Zorlu, bıktıran, yıldıran ve bitmeyen bir sürecin içinden geçmeye devam ediyoruz. Hiçbirimiz bu denli uzayacağını öngörememiştik. Hayalkırıklığı yerini umutsuzluğa bırakıyor yavaşça. Sonunu kimse kestiremiyor, bizi neler, nasıl günler bekliyor, bilmiyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen çocuklar için çalışmaya devam edenler de var neyse ki. Yayın dünyası olabildiğince hızlı, umutlarımızı diri tutmak istercesine çalışıyor. Var olanlara yenileri ekleniyor ki, saygı duyulası, alkışlanası… Çarkların durma noktasına geldiği zamanlarda inatla içeri dalıp “merhaba” demeleri/ diyebilmeleri sevindiriyor.
Meraklı Tilki Kitaplığı sıkıntılarımızı bir kenara bıraktırarak kitaplarla geldi. İlki “Birazcık Endişeli.” Ciara Gavin ve Tim Warnes ortaklığı ile gelen kitabın çevirisi Ayça Aldatmaz’a ait. “Birazcık Endişeli” okuruna korkmaması gerektiğini, korkularıyla baş edebilmeyi, başarabileceğini anlatıyor. Yapılması gereken sadece bakış açısını değiştirebilmek sanırım. Sonbahar ve kış rengine bürünmüş kitapta Gelincik, yağmur ve rüzgarla başedebileceğini düşünüp kafa tutsa da ardından gelen iri dolu tanelerine ve öfkeli fırtınaya direnemedi, kendini savunmasız hissetti ve ürktü. Bir duvar örüp ardına sığınsa da yeterli olmadı ve duvarı biraz daha yükseltti. Yetmedi, bu defa çatı yaptı. Ortaya getirdiği yapının içinde yalnızlığına da alıştı. Burada gördüğümüz Gelincik’in doğa olayları karşısındaki tepkisi gibi olsa da korkularımıza karşı takındığımız tavırdır aslında. Karanlık karşısında bir kısmımız yorganı başına çekip sinse de diğer kısmımız da korkusuzca o karanlığı yırtarcasına üzerine gitmez mi? Ya da gökgürültülü sağanak yağışta özellikle de geceyse kulaklarımızı ve gözlerimizi kapatıp tekrar uyumaya çalışırken, kimisi de cama koşup bu doğa olayını izlemez mi/ fotoğraflamaz mı? Burada anlatılanları tam olarak buna benzettim. Gelincik başını içine gömendi. Birgün arkasını dönüp de kanepesinde kurulmuş olarak gördüğü Köstebek de anın tadını çıkaran, korkmak yerine keyif alan. Aralarındaki diyalog çok keyifli ve iki farklı bakış açısını gösteren harika bir örnek. Aralarındaki dostluk pekişince Gelincik korkularını anlattıkça Köstebek her biri için nasıl keyif aldığını anlattı. Kafası karışan Gelincik son bir soruyla finali yaptı: “Peki Köstebek, bir şeyle yüzleşmekten korkunca ne yapıyorsun?” “Arkadaşımdan yardım alıyorum” diyerek gülümsedi Köstebek.
İnsanın (canlının) güvenebileceği bir arkadaşının/dostunun olmasının da ne denli önemli olduğunu anlıyoruz son kısımda. Sonrasında el ele yeşil kırlarda salınmaları tüm korkuların geride kaldığını gösteriyor okura, güven veriyor.
Çizimlerin başarısının yanı sıra seçilen temayı, renkleri oldukça başarılı bulduğumu da eklemeliyim.
Meraklı Tilki Kitaplığı’nın uyku öncesi hazıladığı iki kitap daha var. “Mini Hayvan Hikayeleri” üst başlığı ile “İyi Geceler Minik Tavşan” ve “İyi Geceler Minik Panda.” Amanda Wood’un yazdığı, Vikki Chu’nun resimlediği, fotoğrafik resimlerin de Bec Winnel’e ait olan kitaplarda çocukların kendini tanımasına yönelik hikâyeleri okuyoruz.
Meraklı Tilki Kitaplığı, resimli kitaplar dünyamıza yeni bir soluk getirecek gibi görünüyor. Yolları açık olsun!
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (17 Mayıs 2021)