Edebiyatist Dergi’nin 54. sayısı (Temmuz – Ağustos) yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Edebiyatist 54. Sayısı Okurlarına Merhaba,
Dosya Editörü Fatma Burçak:
Bir Proust sayısı fikri ortaya atıldığında dosya editörlüğünü yapmaktan başka çarem olmadığını düşündüm. Çünkü son beş yıldır Marcel Proust ve Kayıp Zamanın İzinde adlı eserinin okuma ve anlatma sürecime hatta belki yazma sürecime de etkisi var. Proust okuyup üzerinde düşünmek öyle bir iz bırakıyor ki bir okur olarak daha sonraki bütün okumalarınıza da katkı yapıyor. Çağrışım, bellek, zaman, anımsama üzerinde düşündükçe bir hikȃye anlatma sanatı olan edebiyatın içindeki yolculuğunuz da daha derinleşiyor.
Kayıp Zamanın İzinde’yi okumak zor çünkü Proust mektupları da dahil olmak üzere uzun ve yoğun yazan biri. Yazdığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar tarif etmeyi, anlatıyı bir resim ya da yontu gibi elle tutulur hale getirmeyi seviyor. Bugünün hızını öngörmüşçesine bir an durmayı, etrafa bakmayı, gördüğümüz her şeyi sindirmemizi, belleğimize kazımamızı isteyen bir yavaşlıkta anlatan, bu nedenle de tüm duyuları önemseyen bir yazar. Renkleri, dokuları, tatları, sesleri, kokuları anlatısının içinde onun hissettiği biçimde hissedebilmeniz için yazmış. Yüzyıllara meydan okuyan bütün klasik eserlerde olduğu gibi okurundan zaman ve dikkat rica ediyor.
Tıpkı roman kahramanı Marcel gibi Proust da elinden kaydığını fark etmediği yaşamı an be an geri getiremeyeceğinin bilincinde olarak çağrışımlar yoluyla zamanı yakalamaya çalışmış. Bu çaba felsefe, sanat, tarihle biçimlenmiş muhteşem bir roman olarak ortaya çıkmış. Roman boyunca zamanın akışı içinde değişen insanı, istem-dışı bellek fikrini, zamanı yenerek ölüme meydan okuyabilenin sanat olduğunu anlatmış ve göstermeye çalışmış Proust.
Hakkında ciltlerce inceleme yazılan, tezlere araştırmalara konu olan, okunamazlığı konusunda edebiyat efsanesi haline gelen Proust’u ve büyük eseri Kayıp Zamanın İzinde’yi derginin sınırlı sayfalarında anlatmak mümkün olmasa da onu anmak, tanımamış ya da araya mesafe koymuş olanlarla tanıştırmak, kısaca Proust evrenine bir kapı açmak istedik.
Proust anlatmayı da dinlemeyi de sever.
Fatma Burçak
edebiyathaber.net (11 Temmuz 2024)