Elvis Peeters’ın “Sayısız” adlı kitabı, Gül Özlen çevirisiyle Tekin Yayınevi etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Aylardır bu gerçek daha da soyunuyor gözlerimizin önünde, modern dünyada savaş tanrısına sunulan kurbanlar, yani mülteciler, yani ülkesinden sürülenler, yani evsiz barksız bırakılanlar, yani hayatsız, susuz, soluksuz kalanlar. Peki, biz hangi gerçekliğin içinde yaşıyoruz? Bizim rahatımız kaç kişinin uykusuzluğuna, hayatımız kaç kişinin ölümüne mâl oluyor? Sayısız, neşteri tam yerine saplıyor.
***
Hayatını işgal etmekten kaçınmadığımız herkes bir gün gelir bizim hayatımızı işgal eder. Kişisel ilişkilerinin değişmez kuralı halklar için de geçerli. Ülkeleri işgal edilirken ses çıkarmadığımız halklar Avrupa’nın dört bir yanına yayılıyor. Tam yerinde öngörülmüş bir felaket akıyor Sayısız’ın satırları boyunca. Refahını sağlama almak isteyenlerle hakkını isteyenler arasındaki bitmeyen kavgaya tanıklık edeceksiniz Elvis Peeters’in gerçekçi gözleriyle.
***
Yaşlı bir adama kendi hayatını sorgulattığı ve koca bir ömürden arta kalanlarla toplumsal, siyasal meselelerin birbirine nasıl bağlandığını ustalıkla gösterdiği kitabı Herhangi Bir Gün’ün ardından, Elvis Peeters’in ele aldığı meseleyi fevkalade ustalıkla anlattığı Sayısız’da hiçbir yapmacıklık göremezsiniz. Öyle ki kitabı okurken bir anda kaygılı bir küçük burjuvaya dönüşür, hemen sonra hayatını korumaya çalışan bir mülteci oluverirsiniz.
“Aç kalan ve yiyecek bir şeyi olmayan biri için suç sözcüğü ne ifade eder?”
Burjuvazinin üzerinde bir hayalet dolaşıyor, hatta dolaşmakla kalmayıp cisme kavuşuyor, bahçelere, evlere, orta sınıf ailelerin konforlu hayatına giriyor. Sayısız, dünya ülkelerinin eşitsiz gelişiminin, Batı’nın zenginleşip semirmesinin sonunu işaret ediyor bize.
Mülteciler ellerinden alınanları parça parça da olsa toplamak üzere geri geliyor…
Elvis Peeters, müthiş gözlem yeteneği ve olanı olduğu gibi anlatmadaki cesaretiyle günümüzün realist romanına kuşkusuz yeni bir soluk getiriyor. İnsana dair iyi-kötü, aşağı-yüce ayrımı yapmadan, neredeyse natüralist bir havayla mültecilerin yaşadıklarını anlatırken, kariyerinde yükselmiş, evi, arabası, karısı, çocukları, her şeyi yerli yerinde Avrupalı, beyaz, imtiyazlı erkeklerin; zarif ve kırılgan ev hanımlarının rahatlarının bozulmasından duydukları endişeyi de iliklerinize kadar hissettiriyor.
Kendi ülkesi Hollanda’da De Gouden Dil ve Libris Edebiyat Ödülü gibi prestijli ödüllere aday gösterilen Sayısız, çağdaş dünyanın esirlerinin haykırışı ve zamana yayılmış başkaldırısı olarak okunmayı hak ediyor.
(Arka Kapak Yazısı)
edebiyathaber.net (17 Mayıs 2016)