Yazar, senarist, yönetmen Ela Başak Atakan, kendi yaşamından yola çıkarak okurlarını bambaşka bir döneme, İstanbul’un Bebek sırtlarına, acı tatlı bir çocukluk öyküsüne davet ediyor. Sana, Bana, Bir de Kara Kediye, Nuray Çiftçi resimleriyle Can çcuk Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı.
Tanıtım metninden
Biz iyiydik. Ben kendi kabuğumda, diğer çekirdek arkadaşlarımla iyiydim. Hepsinin en ufağı, maskotuydum. Beni evden almaya gelir, “Pabucu yarım,” diye seslenirlerdi. “Çık dışarıya oynayalım,” diye de eklerlerdi. Bir gün bize bir komşu geldi. Ne mi getirdi? İnci boncuk. Tekerlemedeki gibi. Renk ve ahenk getirdi dünyama. Sonra? Tufan, fırtına… Kime kime? Bana ve sana. Başka kime? Kara kediye. Bilirsiniz gerisini… Ama böyle başlamaz hikâyeler değil mi? Bir varmış, bir yokmuş diye başlar. Benim öyküm, benim ben olduğum günle başlıyor…
Bâlâ erken bir yaşta ilkokula başlıyor. Herkesten yaşça küçük olmak, ortak deneyimlere herkesten daha büyük bir şaşkınlıkla bakmak demek. Öğretmenler, dersler, kurallar, yeni arkadaşlıklar, yeni bir düzen… Tabii ki, akranlarının görünen yüzünün ardındaki bilinmeyen hikâyeler…
Alis ise arabadan çıkacağına tarladaki bir lahanadan çıksaydı veya parmak çocuk gibi bir arpadan büyüseydi ya da ne bileyim bir lalenin içinden filan oracıkta doğsaydı daha az şaşırabilirdim. Çünkü bir peri kızı gibiydi, masalsı bir güzelliği ve şirinliği vardı. İnsanı kendine çivileyen masmavi gözler, bembeyaz bir gülüş, süt gibi bir ten… Arkasını döndüğünde kanatları var mı diye baktım. Olsaydı, ‘Adım gibi biliyordum!’ diyecektim. Andersen’in masallarında bu periler birbirlerinin kahkahalarından
doğar, çiy taneleriyle beslenir, çiçeklerin özsuyunu içer, kırlangıçların yuvalarında yatar, köstebeklerle dost olur ve sudaki yansımalarına basa basa yürürdü. O dönem çok okurdum, diş perisine filan da inanırdım. Doğanın cinlerine hâlâ inanırım. Alis bunlardan bir tanesiydi, buna şüphem yok. Zaten kulakları da hafif sivriydi…
Yazar hakkında
İstanbul’da doğan Ela Başak Atakan, Bebek’te büyüdü, Tevfik Fikret İlkokulu’na gitti. Sainte Pulchérie Ortaokulu ve Pierre Loti Lisesi’nden sonra, A.B.D.’de Amherst College’den mezun oldu. Columbia Üniversitesi’nden film yüksek lisans derecesi aldı. Senaryolarıyla Sundance, Slamdance ve Nantucket film festivallerinde dereceye girdi. Birçok müzisyen için video klipleri yönetti. Balmumu isimli kısa filmiyle New York Turkish Film Festival ve Nürnberg Türk-Alman Film Festivali’ne katıldı. Bazı televizyon dizileri yayınladı, bazılarında senaristlik yaptı. Aralık 2019’da Mundi’den yayımlanan Bir Şifa Bağımlısının İtirafları adlı anlatısının belgesel dizisi, yazarın kendi uyarlamasıyla ve aynı adla, 2020’de yönetmen Caner Özyurtlu tarafından çekildi. Sinemaya gönül vermiş olan Ela Başak Atakan, 2008’den beri Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde öğretim görevlisidir.