Nuri Kurucu’nun yazdığı Berna Dörtpınar’ın resimlediği Bu Nasıl Mucit? adlı kitap Tudem Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Nuri Kurucu, fantastik fikirlerini kıvrak kalemiyle buluşturduğu Zamangezer Yatak‘ın devam serüveni Bu Nasıl Mucit?‘te, mizahtaki ustalığını bu kez arkadaş ilişkileri üstüne konuşturuyor; iyiyle kötüyü yanlış yerde ve yanlış zamanda karşı karşıya getiriyor.
Akıllara durgunluk veren bazı çok bilimsel sırların gölgesinde yükselen şaşırtıcı bir rekabet öyküsünü konu edinen kitap, fikir hırsızlığına değinerek taklitler aslını yaşatır görüşünü destekliyor.
Bir mucit başka bir mucide harika bir icadım var demiş… Ah, keşke demez olsaymış!
Hırsla alınan kararların ve umursamazca atılan adımların sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu hatırlatan yazar, iflah olmaz bir kötünün iyi birine dönüşebilme olasılığı hakkında düşündürüyor.
Bayan Hırslı kötü bir mucitti.
Elinde, sonsuza kadar sürecek bir popülerliğin anahtarını tutuyordu.
İlk arabayı tasarlayabilir ve hatta Edison’dan bile önce ampulü bulabilirdi! Ne Newton, ne Arşimet ne de Graham Bell artık onunla boy ölçüşebilirdi. Tarih dünyayı değiştiren ve geliştiren icatlarıyla ilelebet onu anacaktı. Tüm gazeteler Bayan Hırslı’nın üstün başarılarını yazacaktı. Nasıl mı? Elbette ki ”Zamangezer Yatak’ın kötü bir kopyası” sayesinde!
Oysa Bay Sonra nasıl da güveniyordu Bayan Hırslı’ya… Mucitlik Üniversitesi’nde başlayan dostluklarının ebediyen süreceğini düşünüyordu. Şimdilerde yaşadığı şaşkınlık, üzüntü ve hayal kırıklığı aklını başına getirmişti getirmesine ama iş işten geçmişti çoktan. Buna rağmen pes etmeye hiç niyeti yoktu. Müthiş bir planla kaderini yeniden yazmanın yolunu bulacaktı elbet.
Berna Dörtpınar’ın çizgi film tadındaki resimleriyle iyice şenlenen Bu Nasıl Mucit?, bilgi çağı çocuklarının merak duygusunu tetiklemekle kalmıyor aynı zamanda onları kendi icatlarını yapmaya da yüreklendiriyor.
Unutmayın eğer bir mucitseniz, icat fikirleriniz tam olarak olgunlaşana kadar hiç kimseye anlatmamalısınız. Evet, en yakın arkadaşınıza bile!
Nuri Kurucu
1987’de doğdu. O zamandan bu yana birçok yerde iyi, kötü, heyecanlı, sıradan birçok şey yaşadı. Bir sürü insanla tanıştı. Onlarca hikâyenin ana ya da yardımcı kahramanı oldu ama onlar başka bir günün konusu. Zeze (Şeker Portakalı) ile başlayan okuma yolculuğu sayısız macera ile devam etti. Bazen sihir yaptı, bazen duman adamlarla savaştı. Çölde siyahlı bir adamı kovaladı. Bir çikolata fabrikasında garip garip şeyler yaşadı. Çeşitli gezegenlere gitti, hem de omzunda bir havlu ile otostop yaparak. Dinozorlar arasında gezdi, vahşi köpek balıklarından kaçtı, prensesler, prensler, süper kahramanlarla tanıştı… ve her yolculuğunda hikâyeler biriktirdi. Şimdilerde eşi ve çocuklarıyla birlikte Bursa’da yaşıyor. Yolunuz düşerse ziyaretinizi bekliyor. Ama gelmeden arayın lütfen; yukarıda da gördüğünüz gibi, nerede olacağı hiç belli olmuyor.
edebiyathaber.net (1 Mart 2024)