve görsel basında “haber” olup olmaması, toplumun edebiyata olan ilgisini, değerini, algısını ve katılımını etkilediği dikkate alınırsa bu konu değişik bakış açıları altında incelenebilir:
Edebiyatın haber yapılıp yapılmaması öncelikle iletişim açısından bakıldığında konunun haber değeri taşıyıp taşımadığıyla öne çıkar. Edebiyat, toplumun kültürel, sanatsal, tarihsel, sosyal ve siyasal yönlerini yansıtan, eleştiren, sorgulayan ve geliştiren bir alan olarak anlamlandırıldığında her zaman haber değeri taşıdığı kabul görür. Ancak medyanın edebiyatı haber yapması için edebiyatın bireyin düşünsel ve toplumun kültürel, sosyal gelişim hayatında önemli olduğunu anlaması ve kavraması gerekir.
Kültürel ve dolayısıyla düşünsel gelişmeleri amaç edinen toplumlarda edebiyatın haber olması; değişimin bir boyutunu gösterir. Çünkü toplumun edebiyatla ilgili gündemi, yenilikleri takip etmesi, yeni eserler, yazarlar, akımlar, ödüller, tartışmalar, etkinlikler hakkında bilgi sahibi olması, ulusal ve evrensel edebiyatın gelişmelerinden haberi olması onun kültürel birikimine katkı sağlayacaktır. Bu durumda da toplumun kendi edebiyatı ve dünya edebiyatlarıyla ilgili eleştirel karşılaştırmalar yaparak objektif değerlendirme ölçütleri geliştirmesi için edebiyat haberlerine ihtiyaç olur.
Haberler içinde “övgü” ve reklama değil edebi eleştiriye, objektifliğe yer verilerek toplumun nitelikli eserlere yönelmesi, kültürel seviyenin yükseltilmesi ve benzerleri için edebiyatın “haber” olmasına ihtiyaç vardır.
Böylece, edebiyatın toplumsal hayatta önemli bir yeri olduğunun mesajı verilerek, edebiyatın özgünlüğü, canlılığı, çeşitliliği ve etkililiği korunur. Belirli süreç içerisinde edebiyatın gelişimi için gerekli olan eleştirel ve yaratıcı düşünce ortamı oluşturulur. Bunun için edebiyatın sadece haber olması yetmez, haber olma şekli, biçimi de önemlidir.
Edebiyatın yazılı ve görsel basında rastgele haber olması, edebiyatın topluma etkisini artırmak, kültürel ve düşünsel düzeyi yükseltmek için yeterli değildir. Çünkü edebiyatın haber olma şekli, insanların ilgisini çekecek, ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde verilip verilmediği de önemlidir. Haberin içeriği, hedef kitlesi dikkate alınırsa edebiyat haberleri polisiye olayların haberleri gibi benzer üslupla verilemez. Edebiyatın haber olma şekli bilinçli verildiğinde bu haber edebiyatın niteliğini, değerini, anlamını ve işlevini belirler. Öyle ki verilen haberin yaklaşımı, edebiyatın toplumla kurduğu ilişkiyi, topluma sunduğu katkıyı, toplumda yarattığı etkiyi şekillendirir. Edebiyat haberleri sadece toplumu şekillendirmekle kalmaz. Edebiyatın haber olma biçimi, edebiyatın haber değerini, içeriğini, dilini, kaynağını, sunumunu, haber eleştirisi ve yorumunu da kapsar. Bunun için edebiyat “haber” yapılsın derken bunun rastgele olacağı anlamı da çıkarılmamalıdır. Çünkü edebiyatın haber olma biçimi, toplumun kültürel, estetik oluşumunu belirlemede de bir etken olur. Bu ve benzer etkenlerin dikkate alınıp alınmamasıyla edebiyatın haber olmamasının olumsuz, olmasının da olumlu etkileri işin içine girer.
Öncelikle edebiyatın haber olmaması veya yeterince haber yapılmaması, yazılı ve görsel basında çok az yer verilmesi edebiyatın toplumun ilgi alanından uzaklaşmasına yol açabilir. Edebiyatın haber olmaması, toplumsal hayatla bağlantısının zayıflamasına, sadece bir zevk veya hobi olarak görülmesine, yaratıcı ve eleştirel potansiyelinin göz ardı edilmesine neden olabilir. Ayrıca, edebiyatın haber olmaması, edebiyatın gelişimini engelleyebilir, edebiyatın tek tip, monoton, kalitesiz ve sığ bir hale gelmesine sebep olabilir. Edebiyatın aynı zamanda bir kültür unsuru bir kültür aktarıcılığı yaptığı düşünülürse, edebiyatın haber olmamasıyla kültürel kopuklukların yaşanmasından da bahsedilecektir.
Edebiyatın haber olmaması okumanın, kültürün, sanatın, düşüncenin başka şeylerle işgal edilmesi demektir: Örneğin cinayetlerle, çağdaş dolandırıcılık ve hırsızlık dedikodularıyla, film gibi mafya haberleriyle, araştırmaya incelemeye fırsat tanımayan yalan yanlış haberlerle zihinleri işgal etmek, toplumu germektir. Bu şekilde zihinler verilen bu haberlerin görüntüleriyle öyle doldurulur ki insanların bireysel düşünmeye, bunlardan da öte bağımsız özgür düşünmesine fırsat verilmez. Bazı insanlar sonradan karşılaştıkları benzer durumlardan yakınır. Şikayetlerini söylemek, yazmak yerine söylenir durur. Sorunlara ya da sorun olarak yaşananlara cevap aramak gibi bir çabaya da girişilmez.
Edebiyatın haber olması, haber yapılması hem bireylerin hem de toplumun gelişimi, kültürel birlik bilincinin oluşumu açısından olduğu kadar daha birçok alanda da yararlar sağlayacağı gerçeği göz ardı edilemez.
Edebiyatın ve edebiyat etkinliklerinin, yazarların yazılı ve görsel basında haber olması, toplum üzerinde çok yönlü ve derin etkiler yaratır. Bu etkileri anlamak için soruna sosyoloji, psikoloji, iletişim ve edebiyat disiplinlerinin birleştiği bir perspektiften bakmak gereklidir.
Edebiyatın ve edebiyat etkinliklerinin, yazarların yazılı ve görsel basında haber olmasının toplumsal, bireysel, iletişimsel ve edebi boyutlarda olumlu etkilerinden bahsedilebilir.
Edebiyat ve yazarların medyada yer alması kültürel ilgi alanlarının artırılması demektir. Benzer haberler toplumun kültürel ve entelektüel gelişimine önemli katkılarda bulunur. Medyada edebiyatın varlığı, toplumun genel kültür seviyesini yükseltir ve edebi eserlere, düşüncelere, insani duyarlılıklara olan ilgiyi artırır. Edebiyatın toplumsal konuları işlemesi, toplumun kendini tanımasına ve sosyal sorunlara dikkat çekilmesine yardımcı olur. Örneğin, bir romanın veya bir yazarın medyada yer alması, o eserin veya yazarın ele aldığı toplumsal, siyasal ve kültürel sorunlara geniş kitlelerin dikkatini çeker. Bu durum, toplumsal diyalog ve tartışmaları teşvik eder ve toplumun kendini sorgulamasına, anlamasına olanak tanıyarak gelişimlerine katkıda bulunur.
Kitabın, okumanın, dolayısıyla edebiyatın psikolojik sağlığın korunmasında etkili rolü dikkate alındığında edebiyatın haber olmasının Psikolojik Etkileri de birkaç cümle ile özetlenebilir: Örneğin edebiyatın medyada yer alması, bireylerin psikolojik gelişimine de katkıda bulunur. Edebi eserler, insanların duygusal ve zihinsel dünyalarını zenginleştirir, empati kurarak başkalarını anlama yeteneklerini geliştirir ve farklı yaşam deneyimlerine açık olmalarını sağlar. Bireyler bir sorunla karşılaştığında saldırganlık yerine anlama, anlaşma diline başvurulması gerektiği davranışını kazanırlar. Yani medyada yer alan edebi eserler, yazarlar ve etkinlikler okuyucuların, katılımcıların kendilerini ifade etme biçimlerini etkileyebilir ve onlara yeni bakış açıları sunar. Örneğin gençler ve çocuklar üzerinde edebiyatın bu tür bir temsili, haber yapılması onların hayal gücünü ve yaratıcılığını özendirir, eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.
Edebiyatın medyada yer alması, gerektiği kadar yer verilmesi toplumsal iletişim alanında da önemli etkileri olur. Çünkü medya aynı zamanda edebiyatı/kültürü topluma ulaştıran bir köprü işlevi görür. Edebi eserlerin ve yazarların medyada yer alması, tartışılması bunlara ilgiyi artırır, bu eserlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. Böyle bir durum edebiyatın toplumsal etkileşimdeki rolünü güçlendirir ve kültürel çeşitliliğin, birikimin korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca, medya aracılığıyla edebiyatın tanıtılması, edebi eserlerin ve yazarların daha geniş bir kitle tarafından tanınmasına ve takdir edilmesine olanak tanır.
Medyanın edebiyatı tanıtması, haber yapması, aynı zamanda edebiyatın kendisi üzerinde de etkiler yaratır. Medyada yer alan edebi eserler ve yazarlar, edebiyatın popülerleşmesine ve geniş okuyucu kitlelerine ulaşmasına yardımcı olur. Ayrıca, medyanın edebiyata verdiği önem, edebi eserlerin ve yazarların toplumda daha fazla saygı görmesine ve edebiyatın toplumsal değerinin artmasına katkıda bulunur.
Konu kısaca özetlenecek olursa; edebiyatın ve yazarların medyada yer alması, toplumsal, bireysel, iletişimsel ve edebi açılardan önemli etkilere sahiptir. Toplumun kültürel ve entelektüel gelişimini teşvik eder, bireylerin psikolojik gelişimine katkıda bulunur, iletişim alanında köprüler kurar ve edebiyatın kendisini de zenginleştirir. Edebiyatın medyada yer alması, toplumun genel kültür seviyesini yükseltirken, aynı zamanda edebi eserlerin ve yazarların toplumda daha fazla tanınmasını, saygı görmesini/görmemesini ve gerçekçi olarak değerlendirilmesini sağlar. Bu nedenle, edebiyatın haber yapılması, toplumun sosyal, kültürel ve entelektüel gelişimi için hayati öneme sahip olduğu bilinci medyanın her alanında da yaygın olmalıdır.
Buraya kadar kısaca işaret edildiği gibi edebiyatın haber olması küçümsenecek bir eylem değildir. Sosyal medyanın birçoğunun nitelikleri, yeterlilikleri tartışılabilir. Fakat “edebiyathaber.net” gibi çok az sayıdaki nitelikli siteler toplumsal zihnin kirliliğini gidermek, okuyucularını edebiyatın kapsadığı bütün alanlardan haberdar etmek, yazarları ve yorumlarıyla aydınlatmayı sürdürmektedirler. Basılı ve görsel basının yanında bu tür edebiyat sitelerinin sayısının artmasında da edebiyat adına faydalar sağlanacaktır. Edebiyat haberleri; yazar, yayın, buluşmalar, görüşmeler sosyal hayatta böyle bir yaşama biçimi olduğu, sinema seyretmek, tiyatroya gitmek gibi etkinlikler nasıl bireylerin ve toplumun gelişimine katkı sağlıyorsa edebiyat haberleri de benzer ilgileri uyandırarak kültürel, düşünsel zayıflığa çareler üretebilecektir. Bu konu gündeme getirilmekle kalmamalı devamlı olarak gündemde de tutulmalıdır.
edebiyathaber.net (2 Ocak 2023)