Ahmet Rasim’in “Hamamcı Ülfet” adlı romanı Oğlak Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Pakize ihtirasla bakıyordu. Bu bakış kalbinin bütün emellerini anlatıyordu. Ülfet bu bakıştan sevindiği hâlde korkuyor, bununla ne demek istediğini düşünüyor, daha iyisi kadınlık duygusunun etkisiyle bundaki ruh okşayıcı hâli güzel olarak kabul ediyordu. Fakat çocukluk, özellikle Ülfet gibi nazik, yüreği ağzında bir kız bu tereddütten, bu şüphelenmeden, heyecan belirtilerinden bir tür burkulma ile üzüntüye kapılıyordu. Eğer bu kadar güzel, bu kadar göz alıcı bir erkek kendine böyle bir arzuyla bakmış olsaydı, onu daha çok düşündürürdü.
…
Ülfet’e de bir şeyler oluyordu. Acaba bayıldı mı? Hayır. Haz, onu bütün bütün kendinden geçirmişti. Dudaklarını emen dudak tatlı bir lezzet veriyordu… Uyurken gıcıklanıyormuş gibi titriyordu. Çırpınmalar birbirini takip ederek uyuşturuyordu. Gücü kesildi… Ayağa kalktığı zaman tıpkı anası gibi terlemiş, kızarmış, zevklenmişti!
Ahmet Rasim de Hamamcı Ülfet’le Oğlak Klasikleri’nde…
Yazar hakkında
Eğitimini Darüşşafaka’da tamamlayıp telgrafhanede kâtip olarak çalışmaya başladı. Ahmet Mithat’ın çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazıları yayımlandı. Basın alanında çalıştı, II. Meşrutiyet’ten sonra Hüseyin Rahmi Gürpınar ile bir mizah dergisi çıkardı. Pek çok farklı gazete ve dergide makale, fıkra, gezi mektubu ve anı türünde yazılar yayımladı. Suriye, Sofya ve Romanya’da muhabirlik yaptı. 1927’de İstanbul milletvekili seçildikten sonra ölümüne kadar bu görevde kaldı. Ahmet Mithat’ın edebi çizgisini sürdürdü, ancak dönemin çatışmalarından uzak durarak hiçbir edebi akıma bağlanmadı. Gözlemci gerçekçi üslubunda bu konumunun da katkısı vardır. Her zaman fazla okunma tutkusuyla yazarak, yazı diliyle konuşma dili arasında doğal bir denge kurdu. Hüseyin Rahmi’nin öykü ve romanda gerçekleştirdiğini, anı ve fıkra yazılarında gerçekleştirdi. Çoğunun güftesi kendine ait 60’ı aşkın şarkı bestelemiş, bunlardan 42’si günümüze kalmıştır.
Eserleri arasında roman türünde İlk Sevgili (1891), Afife (1894), Gâm-ı Hicran (1898), Ülfet (1900), anı olarak da Eşkâl-i Zaman (1918), Şehir Mektupları (1910-1911), Gülüp Ağladıklarım (1926) sayılabilir.
edebiyathaber.net (4 Ağustos 2023)