Prof. Dr. Aysu Erden‘in “Edebiyatın Uygunsuz Kahramanları (Yaşamın İçinden Karanlık Deneyimlerin Öyküleri ve İnsan Ruhunun Dehlizlerine Yolculuklar) adlı kitabı yayımlandı.
Çıkış noktası, Türk edebiyatında ve dünya edebiyatlarında, kadın yazarların, toplum ve aile içinde, şiddetin her türlüsüne uğrayan kadınları ve onların trajedilerini eserlerinde nasıl yansıttıkları konusuna değinen, “Edebiyatın Tekin Olmayan Sokaklarında Susku ve Çığlık” başlıklı araştırma olan kitabın giriş bölümünden bir parçayı aşağıda okuyabilirsiniz.
Kitabın Giriş yazısından:
Gerçekten yaratıcı olmakla, klasik ve standart normlardan ve edebi geleneklerden sapmak amacıyla deneysel olmak birbirlerinden farklı olgulardır. Bir edebi metni algılamak, anlamak ve eleştirmek dinamik bir süreçtir. Bunun nedeni okurun sürekli olarak çıkarımlarda ve yorumlamalarda bulunması, metinden beklentilerini sürekli olarak sınamasıdır. Bütün bunları yaparken, okur, gerçek dünyadaki normlarla ilgili kendine özgü bilgi birikimlerinden ve belki de kendi değişken ruh hallerinden yola çıkar. Anlatının biçemini ve derin yapısındaki sarmal yapıları, bilmeceleri kendi kendine çözer. Bazı metinlerin içinde izlenmesi gereken şok edici dolambaçlı yollar vardır, onları izler. Kimi edebi metinler çoğul ve karmaşık bakış açılarına sahiptir, okur öykü içindeki öyküleri bulmaya ve anlamaya çalışır ve onları çözer.
Sıradışı edebi metinler oluşturmak bir çok yazarın arzuladığı bir şey olabilir. Bu nedenle de sıradışı kurmaca kişiler, farklı ilişki biçimleri yaratabilirler. Yarattıkları bu kişiler zihinsel ve duygusal olarak savunmasız, kırılgan ya da tehlikeli olabilirler, kimi zaman ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler. Travmatik deneyimler geçirmiş ya da geçiriyor olabilirler. Okurlar da bu kişlere anlayışla yaklaşabilirler, onların beklenmedik çıkışlarına şaşırabilirler, onları sorgulayabilirler, hoş görebilirler, haklı görmeye çalışabilirler, kendi ruhsal durumlarını onlarınkiyle karşılaştırabilirler, hatta onlardan korkabilirler de.
Edebiyatın, bilimin ve sanatın ortak noktası, her üçünün de, bilginin, yaratıcılığın, sezginin birer bileşmi olarak ortaya çıkmalarıdır. Örneğin, tarihsel ya da politik kurmacalar bilinen tarihsel gerçeklerin yeniden harekete geçirilmesiyle ilgilidir. Bu tür metinlerin okuru, okuma süreci boyunca ve sonunda, zaman zaman tarih kitaplarına dönüş yaparak okuduklarının doğru olup olmadığını, metinlerdeki bilgisellik ile yaratıcılğın nerelerde kesiştiğini araştırma gerekliliğini duyar, tarihsellikle okuduğu kurmacanın arasındaki ilişkiyi irdeler, tarihi olayların nasıl sıraya dizildiklerini, gerçeklerin geçmişe yönelik olarak nasıl düzenlendiklerini, toplumlarda çalkantılar yaratan, dönüm noktası olarak ortaya çıkan olayların hangi yöntemlerle çözümlendiklerini anlamaya çalışır, kendi yaratıcılığı sayesinde sorgulayıcı yorumlar yapar, çıkarımlarda bulunur, zihninde yeni yeni üst metinler oluşturur.
Öte yandan, korku ve gerilim kurmacalarında, kara anlatılarda olayların geçtiği tekin olmayan mekanlar; karanlık atmosferler içinde yaratılan kayıp ve yıkılmış dünyalar; bir dizi olumsuz özelliği üzerlerinde toplayan korkutucu, ürkütücü tehditkar başkişiler; hassas zihinsel durumları içinde bocalayan, protesto eden, yorgun, yaralı, şaşkın, bağımlı insanlar arasında yaşanan sıradışı ve gerilimli ilişkiler ve doğaüstü olaylar okurlarla buluşmaktadır. Filmlere de uyarlanan bu kişilerin bazıları çağları aşan efsaneleşmiş tehlikeli (anti)kahramanlar olarak akıllarda yer etmektedir. Bu tür eserler de, edebiyatın, bilimin, bilginin, yaratıcılığın ve sezginin birer bileşmi olarak ortaya çıkmaktadırlar. Okur, onları da okurken, algılarken ve eleştirirken, olayların nasıl düzenlendiklerini, insan ilişkilerinde sorun yaratan tehlikeli olayları, tuzakları, gizleri hangi yöntemlerle çözümlendiklerini anlamaya çalışır. Okur kendi yaratıcılığı sayesinde sorgulayıcı yorumlar yapar, çıkarımlarda bulunur, kendi ruhsal durumunu kurmaca kahramanlarınkiyle karşılaştırır. Korkunun, dehşetin, suçun ve bastırılmış duyguların kişileştirildiği bu tür metinlerinde, okur, kurmaca kahramanların neden yasak duyguların esiri olduklarını merak eder, onları belki de çok çekici bulur. Okur, bu eserlerde, gerçek korkuların temelinde bulunan ve gizli kalmış olan tetikleyici güçleri farkeder.
Aysu ERDEN (Dilbilimci, edebiyat eleştirmeni, çevirmen), Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra yine aynı Üniversitenin İngiliz Dil Bilimi Bölümünde asistan olarak göreve başlamış, doktora, doçentlik ve profesörlüğünü dilbilim alanında yapmıştır.
Eylül 2001- Temmuz 2003 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dilbilimi Bölümü Başkanlığını yapan Aysu Erden 1.7.2005-1.7.2008 tarihleri arasında da Çankaya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığını yapmıştır.
Doktora tezini “Azerice’nin Sözdizimi” üzerine yazan ve Kısa Öykü ve Dilbimisel Eleştiri (1998 ve 2000) ve Balkan Writers in Action: A Cultural Interpretation of the Balkan Short Stories and Poems (2006) adlı kitapların yazarı olan Aysu ERDEN’in çeviribilim, biçembilim, yazınsal eleştiri ve sözdizimi konularında çalışmaları ve çeşitli dergilerde yayınlanan çevirileri vardır.
90’lı ve 2000’li yılların Türk öykücülüğü ile de ilgilenen Aysu ERDEN, Ankara’da, Edebiyatçılar Derneği tarafından, 1997 yılından günümüze kadar, kesintisiz olarak sürdürülmüş olan ve Türk Edebiyatına önemli katkılarda bulunan Ankara Öykü Günleri Projesi bünyesinde, 2002 yılında doğan “14 Şubat – Dünya Öykü Günü Projesi” ni, Uluslararası P.E.N. Yazarlar Örgütünün Çeviri ve Dil Hakları Komitesi’ nin edebiyata ve dünya dil mirasına yönelik olan amaçları doğrultusunda geliştirmiştir.
Daha sonra, söz konusu projeyi dünya yazarlarına tanıtmak, Uluslararası P.E.N.’e kabul ettirmek ve UNESCO’nun Kültür Takvimine aldırmak amacıyla, Makedonya (2002), Meksika (2003) ve Norveç’te (2004) yapılan Uluslararası P.E.N. Dünya Kongre’lerine, Türkiye PEN Merkezi Delegesi olarak katılmıştır.
Halen Edebiyatçılar Derneği Başkan Yardımcılığını sürdürmekte olan Aysu Erden, 2004-2006 yılları arasında, Türkiye PEN Merkezi Çeviri ve Dil Hakları Komitesi Başkanlığını, Türkiye PEN Merkezi Ankara Temsilciliğini yürütmüştür. Aysu Erden 2007 yılında Türkiye PEN Merkezi Dış Genel Sekreteri veÇeviri ve Dil Hakları Komitesi Başkanı olmuştur. Yine 2007 yılında Amerikan Etütleri Derneği(TurkishAmerican Studies Association of Turkey-ASAT) Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiştir.
Aysu Erden, 14 Şubat Dünya Öykü Günü Projesi’nin UNESCO’nun Kültür Takvimine alınmasınısağlamak ve Türkiye PEN Merkezi’nin Uluslararası çok dilli Antoloji Projelerini tanıtmak üzere Uluslararası P.E.N.in, Çeviri ve Dil Hakları Komitesi tarafından her yıl Makedonya’nın Ohrid kentinde yapılmakta olanUluslararası P.E.N . Çeviri ve Dil Hakları Komitesi Konferansları’ na, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında, Türkiye PEN Merkezi Delegesi olarak, üç kez, katılmış, bildiri sunmuştur. Bu Konferanslarda, ayrıca, Türkiye PEN Merkezinin üyeleri tarafından önerilerek hazırlanmakta olan çok dilli Ortadoğu ve Balkanlar Öykü ve Şiir Antoloji Projelerini tanıtmıştır. 2004 yılından beri Uluslararası P.E.N. Çeviri ve Dil Hakları Komitesi yayın Kurulu üyesi (2005-2007) ve çevirmenidir.
edebiyathaber.net (2 Temmuz 2012)