Kitaplarını düşünerek ve düşleyerek yaşayanlara adayan Düşbaz Kitap sayesinde tanıştığımız gazeteci, yazar ve podcast yapımcısı Elizabeth Day, iddialı kitapları Saksağan ve Tepetaklak ile okurlarını başarısızlık, saplantılar ve kadınlık üzerine düşünmeye davet ediyor. Yazarın her iki kitabı da Seda Peker’in çevirisiyle okur karşısına çıkıyor.
Tepetaklak
2018 yılından bu yana kendisinin ve başkalarının başarısızlıkları üzerine kafa yorduğunu söyleyen Day, ‘Elizabeth Day ile Nasıl Başarısız Olunur? (How to Fail with Elizabeth Day?)’ ismini verdiği bir podcast serisi yayınlamaya başlayarak kısa zamanda kendi hayatlarında başarısız olmaktan korkan binlerce insanın dikkatini çekmeyi başarıyor. Ünlü isimleri ağırladığı ve onlara hayatlarındaki üç başarısızlığı sorduğu podcast bölümlerinden ilham alan Day, daha da fazla insana ulaşabilmek için Tepetaklak’ı yazmaya karar veriyor.
İngiliz yazarın Türkçeye çevrilmiş ilk kitabı olan Tepetaklak: İşler Sarpa Sardığında Yapılacaklar Kılavuzu (Failosophy: A Handbook for When Things Go Wrong), sıklıkla karşılaştığımız kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak başarısızlığa fazlasıyla sahip çıkıyor. Başarısızlığı kucaklamayı gelişmeyi kucaklamak olarak görüyor. Bu farkındalıkla, Malcolm Gladwell, Phoebe Waller-Bridge, Lemn Sissay, Frankie Bridge, Nigel Slater, Emeli Sande, Alain de Botton, Mabel ve çok daha fazla ünlü ismin başarısızlıklarının nasıl başarıya döndüğüne kitapta tanık olmak ilham verici bir hal alıyor.
Day, podcast’inde konuklarla yaptığı konuşmalardan, okurlar ve dinleyiciler tarafından kendisiyle paylaşılan öykülerden ve kendi hayatından öğrendiği tüm dersleri bir araya getiriyor ve bunları yedi ilkeye ayırıyor:
- Başarısızlık Vardır
- En Kötü Düşüncelerinden İbaret Değilsin
- Hemen Herkes Yirmili Yaşlarında Kendisini Başarısız Hisseder
- Ayrılıklar Trajedi Değildir
- Başarısızlık Veri Toplama İşlemidir
- Gelecekteki Sen Diye Bir Şey Yok
- Kırılganlıklarımız Konusunda İçten Olmamız, Gerçek Gücün Kaynağıdır
Bu kitabı yazmaya karar verdikten kısa bir süre sonra hamile kalan ve ardından düşük yaşayan Elizabeth Day, yukarıdaki yedi ilkeyi kendine hatırlatarak sürecin üstesinden geldiğini söylüyor. “Artık hatalarımdan utanmıyorum çünkü hayatımdaki en büyük kriz anlarına baktığımda, bu kriz anlarını atlatmada gösterdiğim dirençle gurur duyuyorum. Ben bu hatalarımla bugün olduğum kişiye dönüştüm ama bu hatalar beni tanımlamıyor.”
Saksağan
Elizabeth Day’in son kitabı Saksağan (Magpie), yazarı tanıdıktan sonra okuması çok daha keyifli hale gelen bir psikolojik gerilim romanı. Kıskançlık, kadınlık, doğurganlık ve annelik konularının işlendiği kitap, yazarın kendi tüp bebek deneyimleri ve başarısız hamilelik geçmişi ele alınarak okunduğunda çok daha çarpıcı hale geliyor.
Saksağan; travmalarla dolu bir geçmişi geride bırakan Marisa’nın üç aylık erkek arkadaşı Jake ile eve çıkmasıyla başlıyor. Jake de Marisa da çocuk sahibi olmayı her şeyden çok istiyor. Bunun için çalışmalara başlayan çiftin kusursuz dünyalarında her şey yolunda gidiyor, ta ki Jake, Marisa’ya iş yerinde bazı finansal aksilikler yaşadığını ve geçici bir kiracı tutmaları gerekeceğini açıklayana kadar. Çatı katına Marisa’dan her anlamıyla farklı bir kadın olan Kate taşınınca her şey değişmeye başlıyor. Kate, Jake ve Marisa’nın hayatının o kadar dahil oluyor ki çok geçmeden bazı şeyler Marisa’nın dikkatini çekmeye başlıyor. Marisa hamile kalmayı başarsa da huzurlu ve sakin ilişkisi eskisi kadar güvenli hissettirmediğinde kendisini kontrol etmekte zorlanıyor.
Kitabın henüz yarısına gelmeden öyle bir kırılma ânı yaşanıyor ki o âna dek okuduğunuz her şeyden şüphe etmeye başlıyorsunuz. Çocuk sahibi olmak isteyen bir kadının yapabileceği fedakârlıklar karşısında şaşırmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Elizabeth Day, okuru kitabı zekice kurguladığına ikna ediyor.
Bambaşka türler olmasına rağmen hem Saksağan hem de Tepetaklak, yazarın kendi hayatından kaydadeğer parçalar taşıyor. Hayattaki tüm başarısızlıklarını açıklıkla paylaşmaktan çekinmeyen Day, ‘Elizabeth Day ile Nasıl Başarısız Olunur?’ podcast’inde her hafta yeni konuklarını ağırlıyor ve kitlesini giderek büyütüyor. Tüm bu kitapların ve podcast yayınının başarısının ardından hızla üretmeye de devam ediyor.
Elizabeth Day’in, en yakın arkadaşı psikoterapist Emma Reed Turrell ile ‘En Yakın Arkadaş Terapisi (Best Friend Therapy)’ ismini verdiği bir podcast yayını daha var. Bu podcast’ten ilham alarak yazdığı son kitabı Friendaholic: Confessions of a Friendship Addict’in de önümüzdeki aylarda Düşbaz Kitaplar sayesinde Türkiye’deki okurlarıyla buluşması bekleniyor.
edebiyathaber.net (26 Temmuz 2023)