Enis Batur‘un “Başkalaşımlar XI-XX“ adlı deneme kitabı, Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Başkalaşımlar” dizisi, Enis Batur’un, kendi deyişiyle, “yaratıcılık sorunları üzerine yatay, dikey ve sarmal ilişkileri sorguladığı denemeler”den oluşuyor.
Başkalaşımlar XI-XX, yazılışları açısından yer yer ilk ciltteki metinlerle kesişen, gene de çoğunluğu 1990-2000 arasında yazılmış on denemeyi toplu biçimde okura sunuyor.
Daha önce ele aldığı bazı izlekleri genişletiyor burada Enis Batur; bazı yeni izleklerle ana gövdeyi açıyor: “Başyapıt” ya da “Tahrip” gibi konular; “Yürümek”, “Makaslamak”, “Saklamak” gibi fiiller tepelere ve kuytulara götürüyor yazarı.
Aramaktan geri durmayan, kaybolmaktan ürkmeyen, yaratıcılık sorunlarını evrensel düzlemde işlemekten vazgeçmeyen bir bakış açısı kuruyor yazar: Birbirine
mesafeli iki ağaç arasında sabırla örülen, dokunan, avına hazırlanan bir ağ.
“Başkalaşımlar”, bir şeyi dile getirmekle sınırlı bir tasarımdan yola çıkılarak ortaya çıkmıyorlar: Bir o kadar da bir şeyi dile getirme ‘biçimi’nin aranışını konu ediniyorlar.
Enis Batur “Başkalaşımlar”da okuduğu, izlediği, zaman zaman parçası olduğu, kimi zaman uzağında kalsa da hemen hiç kopmadığı bir “dünya”dan, o dünyanın anonim ortak prizmasından ve açtığı ufuktan yeri geldiğinde gücünü zorlayarak yararlanıyor.
Kitaptan:
Münih’teki evinde otururken, bir gece, telefonu çalmıştı Werner Herzog’un: Lotte Eisner, Paris’te, hastaneye kaldırılmıştı; öylesine yaşlıydı ki bu zarif ama yorgun kadın, belli ki ölüme, ölümüne doğru yürümeye başlamıştı.
Küçük bir çanta hazırladı Herzog; küçük bir defterin yanına kalemini koymayı unutmadı – evinden çıkıp yürümeye başladı: Almanya’dan Paris’e doğru, Lotte’nin ölüme yürüyüşüne karşı ölümüne yürümeye koyuldu. Dere tepe düz giderken konakladığında, terkedilmiş bir kulübede, sığınıp ateş yaktığı bir mağarada inde, defterindeki kelimeler koyulaştı.
edebiyathaber.net (21 Temmuz 2016)