En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
En son Latife Tekin’in Buzdan Kılıçlar adlı romanını yeniden okudum. İlk okumamın üzerinden epey bir zaman geçmişti ve Latife Tekin kitaplarını düşündüğümde, hatırlamakta en çok zorlandığım kitap Buzdan Kılıçlar’dı. Benim için çok önemli ve özel bir yazardır Latife Tekin. Bu sebepten Buzdan Kılıçlar’ı tekrar okudum. “Pılık pırtık” insanların romanı gerçekten de. Varoşlarda hayatta kalmaya çalışan, batık bir şirketi yeniden canlandırmak için çabalayan üç kardeşin ve bir de aralarına giren Volvo’nun hikayesi olarak tanımlanabilir kısaca belki. O “pılık pırtık” adamlar o kadar güzel bir kurguyla anlatılıyor ki, insan her satırında kendi yoksulluğuyla da yüzleşebiliyor sanki.
Yoksulluğu ve yoksulların hikayesini Latife Tekin kadar güzel ve şiirsel anlatabilen bir başka yazar daha var mıdır, emin değilim. Onu her okuduğumda, dilin büyüsüne bir kez daha hayret ediyorum.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“Yoksulların ruhları en iyi birbirleriyle tanışır ve anlaşırlar! Yoksulluk ölüm kadar kesin ve keskin olan tek şeydir ve yoksullar, bu gerçeğin baskısına direnebilmek için, yoksul olmayanların asla öğrenemeyeceği sessiz işaretleri ve gizli dilleriyle yüzyıllardan beri durmamacasına mırıldanıyorlardır.”
“Yoksul doğasının gereği, hayal ettiği bir durumun gerçekleşmesinin yarattığı hüznü yaşamaktaydı.”
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Aslında kitap alışverişi yaparken tamamen sezgisel hareket ederim. Bazen yayınevlerine göre karar verdiğim olur, bazen de arka kapak yazısına göre. Beni o kitaba çeken ve okumaya sevk eden bir şey muhakkak vardır yani. Ama okuma zevkine güvendiğim yakınlarımın “mutlaka oku” dediği kitapları da okumaya çalışırım. Çok övülen kitaplara karşı gereksiz bir önyargım vardır. Bunu yenmek için de, o kitabı almadan önce minik araştırmalar yaparım ve kitap yorumlarını incelerim. Bir okur olarak, her kitabı çok başarılı ve edebi açıdan doyurucu bulmanın mümkün olmadığının bilincindeyim zira. Aslolan okumak ve keşfetmeye devam etmektir tabii.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Keşke bu kitabı ben yazmış olsaydım dediğim birden fazla kitap var. Ama ilk aklıma gelen, Adalet Ağaoğlu’nun Ruh Üşümesi adlı romanı. Öyle şahane ve şiirsel bir erotik romanı yazmış olmayı gerçekten de çok isterdim!
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Okuma yazma öğrendiğimden beri yazıyorum. Bu yüzden bu soruya verecek net bir cevabım hiç olmuyor. Kitaplar ve kağıt kalem, hayatımda hep başrolde olan şeylerdi. Etrafımdaki herkes benim kırık dökük bir şeyler yazdığımı her zaman bilirdi. Yazdıklarımı, fikir almak adına yakın arkadaşlarıma okuttuğum olurdu önceden. Şimdi kimseye okutmuyorum sanırım. Bir yerlerde yayımlanırsa orada okuyorlar. 🙂
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Evet, var. Genellikle geceleri yazarım. Sabahları hiç sevmem. (: Evde yazmayı severim ve sessiz bir ortamda olmayı tercih ederim. Gürültü, kalabalık her zaman kaçtığım şeyler olmuştur. Çantamda her daim not defterim ve kalemliğim vardır. Gün içinde aklıma gelen ve yazarken kullanabileceğimi düşündüğüm her şeyi her an not edebilirim. O notlar, yazının başına oturmamın ve bir hikayeyi başlatmamın sebebidir.
edebiyathaber.net (13 Ağustos 2021)