Adından bu kadar sıkça söz edilen, basın yayında en çok yer alan, siyasilerin tansiyonlarını indirip çıkaran, devletlerin, şirketlerin ana arter damarı olan, uzmanlarının bile hakkında çok az şey bildiği ekonomiyi yediden yetmişe herkesin anlayabileceği bir dille anlatan bir kitap. Ekonomi sözcüğünü görünce vazgeçebileceklerin kitabın sayfalarında bir gezinti yapması yetecek. Koreli ekonomi uzmanı, kapitalizm karşıtı kapitalist Chang’ın daha önce 4 kitabı daha Türkçeye çevrildi. Dünyada da kitapları çok ilgi görüyor.
Ekonomiyi sevimsiz ve anlaşılması güç bir konu gibi gösteren perdeleri aralayan Chang, okurunu cesaretlendirmek için şöyle sesleniyor: “Kitabı elinize aldığınıza göre büyük ihtimalle, geçici de olsa ekonomiye bir ilgi duyuyorsunuz demektir. Ekonomi fizik kadar olmasa da çaba isteyen zor bir alan gibi görülür… Peki ekonomi gerçekten o kadar zor mudur? Evet basit ifadelerle açıklanırsa zor olması gerekmez. Hatta bir önceki kitabım, Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey’de kendimi riske atarak ekonominin %95’nin sağduyuya dayandığını, matematik ve jargon kullanımı yüzünden zor gibi gösterildiğini ifade ettim(…) Ortaokul mezunu bir okuyucu bu kitapta anlatılan her şeyi rahatlıkla anlayabilir. Okuyucularımdan istediğim tek şey gerçekte ne olup bittiğini keşfetme merakı ve bir kaç paragrafı sonuna kadar okuyacak sabır.”
Chang, “Zor iş!” algısının sadece ekonomiye özgü olmadığını yalın bir dille anlatıyor. Kendisi de bir ekonomist olmasına karşın açık ve cesur bir yüreklilik göstererek ekonomiyi kuşatmaya alan ekonomistlerin elinden kurtarmaya davet ediyor. Ekonomi kalesinin kapılarını içeriden açtığı gibi açmak isteyenlere anahtarlar uzatıyor.
Ekonomi korkusu ve ilgisizliğini atmak için, “kendilerine bilimadamı süsü vermekten hoşlanan” ekonomistlerin tersine “ekonomi asla fizik veya kimya gibi bir bilim olamaz” diyen; aslında Nobel’deki ekonomi ödülünün de gerçek olmadığını 1968 yılında bir İsviçre bankasının başlattığını yazdıktan sonra Chang, can alıcı noktaya geliyor, asıl sorun “ekonomide hangi ahlaki değerler rol oynuyor ve oynaması gerekiyor?” Okurlarına ne düşüneceklerini değil nasıl düşüneceklerini anlatmaya çalışan Chang, balık tutup vermiyor, nasıl balık avlanacağını öğretmeye çalışıyor.
“Boş zamanlarımda kitap okurum!” diyenlerin bol olduğu Türkiye’de kitap okumamanın en büyük bahanesi nedir: “Zamanım yok!” Okurları için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen Chang sanki bunu bilircesine “kaytarmak yok!” diyor. Okurla pazarlık yapıyor, Kendini mutlu kılacak olan baştan sona okuyacak zaman ve sabrı olanların dışında yarım günü, birkaç saati hatta on dakikası olanlara okuma yöntemleri sunuyor.
Korkulan, bulaşılmak istenmeyen, anlaşılmaz sanılan ekonominin özünde “yaşam, evren ve her şey” ile ilgili en büyük soruya yanıt aramak olduğuna dikkat çeken Chang, gözen kaçan bir noktayı da gözler önüne seriyor: “Evren şimdilik, yüzyıllardır alanlarını gerçek bir bilim yapma arzusu içindeki çoğu ekonomistin örnek aldığı fizikçilerin çöplüğü olarak kalmıştır.”
Hızla ve zevkle okunan kitabın ortalarından sonra “Dünyanın Merkezine Yolculuk” başlıyor. Üretim: Bahçeniz nasıl büyür? Finans: Vefa-Güven Bankası. Eşitsizlik ve Yoksulluk: Köylü İvan’ın periden dileği, kıskandığı komşusu Boris’in keçisi öbür dünyayı boylasın anlayışı. Yan gelip yatanlar ve çalışanlar. Çalışma ve işsizlik. Komşu komşunun külüne muhtaç gerçeği ancak herkesin kendine muhtaç olunduğunu sanması. En zor soru: Devletin rolü, Leviathan mı yoksa filozof kral mı? Devletin varlığı ve yokluğu sorunu? Bolluktaki yokluk, yoksunluk, yoksulluk. Azdaki çokluk.
Merdanenin basamaklarını tırmandıkça neyin içinde olduğunu daha iyi görüyor okur. Bugün içine mahkum edildiği piyasadan çok daha büyük olan ekonomiyi anlama rehberi niteliği taşıyan kitabında Chang, para ve piyasa gibi basit kavramlardan başlayıp yatırım bankacılığı ve likidite krizi gibi daha karmaşık konulara varıncaya değin ekonomiyi A’dan Z’ye tüm yönleriyle edebiyat dünyasından da çeşitli alıntılarla interaktif biçimde anlatıyor. Terim ve kavramların yanı sıra biri birine zıt ekonomi anlayışlarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Chang, hayatta olduğu gibi ekonomide de tek bir doğru olmadığını, farklı doğruları savunan farklı okullar bulunduğunu gözler önüne seriyor. Ekonomi hakkında size söylenmeyen şu beş şeyi hiç aklınızdan çıkarmayın diyor Chang: 1-Ekonominin %95’i sağduyudan ibarettir, 2-Ekonomi bir bilim değildir, 3-Ekonomi siyasettir, 4-Ekonomistlere asla güvenmeyin ve son söz: 5-Ekonomi, uzmanlara bırakılamayacak kadar önemlidir.
Kapitalizm karşıtı kapitalist, ekonomist Chang’e aşırı görüşlü insanların bugüne kadar sayısız ocak söndürdüğünü ve söndürmeyi sürdürdüğünü anımsatarak “Profesyonel ekonomistlere ve diğer uzmanlara (Bir uzman yeni bir şey öğrenmek istemeyen biridir, uyarısını da yapıyor, Chang) meydan okuma istekliliğinin demokrasinin temellerinden bir olması gerektiğini söyleyeceğim. Şöyle bir düşünecek olursanız, eğer tek yapmamız gereken uzmanları dinlemekse demokrasiyle yönetilmenin anlamı nedir ki? Toplumlarımızın bir avuç kendi kendini seçmiş uzmanlar tarafından yönetilmesini isteyemiyorsak hepimiz ekonomi bilimini öğrenmek ve profesyonel ekonomistlere meydan okumak zorundayız.
“Lütfen deneyin” isteği ile Chang “Düşündüğünüzden daha kolay, Hepimiz aktif ekonomik vatandaşlar olarak, ekonominin yönetimine katılmalıyız” sessiz çığlığını, Nazım Hikmet’in “Koşun… Kurşun Eritmeye Çağırıyorum” davetinin kanatlarına yüklemiş.
Yaşar Öztürk – edebiyathaber.net (30 Mart 2016)