Edebiyatımızın en büyük posta kutusu | Metin Celâl

Nisan 9, 2025

Edebiyatımızın en büyük posta kutusu | Metin Celâl

Enis Batur’un ‘ben edebiyatımızın en son posta kutusuyum’ dediğini anımsatıyor Ömer Erdem (Enis Batur’a Mektup – Ömer Erdem). Enis Batur’un 687 yazar, sanatçı ve bilim insanından kendisine gelmiş mektupları Bursa Nilüfer Nâzım Hikmet Kütüphanesi’ne bağışladığını da anımsarsak teşbihte hata olmaz deyip o sözü  “Edebiyatımızın en büyük posta kutusu” diye değiştirebilirim diye düşünüyorum.

Enis Batur, iyi bir mektupçu. Aynı zamanda mektup almayı da sevenlerden. Mektup almayı sevmekle kalmıyor, onları saklıyor, değerlendiriyor da. Daha önce “Enis Batur’a Mektuplar 1975-2005, İlhan Berk” (Çolpan Kitap), Hoş Çakal Hoş Tilki – Enis Batur’a Mektuplar: 1975-2002, Ece Ayhan” (Çolpan Kitap), “Enis Batur’a Mektuplar – Ankara Yazıları Bilge Karasu” (Metis Yayınları) ve kendisine yollanan 88 mektubun zarflarından oluşan “Mazruf” (Okuyan Us yay., 2003) kitaplarını yayınlamıştı. Yeni mektup derlemesi ise “Gönderilen; Enis Batur” adını taşıyor ve Leylâ Erbil, Oktay Rifat, Melih Cevdet, Ece Ayhan, Edip Cansever, İlhan Berk, Nuri Pakdil, Selim İleri, Mustafa Irgat, Selçuk Demirel, küçük İskender gibi yazar ve şairlerin yolladığı mektuplardan oluşuyor. Mektuplar aynı zamanda iyi bir bibliyofil olan yazar Selçuk Altun’un koleksiyonundan derlenmiş, kitabın editörlüğünü Ruken Kızıler yapmış. Birol Bayram’ın mektupların, kartpostalların asılları ve fotoğraflarla yaptığı etkileyici grafik düzenlemesinin şair ve yazarların el yazılarını görmemizi sağladığını belirtmeliyim.

Enis Batur, çok mektup yazmasını ve almasını öncelikle yayıncılık yaşamı boyunca bulunduğu görevlere ve yurtdışında yaşamak durumunda kaldığı yıllara bağlıyor. Kuşkusuz bunlar önemli etkenler ama o iyi bir mektupçu olmasaydı böyle yoğun bir yazışma olmazdı ya da tek taraflı kalırdı. Tabii bu mektupların kıymetini bilmeseydi, zarflarıyla birlikte saklamaz, mektuplar dergi ve yayınevi idarehanelerinde yitip giderdi. Kendisine gelen hiçbir mektubu cevaplamayan yayın yönetmenleri olduğunu biliyorum. Cevap vermek gereği duymadıkları o mektupları sakladıklarını da sanmıyorum. Yurtdışında yaşamak durumunda kalmak da gerekçe değil. Zira onlarca yıldır yurtdışında olmasına rağmen yazdığımız mektuplara bir satırla bile cevap vermeyen çok şair ve yazar dostumuz var. “Gönderilen; Enis Batur”da örnekleri paylaşılan mektuplardan içeriklerinden de kimin mektup yazmayı sevdiğini kimin iş gereği yazıştığını anlamak zor değil.

Enis Batur, 19 yaşında, bir öğrenciyken, 1971 – 72’de Ulus gazetesinin sinema sayfasını yöneterek başlamış yayıncılık, editörlük hayatına. O zamanlar yazarlarla ilişkiler yüzyüze görüşme ya da mektup yoluyla yürütüldüğü için o günden bugüne, Kırmızı Kedi Yayınevi Genel Yayın Yönetmenliğine dek görev aldığı Yazı (1978-1980), Oluşum (1978-1982), MEB (1 sayı- 1979), Tan (1982), Gergedan (1987-1988) Şehir ve Argos (1989 ?), Sanat Dünyamız, kitap-lık, Cogito, Arredemento Dekorasyon ve Fol gibi dergiler ve Alkım, NTV Yayınları gibi yayınevlerinde ve özellikle Yapı Kredi Yayınları’ndaki görevleri sırasında işlerini mektuplarla yürüttüğünü ve bu mektupları sakladığını anlıyoruz. Tabii Enis Batur’un şairliği ve yazarlığı da var. O da dergilere, yayınevlerine mektuplar yazmış. Yayın yönetmenlerinden, editörlerden mektuplar almış.

Gönderilen; Enis Batur”un alt başlığı “Edebiyatımızın Kırk Beş Yılının Yazar – Yayıncı Mektuplaşmaları” ama kitaptaki örneklerden yazar ve yayıncıları ile ilişki olarak başlayan yazışmaların yayıncılık faaliyeti ile sınırlı kalmadığını, dostluğa evrildiğini, en azından mektup arkadaşlığı olarak sürdüğünü tahmin edebiliriz.

Arka kapakta da belirtildiği gibi “Gönderilen: Enis Batur’daki ilk mektup Yusuf Atılgan’dan 26 Ocak 1973 tarihli, en yeni mektup ise 18 Kasım 2018’de Ferit Edgü’den geliyor”. 1973’de Enis Batur, 21 yaşında, genç bir şair ve yazar adayı. 2018’de ise 66 yaşında ve yayıncılık konusunda danışılabilecek deneyimli bir dost.

Ruken Kızıler, mektupları yazar adlarına göre alfabetik ve kendi içlerinde kronolojik sıralamış. İyi de yapmış. Böylece tek tek yazarların neler yazdığını izlemek kolay olmuş. Özel olarak merak ettiğiniz yazarın bölümünü tek başına da okuyabilirsiniz. Ama Enis Batur’un yazarlık ve yayıncılık yaşamını izlemek isterseniz biraz atlamalı, sıçramalı bir okuma gerekiyor, çünkü Yusuf Atılgan’dan 26 Ocak 1973 tarihli ilk mektup kitabın sonunda, 271. sayfada. Kitabın bir dizininin olması bir nebze sorunu çözüyor, acaba kronolojik bir dizin de koyulsa daha iyi olur muydu, diye düşünmeden edemiyorum.

İş için yazılanları, Necatigil, Oktay Rifat ya da Melih Cevdet’inki gibi belge değeri olan, az ve öz mektupları bir yana bırakırsanız mektup edebiyatına örnek olabilecek birçok iyi yazılmış mektup var kitapta. Ahmet Oktay’ın bir mektuptan çok eleştiri metni içeriği taşıyan mektubu, Can Alkor’un yazar yayıncı ilişkisinin zamanla dostluğa evrilişinin örneği olabilecek mektupları, Ece Ayhan, İlhan Berk, Nermi Uygur ve Ferit Edgü’nünkiler gibi uzun yıllara yayınlan yazışmalar, Feyyaz Kayacan’ın Türkçe, Fransızca, İngilizce ile karılmış edebi tatdaki mektupları, küçük İskender’in görsellerle, şiirlerle bezeli, edebi üslubunun yansıdığı mektupları, Leyla Erbil’in dilini sakınmayan eleştirelliği, Mustafa Irgat’ın kendine has mektupları… Listeyi uzatmak mümkün. Bir edebiyatsever için heyecanlı bir keşif, bir okuma, tanıma şenliği olabilecek mektuplardan oluşuyor “Gönderilen: Enis Batur”.

* “Gönderilen: Enis Batur”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Mart 2025.

edebiyathaber.net (9 Nisan 2025)      

Yorum yapın