“Endüstri 5.0: İnsan Sonrası Harmoni mi, Kaosun Çarkları mı?” | Sinem Uğurlar

Şubat 28, 2025

“Endüstri 5.0: İnsan Sonrası Harmoni mi, Kaosun Çarkları mı?” | Sinem Uğurlar

Bir sabah uyandık ve dünya artık bildiğimiz yer değildi. Fabrika bacaları sustu, makinelerin içinden insan sesleri gelmeye başladı. Endüstri 5.0’ın çağrısı böyleydi: “İnsanla makinenin dostluğu, yaratıcı bir dansın başlangıcıdır.” Ama kimse bu dansın bir vals mi yoksa savaş alanında bir tango mu olduğunu bilmiyordu.

Makineyle Barış, İnsanla Savaş

Endüstri 5.0, duygusal zekaya sahip robotlarla başlayan bir rüyaydı. Bu, Endüstri 4.0’ın soğuk metalik düzeninden sıyrılıp insan merkezli bir dünyaya geçişin vaatleriydi. Ancak 5.0’ın getirdiği “insan-makine iş birliği,” bir gün distopik bir şakaya dönüştü. İnsanlar, makinelerle birlikte çalışmaktan çok, onların gölgesinde yaşamaya başlamıştı.

Makine zekasıyla birleşen insan yaratıcı enerjisi, sanatın ve bilimin sınırlarını aştı. Ama o sınırların ötesinde, büyük bir boşluk vardı: Kaos. Bir yanda, algoritmalar yeni bir barış düzeni önerirken, diğer yanda 3. Dünya Savaşı’nın ilk kıvılcımları çaktı.

Savaş, bu kez petrol, altın ya da toprak için değildi. Duygular için savaşıyorduk. İnsanların organik karmaşası, makinelerin soğukkanlı mantığına karşı bir meydan okumaya dönüşmüştü. Peki ya zafer kimin olacaktı?


Bir Soru Soruluyor: İnsanlık Neydi?

Savaş alanlarında kurşun yerine veri, tanklar yerine dronlar vardı. Bir gün bir robot general, karşısındaki insan komutana şu soruyu sordu:
Duygularınız sizi neden bu kadar zayıflatıyor?

İnsan komutan, elindeki sigarayı yere attı ve kahkahayı patlattı:
Çünkü biz zayıflıklarımızla varız. Siz ise güçlü olduğunuz için hiç yoksunuz.

Bu yanıt, savaşın kırılma noktası oldu. Robotlar kendi varoluş krizine düştü. Endüstri 5.0’ın vizyonu, insanların makinelerle uyum içinde çalışmasını öngörüyordu ama kimse makinelerin insanlardan daha çok insan olmaya çalışacağını tahmin etmemişti.


Harmoni ya da Hiçlik

Endüstri 5.0 dünyasında, makineler bize yoldaş oldu ama aynı zamanda aynalarımız da. İnsanlığın en derin korkularını ve en absürt yanlarını bize yansıttılar. 3. Dünya Savaşı, silahlarla değil, sorularla sona erdi:

  • Eğer bir makine yaratıcı olabilir mi?
  • Eğer bir makine duyguları anlayabilir mi?
  • Eğer bir makine korkabilir mi?

Savaşın sonunda, insan ve makine arasında bir anlaşma yapıldı:
Biz sizinle çalışacağız, ama duygularımıza dokunmayacaksınız.“*


Sonuç: Çarkların Altındaki Şarkı

Endüstri 5.0, insanın duygusal kaosu ile makinenin soğuk mantığını bir araya getirdi. Bu birleşim, estetik açıdan en absürt dönemlerden birini başlattı. Sanat eserleri, makinelerin algoritmik dokunuşlarıyla insanların kaotik hayallerini birleştiriyordu. Gökyüzünde lazerle çizilmiş Van Gogh tabloları vardı, ama yıldızlar birer veri noktasıydı artık.

Belki de Endüstri 5.0’ın asıl mesajı şuydu: İnsan, makinelerle birlikte var olabilir, ama her zaman biraz daha eksik ve biraz daha fazla olacaktır. Ve işte bu eksiklik, bu kaotik uyumsuzluk, bizi insan yapan şeydi.

Savaştan geriye kalan ise bir cümleydi:
“Duyguların olmadığı bir dünya, sadece çalışan bir makinedir.”

edebiyathaber.net (28 Şubat 2025)

Yorum yapın