Antonio Vivaldi’nin bestelediği beş yüzden fazla konçerto (sanatçının bir veya birkaç müzik çalgısıyla virtüözitesini ve müzikal yeteneklerini dinleyiciye sunmak amacıyla icra edilen müzik parçasının genel adı) arasında 1723’te bestelediği “Dört Mevsim” başlıklı solo keman ve yaylı çalgılar için konçertoların özel bir yeri olmasına bir neden de eserin dört mevsimi tasvir etmesine karşın tümüyle bahar havasını (major ezgi) yansıtmasıdır.
Vivaldi eserine açıklayıcı olarak Bahar, Yaz, Sonbahar ve Kış başlıklı dört de sone (iki dörtlük ve üç dörtlükten oluşan 14 dizelik bir nazım şekli) eklemiştir. Böylece müzik tarihinde ilk kez programlı eser yaratan da o olmuştur.
Klasik müzik denilince bestecisi ve ismi en iyi bilinen parçalardan biridir aslında. Bunun bir nedeni de şimdiye kadar sayısız reklam ve filmde kullanılmış olmasının yanında birçok farklı türe mensup grubun da farklı enstrümanlarla “Dört Mevsim”i kendilerince yorumlamış olmalarıdır.
Bu konçertonun az bilinen bir özelliği de; eser bir şiir üzerine yazılmış olup her tema bir olayı veya canlıyı anlatmaktadır. Bu durum 20. yüzyılın başında Vivaldi’nin el yazmaları bulununca açığa çıkmıştır. Maalesef ki bu temaların “avcıların kovaladığı ceylan”, “buzda kayan adam”, “saka kuşu”, “pınarların fışkırması” gibi isimlerinin olduğu çok az bilinmektedir. Konçerto hakkında bir diğer az bilinen bilgi ise Vivaldi’nin sara hastası olması nedeniyle en çok zorlandığı mevsim olan yaz ayının ve bitmesini hiç istemediği kış aylarının temalarını hüzünlü bir ezgi olan Minör ezgiyle yazmış olmasıdır.
İçinde bulunduğumuz inişli çıkışlı dereceleriyle insanın ne giyeceğini kestiremediği Sonbahar bölümü Fa Major tondadır. “Köylülerin dansı ve şarkısı” başlıklı 4/4’lük ölçüde ve çabuk tempodaki ilk bölüm, ürünü kurtaran köylülerin sevincini anlatır; solo keman içkiden sarhoş olanların yürüyüşünü akrobatik hareketlerle çizer. 2. bölümde 3/4’lük ölçüdeki oldukça ağır tempoda “Şarkı ve danslar bitmiştir. Hava sakin ve güzeldir. Ve mevsim onları kendinden geçmiş gibi uykuya çağırır.” 3/8’lik ölçüde, çabuk tempodaki 3. bölümde ise “Gün ağarırken avcılar boruları, tüfek ve köpekleriyle ava çıkar, kaçan hayvanı sürerler. Tüfek ve köpeklerin çılgın seslerinden ürken sinirli hayvan yaralanır ve kaçmayı dener ama ölür” şeklinde anlatmaktadır.
Mevsim olarak insanda hüzünlü bir etkiye neden olan ama Vivaldi’nin dehasıyla hareketli ve mutlu bir ezgiyle çalınan Sonbahar bölümünü Alman Keman Virtüözü Julia Fischer’in kemanı ve harika sonbahar görselleriyle dinleyelim.