Prof. Dr. Mehmet Tekin’in “Tarık Buğra: İtaatsiz Bir Taşralının Entelektüel Portresi” isimli biyografi kitabı Ötüken Neşriyat tarafından yayımlandı. Kitap, Tarık Buğra hakkındaki en kapsamlı çalışma olarak öne çıkıyor.
Prof. Dr. Mehmet Tekin, İstanbul Üniversitesi Türkoloji bölümünü bitirdikten sonra doktora öğrenimini Orhan Okay’ın danışmanlığında tamamladı. Öğrencilik yıllarında iki sene Cemil Meriç’in sekreterliğini yapan Tekin, biyografi kitabını Tarık Buğra’nın 100’üncü yaşında yayımladı.
Kitapta önce doğduğu yer olan Akşehir’in Tarık Buğra üzerindeki etkisini okuyoruz. Bu bağlamda Mehmet Tekin, Yaşar Kemal’i Çukurova’dan, Sait Faik’i Ada’dan ayıramadığımız gibi Tarık Buğra’yı da Akşehir’den ayıramayacağımızı söylüyor. Kitabın ikinci bölümünde, 1918 yılında imparatorlukta doğan Buğra’nın 1925 yılına kadarki hayatı anlatılırken kitabın üçüncü bölümü 1925-1936 arasındaki inkılap yıllarına odaklanmış. Buğra, “tipik bir Osmanlı aydını” olarak nitelediği babasından önce eski harfleri öğreniyor sonra Servet-i Fünûn yazarlarını okuyor. Öte yandan annesinden dinlediği Yunus ilahileri de onun gelişimi açısından oldukça önemli bir rol oynuyor.
“Yağmuru Beklerken”, “Siyah Kehribar”, “İbişin Rüyası”, “Gençliğim Eyvah”, “Yalnızlar” gibi eserleri olan Buğra’nın yazın hayatında “Oğlumuz”dan sonra “Küçük Ağa” geliyor ve filmi çekilen bu kitap yazara sarsılmaz bir yer sağlıyor. Bir yandan gazetecilik yapan Buğra kırk beş sene boyunca Milliyet, Yeni Gün, Vatan, Tercüman gibi gazetelerde yazılar kaleme alır. Mehmet Tekin, Tarık Buğra’nın hayatı üzerine hazırladığı bu titiz çalışmasıyla doğumunun yüzüncü yılında Buğra’nın hatırasına güzel bir armağan vermiş oluyor.
Kaynak: Sabit Fikir (3 Aralık 2018)